Dünya diyabet günü

14 Kasım Dünya Diyabet Günü kabul edilerek; çeşitli etkinliklerde bulunuluyor. Biz de geçtiğimiz yıl tüm dünyada aynı zamanda yapılan Global Yürüyüşe, okulumuzda katılmış ve diyabet’ e dikkat çekmiştik. Tip I ve Tip II diye ayrılan Şeker Hastalığı gün geçtikçe toplumu daha da yakından ilgilendiriyor.

Toplumun dikkatini çekmek üzere , toplantılar, seminerler,global yürüyüşler yapıyoruz. Bunlar çok güzel etkinlikler. Ancak, asıl nedeni gözden kaçırmamamız ve bu konuda sürekli gündemi sıcak tutmamız gerekiyor.

Nedir Şeker Hastalığı?. Kabaca; Pankreas’ tan salınan İnsülin hormonu miktarının bozulması diyebiliriz .Bu ya genetik olarak doğuştan, genç yaşta olabilir ki bu Tip I ‘dir. Ya da erişkin yaşlarda ortaya çıkan Tip II Diyabettir. Tip I insülin’e bağımlıdır. Hasta her gün belli dozlarda enjeksiyonla insülin almak zorundadır.

Zor bir hastalık; ama ,kontrol altına alınması imkansız değil. Tip II, dikkatli beslenilir ve yaşanırsa İnsülin’e gereksinim duyurmayabilir. Diyet yetmezse ağızdan ilaçlarla takviye yapılabilir. Her iki tip te , şimdiki bilgilerimiz ışığında ömür boyu süren hastalıklardır. Tip I’in oluşmaması için , şimdilik yapacak bir şeyimiz yok. Ancak Tip II ‘nin oluşmaması için, yapılacak çok şey var. Bunların başında, yeterli ve düzenli beslenme geliyor. Fakat ne acıdır ki; şu anki kültürümüz fast –food dediğimiz atıştırma yemek tarzını kışkırtıyor. Her yerde hamburgerciler, dönerciler, pizzacılar v.b. Tabii ki zaman zaman bunlar da yenecektir. Ancak bunların sürekli yenmesi, hele hele bir okul kantininde çocuklara sunulması, maalesef kendi yavrularımıza kıymaktır. Bunların yanında içilen kafeinli, gazlı içeceklerin bırakın besleyici değerlerini; tam aksine zararlarını ve gereksiz enerji depoları olduklarını akıldan çıkarmamak gerekiyor. Maalesef bu tarz beslenme sadece ileride Tip II Diyabet’i kamçılamayacak. Bunun yanında ; yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları gibi sistemik , pek çok hastalığın oluşmasına da yol açacaktır. Okullarda yapılan sağlık taramalarında, şişman diye nitelendirilebilen, yani kilo yüzde scalası % 95’in üstünde olan çocuk oranı, ne yazık ki % 10’ları geçmektedir. Toplumumuzda sağlıksız öğretmen, doktor,mühendis,hakim,savcı,... v.b. meslek grupları olduğunda , ülkemiz nasıl ilerleyecektir. Bazı gelişmiş ülkeler, bu tarz beslenmenin yanlış olduğunu görmüşler ve okul kantinlerinde fast –food’u yasaklamışlardır. Bizler de bu tür radikal önlemleri, toplum yararı gözetilerek alabilmeliyiz. Hükümet olarak yada münferit okullar olarak, fast-food’u ve gazlı-kafein’li içecekleri yasaklamalıyız. Diyabet sadece beslenmeyle ilintilidir diyemeyiz; başka bir yazımda da enerji dengesine ve hareketli yaşama – ömür boyu spora değineceğim.