Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

Dünün kavgası

Dünün kavgası
 

“Demokratlar, yarının tehlikesini görmeyip, dünün kavgasını ediyorlar” Doğru söze ne denir ki? Devrim Sevimay ın, İngiltere deki, Nev School Üniversitesinde, Anayasa siyaseti üzerine ders veren, Prof.Dr. Andrev Arato ile yaptığı söyleşiden aldığım bir cümle. Demokratlarımızı anlatan, bu güne kadar duyduğum en tutarlı tanımlama. Düne gidip, kavga edenlerin arasına karışıp, taraf olmak, neyi halledecek, sorunu bu güne taşımaktan başka. Dünü, dünde bırakmak gerek. Bizim demokratlarımız, en son 24 Nisanda, Haydar Paşa garından, trene binip, 1915 yılına gittiler. Ermeniler ile birlik olup, tehcire katıldılar. Ne oldu. Barıştık mı? Yoksa, sorunu iyice karmaşık hale mi getirdik.

Ermeni sorunu, bu tür eylemler ile asla çözümlenemez. Bu eylemler, yarayı kaşımaktan öteye gitmez. Demokratlarımız, düne gidip, kavgaya karışırken, kavganın nedenine de baksalardı bari. Birinci dünya savaşında, Osmanlı topraklarında, Osmanlılar ile barış içinde yaşayan, Ermeni vatandaşlarımız, Osmanlı savaşa girince, Rusların ve Fransızların kışkırtması ve toprak vaadi ile, yıllarca beraber yaşadıkları, komşularına karşı, inanılmaz zulümler uygulamaya, çeteler kurup, yağma ve çapulculukla halkı yıldırmaya başladılar. Bu olayların giderek çoğalması, tehcire neden oldu. Savaş bitti, ama, Ermenilere verilen sözler, yerine getirilemedi. Üstelik, yerlerinden, yurtlarından oldular. Mustafa Kemal faktörü, hiç hesapta yoktu. Türkler, içimizdeki düşmanlara ve işgalcilere karşı, inanılmaz bir kurtuluş savaşı verdiler. Dünya, önümüzde diz çöktü. Dimyata pirinç e giderken, Evdeki bulgurdan olan, Ermenilerde ve Rumlarda, o gün, bu gündür, bitmez, tükenmez bir düşmanlık oluştu. 1914 de, Fransızların çizip, ellerine tutuşturdukları haritalarla kala kaldılar. Kaybettiklerinin acısı ile, uydurdukları soykırım hikayelerine sığındılar. Ermenilerin bu duruma düşmesine neden olan, Avrupalılar da, doğal olarak, desteklediler. Toprak veremedik, buyurun buradan yakın.

Bu anlattıklarım, olayların gerçek hikayesinin, bir özetidir. Bunun böyle olduğunu, Ermeniler de, Avrupalılar da, iyi biliyorlar. Ama, Mağlubiyeti ve Mustafa Kemali, bir türlü unutamıyorlar. İşin tuhaf olan yanı, onların unutamadıklarını, bizim demokratlarımızın ve aydınlarımızın, unutmuş olması. Demokrat olup, Avrupalı ya ve Ermeni ye hoş görünmek için, onlarla birlikte ağlamak, neyi çözecek? Taksim anıtının yanına, soykırım anıtı mı dikeceksiniz? Kurtuluş savaşını kazanmasaydık, asıl soykırıma uğrayanın kim olacağını hesap edebiliyor musunuz? Şuna emin olun, bizim için kimse anıt bile dikmezdi. Yatın, kalkın bu ülke için savaşanlara dua edin. Bu gün aldığımız her nefesi, onlara borçluyuz. O savaşı biz kaybetseydik, asıl o zaman hepimiz Hırant Dink olurduk.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..