Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Dünya nasıl kurtarılır?

Dünya nasıl kurtarılır?
 

RAKKA'DA Bİ SOYKIRIM YAPIP GELİCEZ. 

Irak'taki soykırımın adı "demokrasi götürmek"ti. Şimdi ise "IŞİD'ten özgürleştirmek"

31 Mart günü yazdığım yazıdaki kehanet satır satır gerçekleşiyor BUYRUN TIKLAYIN. ABD, bölgedeki insanları toplu olarak katletmeye başladı. Bölgede nerede olduğu, sayısının ne olduğu belli olmayan IŞİD'lileri temizlemek adı altında bölge insanını toplu halde yakarak öldürmeye başladılar. Bunu resimde de görebilirsiniz. 

Fosfor bombalarının nasıl hedef gözetmeksizin insanların üzerine atıldığını şu videeoda da izleyebilirsiniz. 

Hatırlayın, daha dün gibi... Türkiye El Bab operasyonunda siviller zarar görmesin diye bombardıman yapmadan göğüs göğüse çarpışarak girdi şehre. Tepeden bombalayıp o ilçeyi haritadan silerek içeri girmeyi biz de bilirdik ama bunun adı savaş değil şerefsizlik olduğundan böyle bir şey yapmadık elbet.

Peki ABD ne yapıyor? Tabi ki kendinden bekleneni. Başlı başına insanlık suçu olan fosfor bombalarını yağmur gibi yağdırıyor insanların üzerine. Amaç bölgeyi kalan son Araplardan da arındırıp üzerine ABD bayrağı dikmek ve o bölgeyi PKK'lı teröristlere "emanet" etmek. Ta ki gerçek sahibi İsrail gelip alana dek...

El Bab operasyonunda Suriye hükümeti Türk ordusu işgalcidir diyordu. PKK'lılar Türk ordusu vahşet işliyor diyordu. Rus olduğundan da pek emin olmadığım, adeta CIA bölge müdürlüğü gibi çalışan Sputnik "Katil Türkler" diyordu. Üç beş tane yaralanmış insan fotoğrafını tüm dünyaya servis edebilmenin peşindeydi.

Türkler en nitelikli askerlerini şehit verme pahasına bombardıman yapmadan bölgeye girdi ve İngiliz destekli IŞİD'i jiletle kazır gibi kazıdı bölgeden. Bu sırada Suriye uçakları tarafından vuruldu, Ruslar tarafından hedef alındı, PKK'lılar saldırdı, IŞİD' bölgeyi PKK'ya bıraktı ve sözde koalisyon kılını bile kımıldatmadı. Her şey minicik bir ilçede yaşandı. 

Bugün bir il olan Rakka (ki kendisi IŞİD'li teröristlerin sözde başkentidir) için ABD PKK'ya bir NATO ülkesine dahi bugüne yapmadığı silah desteği verdi. Ortadoğuda bir ülkenin elinde olandan fazla silahı bir terör örgütüne verdi. 

Bu kadar yardım yaptıktan sonra o teröristleri şehri temizlemek üzere içeri sokacaklarını zannedenler de yanıldı. ABD savaş suçu sayılan silahlarla şehri içindeki tüm sivillerle birlikte haritadan silmeye başladı. 

O teröristler kıymetliydi çünkü %97'si Araplardan oluşan bir şehirde köklü bir etnik temizlik yapıldıktan sonra orasını o teröristlere bırakacaklardı. PKK'nın tek görevi ABD'nin soykırımından hayatta kalan birileri varsa onların kafalarına son kurşunu sıkmak. Şu an bunu yapıyorlar zaten.

Diyebilirsiniz ki IŞİD'li teröristler ne olacak? Şahsi fikrimi söylüyorum; şu an Rakka'da bir tane bile IŞİD'li terörist olduğunu düşünmüyorum. Onlar İngiltere'nin emriyle başka bir bölgeye geçmiştir bile. Belki de PKK'nın kontrolüne bırakılan bölgelere geçerek üzerlerine PKK kıyafeti giymişlerdir bile.

Şu an Rakka'da oradan çıkmayı beceremeyen siviller imha ediliyor büyük olasılıkla. Son Arap da temizlendiğinde kimseye hesap verme derdi olmayan ABD bin yıllık demografiyi Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de soykırımla ortadan kaldırmış olacak. Sonra da sırası gelene kadar yaşamasına izin verilecek olan PKK devletçiği kurulacak. 

ABD çoluk çocuk demeden insanları yakarak öldüredursun, İslam alemi ne yapıyor dersiniz? Dünyadaki tüm terör örgütlerini finanse eden devletin başındaki adamın emriyle sırf ABD'ye karşı olduğu için bir din kardeşini terörist olmakla suçluyor ve Ramazan'ın ortasında etrafını kuşatarak önce açlığa maruz bırakıyor, sonra da eğer ABD arzularsa silahlı işgalle o bölgeyi yok etmeyi düşünüyor.

Tam bu sırada İran'ın başkentinde meclisi basıp dini kimliği olan bir kişinin türbesini patlatıyorlar. İran'a da verilen ayar "Katar'ı yok edeceğiz, uzak dur" oluyor. İran ne yapıyor peki? "Suçlu Suudi Arabistan'dır" diyor. ABD'nin oltasına adeta bir sazan performansıyla atlıyorlar.

ABD ve İsrail de Japon çekirdeği alıp kenardan bir güzel göbeklerini kaşıya kaşıya gülüyorlar bu sözde "İslam" alemine. 

İSLAM ALEMİ HANGİ DİNE İNANIYOR?

İnsanın aklına geliyor tabi "İslam alemi hangi dine inanıyor acaba?" sorusunun yanıtı...

IŞİD'in, Taliban'ın, PKK'nın ve bilimum terörist organizasyonun kurucusu (Bu ifade bizatihi ABD başkanına aittir) olan devletin demesiyle birbirine giren devletlerden kimse de çıkıp "Güzel kardeşim, hiçbiriniz suçlu falan değilsiniz. Sizi yok etmek için birbirinize düşüren ABD size bunları yapıyor" demiyor.

İran hala "Yok Yemen'i şiileştireyim, yok Suriye'yi şiileştireyim, Suudi Arabistan'da isyan çıkartayım, Irak da şii olsun" gibi saçma sapan işlerle bütün enerjisini boşa harcıyor. Bunu ABD ile el altından yaptığı anlaşmalar çerçevesinde yapıyor.

ABD İran'a gidip "Sünni aleme karşı siz dengeleyici unsursunuz. Burada onları görmektense sizi görmeyi tercih ederiz" diyor. İran da fırsat bu fırsat deyip ABD'nin izin verdiği ölçüde yayılmaya çalışıyor. 

Bilmiyor veya anlamak istemiyorlar ki ABD İran'ın gerçek anlamda güçlenmesine asla izin vermez. Bütün dertleri Sünni coğrafyanın başına bedavadan bela açılmasını sağlayarak bunu sürekli kendi asker ve teröristleriyle yapmak zorunda kalmamak istemeleri. Yani zamandan ve paradan kar elde etmek. Yoksa İran sevgisi değil mesele...

Suudiler, nam-ı diğer İran'ın mezhep olarak tam antitezi,  gerek İran'ın bu zokayı yutarak giriştiği saçma işlerden, gerek ABD ile ortak olmasından, gerekse aynı şekilde ideolojik olarak yayılmacı bir zihniyete sahip olmasından aynı saldırgan tavırları sergiliyor.

Kimse de çıkıp "Kardeşim biz farklı düşünen kardeşiz. Önce düşmana karşı birleşelim. Sonra ne derdimiz varsa oturup konuşuruz" demiyor. İran da Suudi Arabistan ve kendisi gibi ABD sömürgesi olan diğer bazı Arap devletleri de bu saçmalığa bir dur diyecek ahlaka ve akla sahip değiller. Dertleri küçük hesaplar...

TÜRKİYE'NİN TEZİ

Bölgede hiçkimsenin sallamadığı bir tezin savunucusu bir ülke var oysa; Türkiye. Tüm farklılıklarımıza rağmen birleşmemiz gerektiği tezi... Bizim için Suriye'nin, Irak'ın, Suudi Arabistan'ın, Yemen'in, Ürdün'ün halklarının "Allah birdir" ülküsü üzerinde birleşmesinin önünde bir engel yoktur. Mezhep meseleleri insanlar birbirlerini öldürmeden çözülebilir.

Kimse kimsenin hakkını gaspetmeden bu iş çözülebilir. Aşağıdaki haritaya bir bakın. Bu ülkelerin hepsi müslüman. 4000 yıllık İran ordusu, 2400 yıllık Türk ordusu ve nükleer güç Pakistan'ın ordularının birleşmesiyle askeri olarak "Son derece caydırıcı" bir güç olabilir bu ülkeler. Tabi eğer birleşseler...

Bu ülkeler dünya petrol rezervinin toplamda %60'ıne, uranyum-plutonyum rezervinin %40'ına, Bor rezervinin %74'üne sahiptir. Bir başka ifadeyle dünyanın en zengin coğrafyasıdır. Askeri olarak dünyanın en iyi savaşan ordularından Türk ve İran ordularına sahiptir. Buna yeni bir güç olarak Pakistan ordusunu da rahatlıkla dahil edebiliriz. Yani eğer birleşebilse hiçbir şeye ihtiyacı olmadan yaşayabilir bu insanlar.

RUSYA VE ÇİN ABD'Yİ DURDURABİLECEK BİR HAMEL YAPABİLİRLER

Evet yapabilirler. Hem de bunu ABD'nin kendi silahıyla onları vurarak yapabilirler. Yeni ve dengeleyici bir devlet kurarak!

Türkiye birleşmek istiyor. İran da istemeli. Bunu Rusya da istemeli. Zira ABD ve destekçilerinin terörüne karşı bu durum Rusya'nın da son şansı olabilir. Bunu defalarca yazdım. ABD aşağıdaki harita üzerinden bölgede etnik kıyım ve insansızlaştırma-kaynaklara/topraklara el koyma harekatına başladı.

Oysa Rusya'nın ve Çin'in desteğiyle üç aşamada ABD tehlike ve tehdidi bertaraf edilebilir. Aşağıda ilk aşama yer alıyor. Öncelikle ortadoğu sünnilerini tek çatı altında toplayabilir. Burada İran akıllılık etmeli ve "Hani benim Irak'ım" demek yerine büyük resme odaklanarak tüm bu coğrafya'da daha özgür olmanın sefasını sürme keyfine odaklanmalıdır. Yani bir dünya gücü olmanın...

Ortadoğu'da bu birlik sağlandıktan sonra farklı bölgelerde ve farklı mezheplerde olan dağınık gruplar temel niteliklerine göre birleştirilmelidir. Böylece ABD'nin kafasına göre her yere uçak gemisi çekip terör estirme fantezisine bir dur denilebilir. Ancak bunun için Rusya ve Çin'in tam bir fikir birliği içerisinde bu oluşuma askeri-siyasi destek vermeleri gerekmektedir.

Son aşamada içerisinde şii-sünni olmak üzere iki temel yapıyı barındıran birleşik yapılı islami bir federasyon kurularak dünyanın batı kanadında yer alan yıkıcı bloğa karşı Rusya ve Çin'in yanında bir üçüncü güçlü müttefik yer alır. Bu devlet kaynaklarını ABD-İngiltere ve İsrail yerine dostları Çin ve Rusya ile paylaşır. Böylece ABD istediği gibi terör estiremez. ABD'nin süper gücü de bu şekilde dengelenmiş olur. 

Zeki davranan Çin ve Rusya ABD'nin çok aşırı zorlamayla yaptığı PKK'lı teröristlerden devlet kurma fantezisinin çok daha makul ve realitesi olanını var olan devletler üzerinden bir birlik kurarak yapabilir. Böylece hem kendi güvenlikleri, hem de dünyanın güvenliği daha dengeli şekilde sağlanmış olur.

ARAPLARIN KENDİ KENDİLERİNİ İMHA PROJESİ

Yoksa dünyayı kana bulayan devletin yetkilileriyle birlikte bir küreye el basıp kendi din kardeşlerini bu katillerin ağzına atmak iş değildir. Dün Irak'taki, Hocalı ve Srebrenitza'daki, Cezayir ve Libya'daki soykırımlara ses çıkarmayan Arapların sırf ABD istedi diye gerçekten ABD karşıtı bir iş yapmış olan kardeşlerini parçalamaya kalkmaları hangi dinin kitabıyla açıklanır bilemiyorum.

Dün tek derdi "Allah'ın evi Kabe"yi korumak olan ve sefil durumda olmalarına rağmen tek motivasyonu kutsal toprakları savunmak olan Osmanlı askerlerini İngilizlere parçalatan Suudilerin Twitter üzerinden Türkiye'nin Katar'a asker gönderme kararına atfen "Osmanlı emperyalizmi geri mi dönüyor" zırvasını yaymaları çok acı.

Emperyalizmin Allah'ı ABD'nin emriyle Ramazan mübarekte kardeşini aslanın ağzına at, emperyalizmle en ufak alakası olmayan Osmanlı'ya emperyalist de. Bu kafa pırıl pırıl gerçekten, hiç kullanılmamış!

Bu aynı kafa ülkesi petrol zengini olmasına rağmen borç alacak kadar ekonomik dar boğaza girmişken altın saraylarda zevk-i sefa yapan Suudi ailesi ülkesinin ve milletinin refahı için atılım yapmak yerine ABD'nin bir önceki nesilden elinde kalan askeri çöpleri alabilmek için 100 milyar $'lık silah alımı yapıyor. Peki neye ve kime karşı?

BİRLİK OLMAMANIN SONU KABE'Yİ YIKTIRMAKTIR

Suudi Arabistan hiçbir müslüman kardeşine hiçbir zaman arka çıkmamışken, ABD-İngiltere emriyle hepsini ölüme göndermişken zannediyor mu ki bir gün kendisine saldıran olursa cihat aşkıyla insanlar Suudi Arabistan'ı kurtarmak için yardıma koşacak?

İran da yaptığı tehdit açıklamasında ne dedi zaten? "Mekke ve Medine dışında orayı yerle bir ederiz" Yani Suudi Arabistan'ın "Kutsal topraklar elden gidiyor ey cemaat-i müslimin" diyerek insanları yardıma çağırması da işe yaramayacak çünkü İran da kutsal topraklara dokunmayacağını ve dokunulmasına izin vermeyeceğini açıkladı zaten.

O durumda ABD'nin silahları yetmeyecektir. ABD Suudi Arabistan'a PKK'ya yaptığı gibi ücretsiz silah yardımı da yapmayacaktır. Ülkedeki tüm zenginliklere karşı tüm kaynakları alıp İran ve Suudilerin birbirini yemesini izleyip sürekli "Kayıgılıyız, endişeliyiz. Tarafları itidale davet ediyoruz" demeye devam edeceklerdir.

Kim bilir belki boşluktan istifade Kabe'yi PKK'ya yıktırmak üzere YPG-PKK'yı Mekke'ye sokmayı bile deneyebilirler. ABD'nin bir gece ansızın Suudiler için "Aaaaaa, bak sen; aslında IŞİD'in merkezi Rakka değil Mekke'ymiş" demeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. Bunu büyük bir zevkle derler ve nasıl olsa kimseye hesap verme dertleri de yok.

Bu kafadaki Arap ve Acemler oldukça Kabe'mizi de yıkarlar, evimizi de. Bize birlik lazım. Buna Araplar ABD malı koltuklarına kurulup "emperyalizm" dese de, Acemler "Ya bizim şiilik performansımıza zarar verir" dese de çözüm ve kurtuluş bu.

İkisi de tarih kitabı açıp bokuyla kavgalı Avrupalıların "Kutsal ittifak" ile neler başardığını okurlarsa dediğimi daha iyi anlayacaklardır.

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..