- Kategori
- Gündelik Yaşam
E-günlükte "halklar"
İnternet'de geziniyordum. İlginç bir haber gördüm: En ölümcül 10 hayvan. İnceledim incelemesine ama o kadar da ölümcül hayvana rastlamadım. Bir kere liste tamamen yanlış. En ölümcül hayvan sıralamasında en başı sivrisinek çekiyor. Sırası ile kobra, denizanası, beyaz köpek balığı, Afrika aslanı, Avusturalya tuzlu su timsahı, fil, kutup ayısı, Afrika mandası, Kokoi zehirli ok kurbağaları... Sivrisineğin birincilik almasının sebebi yılda iki milyon insanın ölümünden sorumlu olması. (haberleri varsa namussuzum)
Merhaba e-günlüğüm; Bizim ilaçlama yöntemi ile öldürdüğümüz sivrisinek sayısı, Kentilyon'u bulmuştur. (katrilyon'dan sonraki) Buna rağmen sivrisineklerin insanoğlu için açıkladıkları bir "tehlikeli" bildirisi yok...
Dikkat ettin mi e-günlüğüm; listede yılda iki değil onlarca milyon insan ve zararsız hayvanların ölümünden sorumlu olan "insan" yok. Bu yüzden bu listeyi şiddetle protesto ediyor ve geçersiz sayıyorum. İnsan denen canlı yaratığın öldürdüklerinin sayısı tutulamıyor. Nasıl listeye girmez anlamadım. Geçenlerde elime Doğanın Gerçek Sahipleri Topluluğu'nun (tabi ki insanlar değil) "en ölümcül hayvan" listesi geçmişti ve ilk sırada "insan" vardı. Binlerce hayvanı öldürerek soyunu tükettik ve halen masumuz öyle mi? Bu hayvanlar aralarında toplanıp da bizim "gelgenekon" gibi bir soruşturma başlatsalar, dünyada tutuklanmadık insan kalmaz şerefsizim... (şerefsiz miyim?) Sivrisinek halkları bizim gibi asimilasyona uğramadıklarından yapmazlar.
"Halklar" dedim aklıma geldi. Türk halk'ı, Türkiye Halk'ı diye bir terim yok. Bunlar aldatmaca ve tartışma yaratmak için söylenmiş laflar. Doğrusu Türkiye Halkları... Küçükken kullanınca ve içeri atarlardı. Yavaş yavaş kendilerini alıştırıyorlar. "utanmayın, sıkılmayın" diyorum size. Türkiye'de haberiniz olmasa da bir çok halk yaşıyor ve hepsi kendi içinde bir çok farklılıklar içeriyor. Türkiye'de yaşayan herkes Türk olmak zorunda değil, bunu sivrisinekler bile kabul etti. Sokarken hangi halktan olduğuna bakmadan tam bir eşitlik sergileyerek sokuyorlar...
Değerli e-günlüğüm; dün gece yine bahçede ağaçlarla sohbet ettim. Bu sefer onların canı sıkılmış ve benimle konuşmak istediler. "bizim senden başka kimsemiz yok bu evrende" dediler ve gözlerim yaşardı. "Bahar geldi ağaç kesmeler başladı" diye dert yanıyorlar. Hiç arkadaşları, akrabaları kalmamış. Her yer "beton ve betondan farksız insan doldu" diyorlar. Bir yudum aldım rakımdan ve "körle yatan şaşı kalkar" deyimini hatırlattım onlara. "İnsanlar da, beton, plastik, gibi cansız materyallerle yata kalka onlara benzedi" dedim. İçlerinde biri "ama sen benzememişsin" dedi. Başımı önüme eydim. Sadece gülümsedim ve rakımdan bir fırt daha alıp, "Uzun hikaye" demekle yetindim. Onlarla sohbet edince rahatladığımı farkediyorum. Eskiden ben de bir anormallik var sanırdım ama geçende bir program seyrettim yalnız olmadığımı anladım. Hemen hemen bütün kitaplarını devirdiğim Doğan Cüceloğlu ve konuğu Haluk Şahin de ağaçlarla konuşuyormuş...
Sabah Linda ile işe yavaş yavaş geldik. Artık ortalık pek sakin değil. Çok hareketli. Kargalar, martılar bir telaş içersindeler. Bazı kediler hamile kaldı bile. Yakında bizim bahçedeki kertenkele ve fareler de yavrular. Sineklerimiz zaten her saat artış gösteriyor. Kolay mı nemli ortamı bulduğu anda, 9 bin ile 90 bin arası yeni yavru üretiyor. (yoksa 900 bin miydi? Başında bir "9" var dı ama neyse...) "Hanta" virüsüymüş. Hıh... Siz onu benim Abdurrahman'a anlatın. (bahçedeki farenin adı.) Kuyruğu ile güler valla. Kesin o da yavrulamıştır. Çok sevimli oluyor yavruları. Bahçeye bir tas yemek koyuyorum, önce yavrularını gönderiyor namussuz. Yavrular üç gün içinde ölmezse kendisi de gelip o yemekten yiyor... Akıllı kerata. Kurnaz tilki olsa anında yer ve zehir varsa nalları diker. Pardon tilki'de "nal" yoktu. Patileri diker. Tabi dikiş biliyorsa... (haha ay ne komik)
Öğlene doğru yine siparişlerim vardı ve onlar geldi. Üst üste sipariş zor oluyor ama, ne yapalım, işimiz böyle. Kimse gırtlağımıza sarılmadı, biz seçtik. Dünya'ya "hamal" olarak gelmeyi ben istemiştim. O zaman daha sağlıklı olacağımı biliyordum. Beni yönetenler ölüp ölüp gidiyorlar ben halen koşturup duruyorum...
Kamyonu boşaltıp, sabah servislerimi tamamladıktan sonra yemeğimi yiyip, Linda'yı öğlen turuna çıkardım ve oturup sigaramı yaktım, çayımı içtim ve dinlendim. Yeni elemanda biraz hareketlilik var ama, bütün elemanlar gibi söylemeden bir şey yapmama içgüdüsüne sahip. Dua etsin işe alırken Linda havlamadı... Bekleyeceğiz ve göreceğiz. Kadınlar bana üç sene dayanıyor ama erkekler o kadar sabırlı değil...
Puslu ve bulutlu bir havanın ardından akşamı ettik. Sıkıcı dedikleri türden bir hava hakimdi bu gün. Beni pek sıkmadı ama öyle derler. Linda ile yemeğimizi yedik. Ben tatlımı yedim ve gidiyorum. Yarın yazışmak üzere
e-günlüğüm. Hoşçakal
Biliyor musun: Kaydedilen en uzun tavuk uçuşu 13 saniye imiş... (demek ki tavuklar uçuyor)
Çirkin söz: "Kadın: En kederlisi, eğlence düşkünü bir taife..." A. Hamid Tarhan
Güzel söz: "Hazırlıklı olarak fırsatlarla karşılaşmak, şans dediğimiz sıçrama tahtasıdır..." Anthony Robins