Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Düşünceye özgürlük nerde?

Düşünceye özgürlük nerde?
 

gazete resmi


Son zamanlarda ülkemde canımı acıtan o kadar çok şey oldu ki…

Hangi birini sayayım.

Gencecik yiğitlerimiz ölüme giderken, araya sokuşturulup, belki yuttururum diye çıkarılan türban yasasını mı?

Suudi kralının verdiği hediyeleri, nedense, bir türlü açıklamayan cumhurbaşkanımızı mı?

Sosyal Güvenlik Yasası adı altında gariban emeklilerimizin maaşları yüzde 30 düşürülürken, milletvekili maaşlarına zammın arada kaynatılmasını mı?

Vakıflar Yasası adı altında tarikat ve cemaat vakıflarına çekilen kıyağı mı?

Çalışanlarının çoğunun köşeyi döndüğü belediyelerin 5 milyar YTL’lik borcunun silinmesini mi? Bu belediyelerden birinin para makinesi şirketin genel müdürünün karısına ve 2 imam nikahlı karısına yedirdiği paralar malumunuz… Tabii silsinler belediye borçlarını canım, adamlar ne yapar sonra?

Milletvekillerinin ve ailelerinin, sigortalıların ödedikleri sağlık katkı payından muaf tutulmasını mı?

Elimizden kayıp giden Tekel’i mi?

Fabrikalarının satılmasını istemeyen işçilerin üzerine tazyikli su sıkılmasını mı? (Bu haberi seyrederken öfkeden kudurdum)

“Memlekette dekolte aldı başını gidiyor” diye konuşup, sonra da “Laikliğin güvencesi biziz” diyen başbakanı mı?

İkiye bölünen insanlarımızı mı?

Birbirine nefretle bakan üniversitelileri mi?

Şeriat mahkemelerinde yargılanacağımızı söyleyen zavallıları mı?

Bu ülkede özgürlük var iddiasını savunurken, düşüncelerinden dolayı Bülent Ersoy’u yargılayan zihniyeti mi?

Tiyatro sanatçılarının vasıfsız işçi statüsüne sokulmasını mı?

Dizilere uygulanan içki ve sigara sansürünü mü?

Çoğu yerdeki içki yasaklarını mı?

Hakkında “Hele bir istediğimiz gibi konuşmasın” denebilecek kadar kuklalaşmış YÖK başkanını mı?

Yok yok, en iyisi ben hiçbirini yazmayayım, daha bugün yaşadığım ve içimi burkan olayı yazayım size.

Çeşitli otlar alıp denemek üzere Bodrum pazarına gittim bugün. Çıkışta yanyana geçen, eskiden birlikte yaşamayı bilen, ama başımızdakiler yüzünden şimdi birbirinden nefret eden iki kutup geçti yanımdan. Biri başı kapalı bir genç kız, diğer ikisi diğer taraf. Taraf olduk artık, ne acı değil mi? Başı açık olanlar kızın yüzüne “İşte sıkma baş, bunların Allah..... versin” dedi.

Benim bu konudaki düşüncelerimi hepiniz biliyorsunuz. Ama bu yaşadığım olay beni çok üzdü.

Bizi bu şekilde bölen, iki kutup haline getiren, bu arada da yiyebileceğini yiyen başımızdakiler, o yedikleriniz yanınıza kalacak mı sanıyorsunuz?

Elbet sizlerden de hesap sorulacak, er ya da geç…

Bu yazıdan sonra yargılanır mıyım bilmiyorum. Bu ülkede özgürlük var ya, türbana özgürlük, onlardan taraf olanlara özgürlük, ama karşı çıkana infaz…

Ölen gencecik yiğitlerimizin ardından herkes gibi ben de gözyaşı döküyorum, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.

 
Toplam blog
: 33
: 830
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yağmurlu bir 30 Ekim günü açmışım gözlerimi, biraz aceleciymişim ki 7 aylık doğmuşum:) Sonrasında hi..