- Kategori
- İlişkiler
Dururdu ve Sanırdım ki...
Öyle sakin, nazik ve güzeldi ki,
Kavusturur kollarını dururdu.
Dalardı güzel gözleri
Kanımca hayaller kurup dururdu.
Bir iç liman gibiydi sanki.
Cesaretı olan varsa eğer yanaştırmaya
yorgun teknesini yanına,
İnanin, çok şey öğretecekmiş gibi dururdu.
Mesela; sakince nasıl dans edilir
Yaşamın o amansız güçlükleriyle bilgisi gibi.
Ama kaptanların cesaret eksikliğine
İçten içe kahreder gibi dururdu.
Görsem ki, bir tekne bile yanaşsa eğer,
Sanki felaketim olurdu.
Geceleri ise, ay ışığı vurduğunda,
O güzel yüzüne,
Bir doğa (d)evrimi olur gibi
Gecenin için(d)e güneş doğardı!
O, hiç bir şey olmamış da
Gözlerini kırpmış gibi dururdu..
Takındığı zamanlarda ise
O incitilmiş tebessümünü gören
Tüm öksüz ve yoksun çocuklari da
Annelerine yeniden kavuşturmuşcasina
Sevinir gibi olurdu.
Rastık çekmez, ışık sürünürdü sanki,
Ela gözler üstünde ince yaylara.
Kaşlara gün işığı, kirpiklere ay
Güzel yüzüne dayadı mı avuçlarını
Hamile bir gün doğumunu sanki
Teskin eder gibi olurdu.
Çoğu zaman da
Gerçeklerin örttüğü hayalleri
Unutulmuş bir Pınar'ın berraklığında
Bakışlarıyla yıkardı.
Her seferinde hiç üşenmeden,
Adı gibi arı, duru ve berrak bir suda
Yıkar yıkar dururdu..
İki kararlı ve bereketli bulut gibi,
O derin bakışları uzağa daldığında,
Yağıp da temizlemek isterdi sanki,
Yeryüzündeki tüm kara kir ve pislikleri.
Keşke; talih kuşları bir öpebilseydi eğer,
Ak alnının gücenik ülkesini.
Sanki onları hep bekler gibi dururdu.
Yüzü güzel, fikri güzel; yüreği güzel
Umudun kızlarından biri gibi dururdu,.
Azim(e) mi, cesaret/kız mi; direniş/kız mı?
Her seferinde umudun ayrı bir kızı gibi dururdu,
O hep öyle nezaket, insani güzellik
Ve anlam yüklü dururdu,
Ya da ben hep öyle sanırdım,
Simdi, düşünüp durma sırası bende
Hayal miydi, değiıl miydi acaba?
diye...
İ.Ersin KABAOĞLU,
27/07/2002, Ankara