Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük sağlığa zararlı...

Sağlığa zararlı olup da hiç bir bilim adamının çıkıp yürekli bir şekilde açıklamadığı ancak, panellerde, konferanslarda, yazılarında dile getirdikleri, (basına pek yansımayan) hayatımızda iç içe yaşadığımız bazı ürünler var ki hiç birinin üzerinde "sağlığa zararlı" yazmaz ve yoğun bir şekilde kullanılır, tüketilir. Ancak ne var ki bunları kimse duymak ve öğrenmek istemez. Hastalıklarının sebebinin de bu ürünler olduğu asla aklına gelmez... "sigara sağlığa zararlı" kampanyası bu yüzden herkesin hoşuna gitmiştir. Çünkü, sadece o zararlı ama, hayatımızda ki diğer kullandığımız, tükettiğimiz her şey zararsız gibi algılamaktayız... Bu algılama biçimi bizi yavaş yavaş sağlıksız ve hastalıklı toplumlara götürmekte...

Merhaba e-günlüğüm; Cumartesi günü yazacağım tabi, hem de yüz sayfa falan yazarım. Dur bir sigara yakayım. Tamam yaktım. Neymiş bu sağlığa zararlı ürünler merak ettim.

Soğutucular, klimalar, köpük ürünleri, yalıtım maddeleri gibi alanlarda kullanılan kloroflorokarbon gazının, ozon tabakasını incelten maddeler arasında ilk sırada yer aldığı bilinmektedir.

Otomobiller: Eksozlarından havaya en az beş bin çeşit zehirli ve öldürücü gaz salmaktadırlar ve üretimlerinde kullandıkları malzemelerin %80'i kanserojen olarak tanımlanan maddelerdir.

Cam ve kağıt gibi doğal olanlar dışında ki ambalaj malzemeleri: İçine konan gıda maddeleri ve içecekler ile etkileşime uğrayıp onların doğal yapısını bozar ve sağlıksız hale getirir. İşin ilginç tarafı gıda maddelerinin bir çoğu, üretim (kimyasal gübre ve ilaçlama) ve sevk (plastik hammaddeli kanserojen ambalajlarda) yüzünden tek başına bile zararlı hale gelmiştir günümüzde.

İnşaat ve yapı sektöründe kullanılan tüm malzemeler (artık tek tek sebeplerini yazmayacağım, araştırıver bir zahmet)

Beyaz eşya sanayi ve ürünleri, Silah sanayi ve ürünleri, uçaklar, bebek bezleri, hijyen petler ve tüm plastik hammaddeli ürünler.

Gemi sanayi ve gemi yapımında kullanılan hemen hemen tüm ürünler

Makyaj malzemeleri, kozmetikler, şampuanlar, temizlik maddeleri ve benzeri tüm kimyasalar, yağlı boya ve plastik boyalar (hepsi aynı zaten)

Bunlar sadece bir kaçı. Bütün "sağlığa zararlı" olanları yazmaya kalksam çok uzun sürer. Aslında moral bozukluğuna, "vah vah ne yapacağız?" gibi sorulara gerek yok. Bütün bunlardan korunması çok basit. Sorun şu ki; Bütün kilolu kişilerin zayıflamayı, kilo vermeyi çok iyi bildikleri halde uygulamasının işlerine gelmemesi... Bu sağlığa zararlı ürünler meselesi de öyle. Herkes neyin ne olduğunu bildiği halde uygulama zorluğu çekmekte ve hayata kendini aldatma yöntemi ile devam etmekte... Sermaye, yatırımı geleceğe yapıyor. Yirmi beş, ila elli sene sonrasının hesaplarını yapıyor. (Çevremiz de gördüğümüz sağlığı bozuk insanların yirmi sene öncesine dönmek lazım.)

Geldiği yer ve kökü, toprak ile, su ile, oksijen ile bağlantılı olmayan hiç bir şey sağlığa yararlı değildir...

Dün gece eve gittiğimde oğlum gelmiş ve Joker'in yemeğini verip çıkarmıştı. Ben de Köpeklere iki tencere yemek yaptım. Böylece işleri bölüşmüş olduk. Köpek nüfusu çoğaldığından beri yemek tüketimide çoğaldı. Kazancımın nerede ise tamamı yiyeceklere gidiyor. Bu aralar ek bir iş daha bulmam lazım. Ev de dışarıya ev yemekleri mi yapsam, fırında mı çalışsam ne yapsam.

Hafif ılık, hafif esintili bir hava. Bahçede otururken ve rakımı içerken böyle bir ortam var dı hava da. Çok güzel. Doğa klimasını orta şiddette çalıştırıyor bir kaç gündür. Bir taraftan ortalığı yıkayıp süpürüyor. Kimseye ve kimsenin yardımına ihtiyacı olmadığı besbelli... Anlayana...

Bu aralar her yeri sel basıyor, hatta ölenler bile oluyor. Hayrola! küresel ısınmadan söz eden yok... Su istiyordunuz, alın size su. Doğa insanoğlu'nun sesini duydu. Fazla şikayet edersek sıcaklar bastıracak. Bunlar doğa işaretleri. Ağustos, eylül aylarında "doğa ana" susuz kalanlara soracak: "yaz mevsiminden önce onca su verdim size ne yaptınız?" diyecek...

Değerli e-günlüğüm; Sabah ballı bir kahvaltı yaptım. Marketlerden asla bir çok gıda maddesi almadığım gibi bal da almam. Hepsi glikoz şurubu. Ablam'a sipariş etmiştim Bolu'dan yöresel bal getirmiş sağolsun. Bir güzel yedim kahvaltı da... Zeytinyağı ve zeytin de getirmiş sağolsun. Bilir benim ne kadar "arızalı" olduğumu... Her gittiği yerden yöresel hormonsuz, kimyasal gübresiz bitkileri, sebzeleri getirir ben söylemeden. Ben de her köyüne gidene bir şeyler ısmarlar, geçinip giderim. (Amma uzattık ha! Bırak şimdi doğal ürünleri. )

Sabah Linda ile her zaman olduğu gibi iş yerine geldik ve mesai başladı. 19 temmuz "dumansız hava sahası" başlangıcı safsatası için her gün aklıma geleni bir yerlere yazıyorum. Bakalım neler çıkacak. Bu sabah da bir şeyler çiziktirdim yine.
Hava bulutlu ve nemli. Öğlen yemeğimin ardından servislere çıktım. Bazı abonelerim tatilden dönmüş ve onlara "hoşgeldiniz" suyu verdim.

Akşam olduğunda hava halen bulutlu, puslu ve nemli idi. Sanki fena bir yağmur geliyor gibi... Göreceğiz. Fazla yağarsa, evim bahçe katı olduğu için ben de alırım payımı. Şimdiden beynimi sinirlenmemek için hazırladım. Nasılsa yapacak bir şey yok. Evi su basarsa her yeri yıkayıp temizlemiş oluruz. Müteahhit'i, mimar'ı veya mühendisleri suçlayacak halimiz yok. Onlar doğruyu yapmışlardır ama işin ucuna "para" sıkışmıştır...

Yemeğimi yedim gidiyorum. Yetkililerden ricam: Bu "sigara sağlığa zararlıdır" olayını fazla uzatmasınlar, çevrem de ne kadar sigara içmeyen varsa hepsi sigaraya başldı... Yani yeterince amaçlarına ulaştılar sayılır... Yarın yazışmak üzere. Hoşçakal e-günlüğüm...

Biliyor musun: Sevdiğimiz birine bakarken, gözbebeklerimiz genişler miş. Nefret ettiğimiz birine bakarken de genişler miş...
Çirkin söz: "Yargının kendisi de yargıya müdahale etmemeli." (kim edecek? Ne paradoks ama...) Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, askere sivil yargı düzenlemesini Anayasa’ya aykırı bulduğunu söyleyen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e verdiği yanıt...:
Güzel söz: "Akıllılar istedikleri şeyi, akılsızlar başkalarının istediği şeyi öğrenir..." Şirazlı Sadi

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..