- Kategori
- Sinema
Duygu Suçları (Imaginary Crimes)

O duyguya yakalandım; haklı, çıkmalı.
"Mutsuz" bir anne.
Hayalleri peşinde koşan "boş" baba.
Sonya!....Greta!
Bu dünyada yaşadığını sanan yaşamamış milyonlarca insandan biri daha tam karşımızda!
Baba "kötü".
Sonya, anneni yaz Sonya, o kağıtları, o umutsuzluğu, o eriyişi; babanda durma Sonya, onu da yaz, sonrayı, o çaresizliği, hiçliği, bitmişliği; Greta'da dur Sonya, onda dur, anda, o....
Bazen bir insan bu dünyada sadece "o" insan için yaşar, bir insan için.
Senin baban Sonya, onlardan biriydi, senin için yaşadı.
O zaman benim babam iyi!
İyi , kötü; zamana ve mekana göre yer değiştiren iki yaramaz çocuk!
Benim çantam hep hazırdı Sonya, gitmeye hazırdım ben; ama gitme vakti gelince; bırakma beni Sonya!...
Sahneden zamanı gelince çekilmesini iyi bilir anneler. Babalar öğreniyor. Ya çocuklar?
Benden sıkılınca, küçük dünyamdan, sığınıyorum başka dünyalara. İşte şimdi de Sonya'nın dünyasındayım.
Sonya, baban dağa çıktı, bulacak o madeni, olmadı o maden olacak; Sonya, yüzünüz gülecek, Greta!...
1. Not: Öğretmenim, ne güzel kitap okuyordunuz, ne güzel yazıyordum; belki sonra, çok sonra, daha aydınlık günlerde yine kitap okuruz birlikte şen ve yazarız daha güzel günleri neşeli.
2. Not:
Ben Sonya!
Ben Greta.
Biz babamızı sevdik.
O içinde olmadığı,
olamayacağı bir dünyanın
aşığıydı,
yenikti,
galip gibi yaşadı,
yaşatmaya çalıştı bizi.
Olsun,
sevdik biz babamızı.
Ş.Y.