Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte bu gün

Merhaba değerli e-günlüğüm;
Dün aldığım tenis toplarını boss halletti. Ne demişler "ucuz etin yahnisi yenmez", "ucuz alacak kadar zengin değilim" "sakla samanı gelir zamanı", "damlaya damlaya göl olur" Bu ne ya? kaptırdım gidiyorum. Sadece ilk iki ata sözü konu ile alakalı. Diğerleri kendiliğinden yazıldı. Ben yazmadım...

Evet, dün akşam dükkanı kapatıp eve gittim ve her zaman ki gibi boss'u doyurup çıkardım. Yarım saat kadar top oynadık ve toplar parçalanınca oyun bitti. Sonra gezdirmeye çıktım ve bela geliyorum demeden geldi. Yaptıklarından pişmanlık duyduğunu söyleyip özür diledi. Birlikte yürüdük ve yine münakaşa ettik. Biraz önce binbir özür diledi fakat yine ani bir çıkış yaparak tartışmaya başladı. Kızgın bir şekil de yürümeyi bırakıp gitti. Bir de "kadınlar anlaşılmaz yaratıklar" derler. Gayet anlaşılır yaratıklar işte. Bunda anlaşılmayacak ne var. Bir şeyleri sindiremiyor ve tartışıyor. Daha sonra pişman oluyor ve özür diliyor. Sonra bu özür dileme onda pisikolojik rahatlama yaratıyor ve bu rahatlık batıyor. Ardından tekrar sert gereksiz bahanelerle çıkışlar ve yine tartışma... Hepsi doğal insan davranışları. Tek fark davranışların üst üste belirginleşmesi...

Daha sonra e-günlüğüm, eve geldim ve masamı kurup yasak olan şeyleri yaptım. (Yanlış anlama, sadece rakı ve sigara içtim. Diğerlerini yapmadım)
Sabah işe geldiğim de Elmar gelmemişti. Saat 9:30 gibi geldi. Annesi çalışmasını istemiyormuş. Hatta bu işte çalışmasını istemiyormuş. İşimiz çok basitmiş ve hamallık yapıyormuş. Başka işler yapabilirmiş. (bunu söyleyen kişinin işini yazmayacağım) Bu yüzden Elmar da annesi evden çıktıktan sonra gelmiş. Hey gidi günler. Ne günler, ne düşünceler, ne kavramlar... Rahmetli bana; "oğlum ne iş yaparsan yap ama çalış.

Boş durma avlanırsın" derdi. Bu avlanma sözünü seneler sonra anladım. Genç yaştaki boş insanların nasıl tacirlerin tuzağına düştüğünü gördüm. Gençleri nasıl avladıklarını ve suça teşvik ettiklerine şahit oldum. Neyse ben babamı dinleyip hep çalışmıştım. Çalışmayı da seviyordum. Hiç bir masrafım olmuyordu ve sadece kendime harcayabileceğim param oluyor du. (şimdi öyle olmuyor) Fırın da, inşaat da, lokanta da, cafe de, bar da çalıştım. Zaman için de bir baktım, o kadar çok çeşitli işler de çalışmışım ki, "ne iş olsa yaparım" teorisini, acizlik , ihtiyaç olmaktan çıkarmış, uzmanlık alanı yapmışım... Bu ara da "yaşam çantam" da alet edevat dolmuştu. Bana ne, her koyun bacağından asılır. Bu insanlara tavsiyem: Mevlana'yı ziyaret edip nefislerini köreltsinler.

Bizim buralarda dükkanlar tek tek kapanıyor e-günlüğüm. Büyük firmalarda da işten çıkarmalar başladı sessiz sedasız. Sizin oralarda durum nasıl? Ne, her gün yeni dükkan mı açılıyor? İyi iyi, ne diyeyim allah versin.

Aylık çalışan abonelerimin tahsilatlarını bu gün yapabildim. Malum hep para lazım. Mal sahibi demiyor ki "hadi bu ay bendensin" İnsan ara sıra bizim gibi promosyon yapar. Örneğin sene de bir yarım kira falan gibi. Nerdeee.
Sevgili e-günlüğüm; abonelere meyve suyu dağıtmaya bu gün başladım. Sanırım bir hafta sürer.
Yüksek müsadelerinle sevgili e-günlüğüm. Bu gün kısa oldu ama idare et işte.
Yarın yazarım yine. Hoşçakal...

Biliyor musun? Penguen, yüzebilen ama uçamayan tek kuşmuş... (bir de çok sevimli yaratıklar)
Güzel söz: "Özür dilemek, izin istemekten daha kolaydır." Grace Murray HOPPER (amca işletme uzmanı)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..