- Kategori
- Gündelik Yaşam
E-günlüğümün hükümete bildirisi:)
Bu günler de bir bildiri yayınlama modasıdır gidiyor. Düşündüm, taşındım, kaşındım ve bir bildiri de ben yayınlamaya karar verdim. Bildirinin tam metnini aşağıda sunuyorum.
Devletin başındakiler; bu yazılanlar, bildiriler size birşey ifade etmiyor mu? Hadi oradan! İçkili büzük dingiller!!! "Tencere dibin kara, senin ki benden kara" Açın kulaklarınızı dinleyin melodiyi... Dalga mı geçiyorsunuz milletle, memleketle... Bir ay sonra hepiniz tatile gideceksiniz, biz bura da sizin perişan ettiğiniz piyasa ile uğraşacağız... Susun dinleyin!!!
İşte bu kadar. Evet böylece biz de sevgili e-günlüğümle bildiri yayınlama modasına uyup düşüncelerimizi bir bildiri halin de yayınladık. Gazeteci arkadaşlar mutlaka bu bildiriyi de yarınki gazeteler de manşet olarak yayınlarlar...
Merhaba e-günlüğüm;
Dün gece bir değişiklik yapıp, bahçe de oturdum sigaramı yaktım ve rakı içtim.
Sabah işe geldiğim de işyerinin önünde ki suluk da kuyruk var dı. Kargalar su kuyruğuna girmişler. Biri onları "kuraklık olacak" diye korkuttumu yoksa? Siz merak etmeyin mahallenin kargaları, güvercinleri, kedileri, serçeleri. Ben sizlere doğal kaynak suyu vermeye devam edeceğim. Nasılsa insanlar damacanaların dibin de bir sürü su bırakıyor. Onlar size yeter.
Herkese öneririm. Hayvanlarımıza şehir suyu vermeyelim, onları zehirlemeyelim. "Doğal kaynak suyu verelim" diyorum ki daha çok satalım, işler açılsın... Oyun oynadıktan sonra rahat rahat üç litre içiyor. Yani hafta da bir damacana hayvanlar için almalıyız.
Çayımı içtim, sabah servisimi yaptım, yanıbaşındayım sevgili günlüğüm.
Sıcağı çok severim. Hiç şikayet etmem. Ekvator'a yakın bir yerler de yaşasaydım ne güzel olurdu derim. Gerçi İstanbul'un sıcağı bir garip ama olsun. Yine de şikayet etmemem gerek.
Öğle yemeğimi de yedim. Ara servislerimi yaptım. Her gittiğim yer de insanlar sıcaklardan bahsediyor. Siz soğuktan da şikayet etmiyormuydunuz? Girin duşun altına olsun bitsin. Çalışanları düşünün biraz onlar ne yapsın. Üstelik de evin içi püfür püfür esiyor, incecik elbiselerle (elbise bile denmez) dolaşıyorlar, üstüne üstlük sıcaktan şikayet ediyorlar. Ayıp kardeşim, duymamış olayım.
Sevgili e-günlüğüm sıcak sıcak gidip gelmelerim devam ediyor. Tekrar geldim ve yazıyorum. Biraz önce servise motorla gittim. (yakın mesafelere güzel havalar da hep motorla gidiyorum) İnsanlar bir garip. Sıcak bir yerlerine vurmuş ki hiç bir şey görmeden araba kullanıyorlar. Bir tanesi üzerime çıkıyordu az kalsın. Yok yok bir şey olmadı iyiyim. Hatasını anladı ve özür diledi zaten.
Birazdan akşam yemeğimi yiyeceğim daha sonra tekrar gelip yazmaya devam edeceğim. Gittim.
Ve yine geldim.Linda ile yemeğimizi yedik bir kaç servis vardı onları götürdüm ve yazmaya devam.
Akşam olunca bizim burası çok güzel oluyor. Güneş arkamıza geçiyor ve dükkanın önü asiyor. Ağaçlar sayesinde biraz olsun serin bir ortam oluşuyor. Zaten dikkat ettiysen günlüğüm; bir ağaç bile öyle farkediyor ki. Hava ne kadar sıcak olsa o ağacın gölgesi seni sıcaktan korumaya yetiyor.
Yarın sahil de ne idüğü belirsiz bir içecek markasının (sözde enerji içeceği) şenliği var, oraya gitmeyi düşünüyorum. Akrobat pilotların uçak gösterileri varmış. Gördüklerimi sana anlatırım. Yok su satmaya gitmeyeceğim, sadece izlemeye gideceğim. Aslıda su satmaya gitsem iyi olurdu, 25 kuruşluk suyu orada bir liraya satıyorlar. Belediye ile falan uğraşamam. Satanlar satsın... Ben ücretsiz gösterileri izleyip dönerim. Saat 12:00 de başlıyor. Uyanıklar öğle sıcağın da milleti oraya toplayıp bol bol içecek satacaklar. Akıllı adamlar vesselam.
E-günlüğüm; sana arkadaşlarınla iyi hafta sonları diliyorum ve gidiyorum. Kal esenlikle.
Pazartesi üzerimize uçak falan düşmezse görüşürüz... Hoşçakal
Biliyor musun? Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambu, bir günde doksan santim uzuyormuş... (vay be, bizde yetişmiyor mu, hemen dikelim, ormanını yapalım:)
Güzel söz: "Durmayı öğrenmeden koşmaya, susmayı öğrenmeden konuşmaya başlama..." (iki ayrı Çin atasözünü birleştirdim. Yani ben söylemiş oldum, bu söz benim:)