Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

23 Temmuz '08

 
Kategori
Aile
 

Dün imkânsız, yarın çok geç!!!

Dün imkânsız, yarın çok geç!!!
 

çocuk ve aile


Efendim; bugünkü paylaşımıma bir öyküyle başlamak istiyorum. Yanılmıyorsam Hasan Basri Hazretleri. Sayılan, söz ve önerilerine önem verilip tutulan bir kişilik oluşuyla, yaşadığı dönem, kendisine sıkça başvurulan bir kişiymiş.

Yaşadığı yerden oldukça uzak bir yörede, bu özelliğini duyan bir kişi; o güne dek ne yaptıysa bir türlü vazgeçiremediği huyu nedeniyle, oğlunu alıp yanına yola çıkmış. Oğlu çok fazla bal yemekte, öyle ki neredeyse her öğün bal dışında hiçbir şey yememekteymiş. Anne babası, her şeyin fazlasının zararlı olduğunu, sağlıklı yaşayabilmesi için diğer gıdaları da alması gerektiğini, defalarca söyleseler de dinletememişler. Onun sözünü dinler veya şifa sunucu bir yönü vardır, belki de duayla doğruya yöneltiyordur düşüncesiyle bu yola başvurmuşlar.

Hasan Basri Hazretleri: Gidin iki hafta sonra gelin demiş. Şaşırmış adam: Aman efendim, günlerdir yollarda sefil olduk, neyse şifası, okunmuş su mu, muska mı neyse yapıverin de boş çevirmeyin bizi demiş. Demiş ama dinletememiş, çaresiz geri dönüp iki hafta sonra tekrar gelmiş.

Hasan Basri Hazretleri; aynen anne ve babasının dediklerini söylemiş ve sıkı sıkı öğütlemiş bu huyunda devam etmemesi için. Adam bu defa daha da şaşkın: Aman efendim bunun için mi getirttiniz onca yoldan, geçen gelişimizde söyleyiverseydiniz ya. Hem bunları biz de sürekli söylüyoruz faydası olmuyor. Kerametinize güvenip geldik, hiçbir şey yapmadınız deyince; Hasan Basri Hazretleri: Siz de kahvaltıda bal yiyorsunuz değil mi? Sorusuna aldığı evet yanıtı üzerine: O geldiğiniz gün ben de kahvaltıda bal yemiştim, kendim yaptığım bir şeyi çocuğa yapma demem etkili olmazdı. İki haftadır bal yemeyip, sağladıklarının tümünün vücudumdan giderilmesini bekledim ki sözlerim etkili olup dinlensin; yoksa keramet ne bende, ne duada, ne muskada. Aynını siz de yapsanız olurdu demiş.

Ve ben bu öykü yanı sıra, çok beğenir, çok doğru bulunç olduğunu düşünürüm İngiliz’lerin meşhur sözünün de “Çocukları eğitmeye büyük annelerinden başlayınız”

Çocukları, gençleri kınayıp duruyoruz niye böyle oldu, ne oldu bunlara diye. Sorguluyoruz ne olacak bunların hali diye. Niye bu kadar saygısız, duyarsız, bencil bu nesil diye. Niye dostluklar geliştirip, sevgiler yeşertmiyor düşmanlıklar üretiyor diye.

Sorunun yanıtını yanlış yerde arıyoruz bence. Yanıt Hasan Basri Hazretlerinin sözlerinde! Biz değil miyiz ki, daha küçük yaşta, aman vuracağını hissettiğinde sen daha güçlü vur, dayak yeyip gelirsen ben daha fazla döverim diye okula gönderen? Biz değil miyiz yaptıklarımız ve yaşadıklarımızla onlara örnek olan? O vurdulu kırdılı filmleri yapan?

Çözüm? Çözüm ise, İngilizlerin o meşhur sözünde.

Büyükannelerimizin pek çoğu hayatta olmadığına göre ve henüz çok geç olmadan, çocuklarımızı durmaksızın, asla uygulamayıp hatta tam tersini yapacakları öğütler, yasaklar, kurallarla bunaltmak yerine; işe önce kendimizi sorgulamak, yargılamak; sonrasında da kurallar yasaklar koyup yine kendimize, güzeli doğruyu iyi olanı uygulamakla başlayalım.

Göreceğiz ki öğütlere, yasaklara, kurallara gerek bile kalmayacak. Ben oğlumun eğitiminde bunu yaptım. Hiçbir yasak koymadım, hiçbir kural koymadım. Önerdim, öğütler de verdim ara sıra, ama çoğuna gerek dahi kalmaksızın pek çok ahlâki değerde, insan olmanın, vatandaş olmanın, dost ve arkadaşlığın gereklerinde, erdemli ve adam gibi adam olmanın, insan olmanın ve hayata geçirmenin gereğinde, beni bile fersah fersah geçti. Öyle ki bazen o beni uyarır hale geldi.

Ne der eskiler: Ainesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz. Gerçekten de çocuklar lâfa değil, yaşayışımıza, yaşamın içindeki uygulamalarımıza bakıp örnek alıyor, söylemeye gerek bile bırakmaksızın bizim o güzel yanlarımızı alıyorlar. Ya da sözlerimiz ne kadar doğru olursa olsun; yaşamımız ve yaşamdaki ilkelerimiz hatalıysa, o hatalarımızı alıp uygular oluyorlar.

Sıkça dile getirdiğim gibi:

Çocuklar, ana babalarının küçük birer örneğidirler!

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..