Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte dramatik haber

Merhaba e-günlüğüm.
Bütün hayvanseverler bu habere duyarlılıklarını, mutlaka dile getirmişlerdir. Ancak daha önce de benzeri haberlerden halen ders çıkarmayanlar ders çıkarmalı diye düşünüyorum. "Sezen Aksu'nun köpeği öldü" başlıklı haber çoğu haberin önüne geçmiş durumda. Umarım artık insanlar pazardan meyve, sebze alır gibi hayvan almazlar. Onun yaşam ortamını sağlayıp, onunla birlikte yaşamaları gerektiğini düşünürler... Hayvan beslemenin özün de doğaya dönüş yatar, taknolojiye ve teknolojik gelişmelere bir başkaldırı yatar. Doğa ve çevre ile bütünleşmek, hayvanları kendi yaşamımıza değil, kendimizi onun yaşamına adapte etme gayreti yatar. Birlikte ortak bir yaşam biçimi oluşturmak hedeflenir... Evinizi, işinizi, yaşamınızı, kısaca her şeyi, birlikte olduğunuz canlıya göre ayarlamak gerekir. Tıpkı bir çocuğumuz olduğun da yaptığımız gibi...

Değerli e-günlük; hayvanın bile popüler olanı bir başka oluyor. İnsanlar çocuklarını bile araba da bırakıp ölümüne sebep oluyorlar, birisi hayvanı bırakmış ve ölümüne sebep olmuş çok mu? Üstelik kıyamet koparmaya gerek yok. Altı üstü bir hayvan. Araba da unutulmuş ve aşırı sıcak olduğu için ölüvermiş garibim. Bazıları da "kalpten öldü" diye demeç verip haberi iyice magazinleştirmeye, rant sağlamaya çalışmış... Be salaklar! hayvan araba da havasız kaldığı için kalpten ölmüştür zaten... QWXYZ çocukları.

Neyse, sakin ol bakalım. Nasılsa gazeteye ölüm ilanı verip altına not düşerler. "yenisi alınacağından ölen köpeğimiz hükümsüzdür"

Bu kadar olur! Yukarıda ki yazıyı yazarken bir son dakika haberi (videolu) geldi ki, Sezen Aksu ile birlikte herkesin izlemesini tavsiye ederim. Haber şu: Almanya’da dişi bir goril, şimdiye kadar dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde kaybettiği bebeği için yas tutarken görüntülendi. (ntvmsnbc.com)

En sonun da dün gece bir kaç gecenin ardından yalnız kalabildim. Çok seviyorum yalnız kalıp kendimle sohbet etmeyi. Beynimi kazıyorum, üretiyorum, buluşlar yapıyorum, ona bol bol jimnastik yaptırıyorum, Pek işe yaramıyor gibi görünse de, dinç kalmamı sağladığına inanıyorum. Kurdum masamı, içtim rakımı. Aldım, doğanın benim için ayırdığı oksijeni... Ve doğru yatağa.

Arabalar, evler, köşkler, saraylar, lüks yaşamlar külliyen kapitalizmin özendirmeleri. Her şey içimde. Sevgi, mutluluk, öz güven, huzur, satın aldıklarımda değil, satın alamadıklarımda gizli. Tümü, kalbimle, beynimin kesiştiği noktada... Canlı tutmak da bana kalmış...

Elmar (yanımda çalışan genç) ders çalışması gerektiği için işden ayrılmıştı ama her gün yine burada. Hemen her gün yardıma geliyor. Akşamları da bir dans akademisinde ders vermeye gidiyor. Aslında bir nevi ders çalışmış oluyor. Konservatuar da bale bölümün de olduğu için hem kaslarını çalıştırıyor, hem de vücudunu açıyor. Biraz da beni seviyor, ondandır. Zaten iş yerin de akşama kadar dans edip duruyor. Akşama kadar bizi güldürmeye çalışıyor. Bütün bunları işini aksatmadan yapması da en güzeli. Eh ben de onu seviyorum tabii.

Sanırım tatile gitmeyenler de evlerinde erimiş vaziyetteler. Öğle saatleri telefon çalmıyor. Yaklaşık iki-üç saat oturuyoruz. İnsanlar koma vaziyetlerinde... Bunlar iyi günlerimiz. Önümüzde ki sene daha sıcak olacak diyorum. (bana da doğa diyor)

Ah be Sezen, (aslında Sezen Aksu'ya yüklenmek doğru değil. O göz önün de olduğu için haber oldu. Bu gibi üzücü olaylar hayvansever vatandaşlarımız (!) tarafından o kadar çok oluyor ki haberimiz bile olmuyor.) bu gün haberler tam sana göre. Bunu da oku emi. (Japonya'da ortada dolanan bir maymun hikayesinin ardında ki haber) Ntvmsnbc.
Aynı istasyonda, bir köpek yıllarca sahibini beklemişti
Maymunun kovanlandığı bu istasyonda, bir köpek yıllarca ölen sahibini beklemişti. Haçiko isimli bu köpek, Tokyo Üniversitesi Ziraat Fakültesi profesörü Hidesamuroo Ueno’yu her akşam istasyonda karşılardı. 1925 yılında ölen sahibinin eve dönmemesi üzerine Haçiko, tam 10 yıl “her iş günü” metro istasyonuna geldi ve sahibini bekledi. Haçiko’yu tüm Tokyo tanıdı ve istasyona sadakatin simgesi olarak köpeğin heykeli dikildi.

Sevgili e-günlüğüm, kusura bakma emi. Kafanı, şey pardon sayfalarını ağrıttım.

Dün gece bendeniz usulü köfte yapmıştık, bu gün menüde ekmek arası var dı. Linda ile birlikte aynı saatte yediğimiz için onun tasına da bir tane attım ve çok beğendi. (kafasını "evet" anlamında sallayarak ifade etti) Akşam bir adet de Boss'a vereceğim, bakalım beğenecek mi? (sıkıysa beğenmesin)

Damacanalarımızı da temizledik, bekliyoruz. Eminim yarın, bu günden iyi olacak. Öbür gün, yarından iyi olacak...

Yazışırız görürsün. Şimdi veda vakti. (hüzünlendim yine) Hoşçakal.

Biliyor musun: Eyfel kulesinin tepesine çıkmak için 1.792 basamak çıkmak gerekiyormuş... (demek her gün bir kaç kez Eyfel'e çıkıyormuşum...)
Güzel söz: "İyi geçirilmiş bir günün mutlu bir uyku getirmesi gibi; iyi yaşanmış bir hayat da mutlu bir ölüm getirir..." Leonardo da Vinci (hani uykunun mutlusu neyse de, ölümün mutlusu, mutsuzu?...)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..