Dünya Basınında Atatürk (2)

Atatürk ve Hitler’i karşılaştırmak

Hitler henüz bir birahane ayaklanmasında kahraman olmuş bir onbaşı eskisiyken, Dünya Savaşı sonunda yapılan antlaşmaları ilk yırtıp atan oydu. ( NEW YORK HERALD TRIBUNE ABD 11 Kasım 1938)

O dönem yayınlanan ABD gazeteleri arasında Atatürk veya Türkiye haberlerine olumlu yaklaşabilen ilk ve tek örnek diyebilirim.

Avrupalı gözünden Atatürk’ün Samsun’a çıkışının nedeni

Osmanlı Sultanı bu tehlikeli adamı kendisinden uzak tutmak için onu 3.Kolordu müfettişliğine atadı. Görevi Anadolu’daki Osmanlı ordularının silahlarının müttefiklere teslimine nezaret etmekti. (NEUE ZÜRCHER ZEİTUNG İSVİÇRE, 10 Kasım 1938)

Günümüzde hâlâ “Vatanı kurtarması için Mustafa Kemal’i Anadolu’ya padişah gönderdi “ iddiasında bulunanlar için mutlaka okumaları gereken bir yurt dışı kaynak.

Mustafa Kemal Alman İmparatoruna ne cevap verdi?

Berlin’de, imparatorun Veliaht Şehzade Vahdettin onuruna verdiği bir akşam yemeğinde, Almanya İmparatoru II.Wilhelm tarafından kendisine direkt sorulan bir soruya şöyle cevap vermiştir: “Haşmetmeap, kanımca Türkiye Almanya’nın yanında savaşa girdiği gün kendi ölüm fermanını imzalamıştır. Onun yeri İngiltere’nin yanı olmalıydı…”

Masaya genel bir şaşkınlık hakim olmuştur. Biraz ağır işiten II.Wilhelm cevabı anlamamış görünüp, gülümseyerek durumu idare eder. Ancak Kemal akşam odasına döndüğünde, Konstantinopol’den gelen ve görevine son veren bir telgraf bulur. (LA TRIBUNE DES NATİONS İSVİÇRE, 24 Kasım 1938)

Doğru tespit, geleceği görüş, medeni cesaret ve hazırcevap olma gibi özelliklerin bir araya gelişine verilecek en güzel örneklerden biri bu olsa gerek.

 Zübeyde Hanımın soyu nereden geliyor

Selanik’te bir Türk gümrük memuru baba ve Yahudi asıllı ancak, İslam’a inanan bir anneden doğmuş olan Gazi Kemal Atatürk damarlarında karışık bir kana sahiptir.  Batı Gotların kanını taşımakta olan Selanik Yahudileri sarı veya kızıl saçlı, uzun boylu ve mavi gözlü olurlardı. (AETON BLADET DANİMARKA, 10 Kasım 1938)

Kimsenin ırkını, rengini, milliyetini veya dinini eleştirmek haddimiz olmamıştır. Bu bilgi son derece ilginç ve çarpıcı olduğundan dolayı paylaşılmaktadır.

Demokratik Diktatör!...

Bir diktatör. Ama ülkesinin bağrında kendisine itibar ve saygınlık yaratmış ilgisizlik ve boş inançları alt etmiş bir diktatör. Türklere, padişahların onlardan hep esirgediği yurttaşlık sıfatını kazandıran demokratik bir diktatör oldu. (EL DILUVIO İSPANYA, 9 Kasım 1938)

Demokrasi ve diktatörlük... Birbirlerine bu kadar uzak olan iki kavramı aynı cümlede kullanmak oldukça sıra dışı olmuş.

Yunan basınından bir Mustafa Kemal yorumu

Türkiye, dağları delmeli, en derinlerde bile olsa, arayıp bulacağı en değerli taştan, Kemal Atatürk’ün heykelini yapmalıdır. Çünkü Türkiye, dost-düşman herkesin kıskandığı, hayran kaldığı bir insana sahip olma şansına kavuşmuştu. Onun ölümü, sadece Türkiye için değil, bütün dünya uygarlığı için büyük bir kayıptır.  (KATHİMERİNİ YUNANİSTAN, 11 Kasım 1938)

Klasik bir söylem olacak ama sözün bittiği yer böyle bir şey olsa gerek.

Sürecek...

Dünya Basınında Atatürk (1)