Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '22

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Düşündüğünü Çekersin

En çabuk unuttuğumuz şey kendimize verdiğimiz sözü tutmak. Elinden gelini yapan ve elinden geleni yine yapmayan insandır sonuçta. Kaybedilen eşya, para, her türlü acı zamanla unutuluyor ama kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırladığımız da insanın içini acıtıyor. Her karanlık şafağın tohumlarını içinde taşır, her aydınlığın bir zifiri karanlığı olduğu gibi. Ne ararsak yüreğimiz de, kendimiz de buluruz. Kaçtığımız her ne ise bizden önce gider sığınacağımız, gitmek ve ulaşmak istediğimiz yerlere. Hayat bu hiç belli olmaz sana okyanusu geçirtir bir şey olmaz da, bir göl de boğulursun şartlar neyi gösterirse artık. Kendi değer yargılarımız ve kendi doğrularımız içinde. Madendeki kömürü ararken maden, ekmeğimizi ararken ekmeğiz. Zor olsa da zorlukların meyvesini almak gerçekten güzel olan.
 
Aklından geçen düşünce, ağzından çıkan bir söz tüm dünyayı dolaşıp yine sana gelir. Vicdan ve akıl insana yön veren ilahi bir pusula ama vicdan tarafına gelince şekil değiştirmeyecekse. Her zaman vicdansız olandan korkmalı akılsız olandan değil ve vicdandır insanı insan yapan ki doğru kullanmasını bilseydik dünya cennet olur, barış içinde yaşardık.
 
Hindu cennetinde kalpataru denen bir ağaç vardır. Bu DİLEK AĞACI demektir. Tesadüfen bir gezginin yolu oraya düşer. Adam yorgundur, ağacın altına oturur açtır. Burada biri olsaydı, yiyecek isterdim ama kimse görünmüyor diye düşünür. Yiyecek fikri zihninde göründüğü anda, yiyecek aniden belirir. Adam çok aç olduğu için bu konuyu düşünmez bile ve hemen yer. Sonra uykusunun geldiğini hisseder ve 'keşke şurada bir yatak olsaydı' diye düşünür ve yatak belirir. Yatakta yatarken adamın içinden bir düşünce yükselir: "Neler oluyor? Burada kimseyi görmüyorum ama yiyecek geldi, yatak geldi. Belki hayaletler bir şeyler yapıyor!" Birden hayaletler belirir. O zaman korkar "Şimdi beni öldürecekler!" diye düşünür. Ve hayaletler onu öldürür.
 
Hayatta bu hikayenin aynısıdır. Hayaletleri düşünürsen, ortaya çıkacakları kesindir. Düşündüğün şeyi göreceksin. Düşmanları düşünürsen onları yaratacaksın, dostları düşünürsen onlar belirecek. Seversen dört bir yanında sevgi belirir, nefret edersen çevrende yine nefret belirir. Düşünmeye devam ettiğin her şey belli bir kural tarafından yerine getirilecektir. Hiçbir şey düşünmezsen o zaman sana hiçbir şey olmaz.
 
Her değişimde güçlenmeyiz. Cesaret ile korku yan yana duramazlar, ya kölesindir yada efendi. Bütün korkumuz kim olduğumuzu ifade edememek aslında. Hayatlarımızı başkalarının isteklerini yerine getirmek için yaşamayı öğrenmişiz. Çünkü başkaları tarafından kabul edilmemekten korkuyoruz bu da yaşamımızı korkunun hakimiyeti altına sokuyor. İnsanlardan, güvenmekten, samimiyet duyarken bile samimiyetsizleşiyoruz farkında olmadan. Eğer durumun farkına varırsak bir süre sonra güçleniyor ve bizi kaybetmekten korkmaları gerektiğini düşünmeye başlıyoruz.
 
Sonsuz mutluluk kendimize verdiğimiz değerle ve hayata pozitif bakmakla ilgili ki mutluluk her zaman baki kalsın. Yaşam sonsuz değil bunu hatırlamamız mutlu olmak için yeterli.
 
HÜLYA ÇAKICI 
 
Toplam blog
: 822
: 574
Kayıt tarihi
: 19.12.15
 
 

Hacettepe Üniversitesi İktisat Fakültesi ve Akdeniz Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Fakültesi ve..