Düşmanım ol hiç değilse

"Düşmanım ol hiç değilse". Böyle derler. Dostluğu kabul etmeyi, dostluğun anlamını çözemeyenler.

Kişi kendi hissettiği sevgisinde, sevmediği her şeye haksızlık eder bilmeden. Burada bir körlük vardır. Işığın tadına varmak için dostluk yeterlidir onlara. Sevgide aşmak istenilen kıskançlık saldırılarını gizlemek için dostunun önünde süslenirler.

Dostu için bir özlem olmak isterler. Dostun için ne kadar süslensen azdır. Dostun önünde çıplak durmak gerekir. Dostuna yüreğinle yakın olmalı gözünle işitebilmelisin.

Dostun acınmak mı istiyor, öyleyse onun sende sevdiği budur. Dipsiz kör kuyusuna seni zorla davet mi ediyor? Sakın ola inme kör kuyuya...

Acıman sezme olsun. Dostunun kör kuyusuna inmeden ona yaklaşabilmelisin. Gözüyle işitebilmeyi öğretebilmelisin.

Yalnızlığına ilaç mısın dostunun kurtarıcısı olursun.
Dostuna verdiğin seni züğürtleştirmez.
"Köle misin dost olamazsın zorba mısın dostun olmaz" derler.

Benciller için dostun anlamı "o bir üçüncü kişidir". İçlerinde bir zorba gizlidir.

Süslenir püslenir geçer karşına. Tüm yoksulluğuna rağmen dostluğa yeterli değildir.

Onun dostuna verdiğini siz düşmanınıza dahi verirsiniz.

Tanıdıkları bildikleri sevgide ışığın yanı sıra, gecenin ağırlığıyla çökerler üstünüze. Konuşmanızın derinlere dalmasını önleyen bir tapanız mutlaka olmalı.

Bu bencillerin karşısında çekinmek gerekir.

Tanrı değilim ki giysilerimden utanayım.

Sevgide sevmediğin her şeye karşı kör ve sağır değilsen, dostunda sevmediğin her şeye karşı haksızlık etmiyorsan dostundan çekinmeye karşısında gizlenmeye gerek yok.

Sezmekte ve susmakta usta olan dostlarımın arasında keyfim yerinde.

Hepimiz çıplağız öylece olduğumuz gibi. Dostlarıma sevgilerimle...