- Kategori
- Güncel
Düşünmek...
Evet sadece düşünüyorum... Elliyedi senedir düşündüğüm gibi! Bir şey yapabilmiş miyim? Hayır… Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kahraman ve fedakar dedelerimle birlikte kurduğu Cumhuriyet'e sırtımı dayayıp düşünmüşüm...
Bir adım ilerleyebilmek için hiç bir çaba sarfetmeden bu yaşa gelmişim sadece ve sadece. Yazık bana. Yazık benim gibi boşa zaman geçirenlere. Ah benim tembel bedenim! Ah benim zavallı yüreğim! Ah benim boş kafam; aptal benliğim! Yapmam gereken onca iş varken; Cumhuriyetin ışığını daha da çoğaltmak varken... Çağdaşlık, çalışkanlık, laiklik yolunda Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ışığında koşarak ilerlemek varken; ben nankör mirasyediler gibi boşa harcamışım bunca zamanı; har vurup harman savurmuşum aptalca ve haince…Umursamazca harcamışım Cumhuriyet ilkelerimi… Boşa geçirmişim Cumhuriyetin her yılını… Aptallığımı fark ettiğim zaman, ne yapacağımı bilemez olmanın şaşkınlığını yaşadım bir süre. Yazık bana, yazık benim gibilere.
Umutlarım vardı hep “daha iyiye daha aydınlığa ulaşacağız nasıl olsa!...” diye. Ama bana bırakılan mirası korumak, benden sonrakilere bırakabilmek için hiç de çaba sarf etmediğimi anladım…Şimdi ellerimin arasına alıp başımı, çaresizliğime kahrediyorum… Bakamıyorum aydınlık yüzlü gençlerin gözlerine. Meydanlara çıkıp “ Cumhuriyet bizim… Türkiye Cumhuriyeti laiktir laik kalacaktır…..Mustafa Kemal’in askerleriyiz!...” diye seslenen gençlere yaşlı gözlerle mahcup ezik ve ürkek bakabiliyorum sadece… Kahrediyorum kendime, mirasyediliğime sövüp duruyorum çaresizce… Ben ve benim yaşıtlarıma söylenip duruyorum… Gözümdeki at gözlüklerimi çıkartmaya çalışıyorum… İçimdeki umudu yaşatmaya çalışıyorum; gençlerin sesini duydukça yeniden yeşeriyor umutlarım… Umutlanıyor hurda yüreğim… Aydınlık ufukları hissediyor kör gözlerim…
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün askerlerini ve gençliğini hissediyorum… Ve onları çok seviyorum…