Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte Hollywood iletişimi

Korkarım yakında bu tepemizde ki kişilerin, iletişimcilerin (sözde) ve reklamcıların kullandığı, farklı çağrışım ve gerçek dışı anlamlar yüklü lisanı suçlular da kanıksayacak. Birisi hırsızlık yaptığın da "hayır ben bir şey çalmadım, sadece yaşamsal ihtiyaçlarımı gidermek için yardım topluyordum" diyecek. Bir tecavüz vakasında da suçlu asla suçunu kabul etmeyerek ve "kesinlikle ortada tecavüz yok, sadece ihtiyacımız olan hormonları harekete geçirme çalışması yaptım, üstelik davacı olan bayan da bu çalışmadan faydalandığı için bende ondan davacıyım. Sperlerimi geri istiyorum" diyebilir... Bir gaspçı "devlete ödemesi gereken vergileri olduğu için başkasının fazla parasını ödünç aldığını, devletin vergisini ödemenin öncelikli vatandaşlık borcu olduğunu iddia edebilir. Artık kimse kimseye "sen yalancısın" veya "yalan söylüyorsun" demiyor. "Hayır bunun doğru olduğuna inanmıyorum" diyor. Ne kadar kibar ve suçlamadan uzak görünüyor değil mi. Oysa aynı anlamı ve aynı hakareti taşıyor. İş başvurularında hiç kimseye "bizim için uygun değilsiniz, size hayatta başarılar dileriz yürü git başka kapıya, zaten yaşlısın ne halin varsa gör" denmez. "Biz sizi daha sonra arayacağız" veya "firmamızda sizin şartlarınıza uygun iş sahası bulunmamaktadır" veya "sizin cv niz dosyamızda, ilerki tarihlerde sizi arayabiliriz" denir. Ne güzel kıvırıyorlar ama. Genel de birbirini çok sevdiğini söyleyen kişiler de ayrılırken bu yola baş vurur. "seni çok seviyorum, sen harika bir insansın, benim için çok değerlisin ama birlikte yapamayız" Birlikte olmak için tersi olmalıymış meğerse... "Hormonlarım ve uzun süren yalnızlığım beni zayıf düşürdü ve o sırada karşıma sen çıkmıştın, sen benim dengim değilsin, aradığım özellikler sende yok" denmez, çok ayıp kaçar...

Merhaba e-günlüğüm. Buna Hollywood tarzı da deniyor. (bana sorarsanız bu tarz Hollywood'a Üstat Sayın Demirelden bulaşmıştır) Orada da aynı lisanla karşılaşırız. Bir çekim yapılır ve yönetmen megafonu alıp "harikaydı, mükemmel, her şey çok güzel di, daha iyisi olamaz" der ve peşinden ekler:. "Hadi bir daha, yeniden çekelim..." Buyrun cenaze namazına. Önce kendimizi, sonra birbirimizi aldatmaya devam...

Sevgili e-günlük, bu gün zafer bayramı. Bayramın kutlu olsun. Şöyle bir sokağa baktım, en az on bina var ve her biri en az yirmi daireli. Bayrakları saydım, toplasan on bayrak çıkmaz. Herkese bayrak astırmaya çalışıyorum. Bir kaç kişi ile gergin durum oluştu ama yermiyim? Yemem. Çizerim adamı... Kimsenin de umrunda değil zaten. Arabaları çizilse, tuttukları takım kaybetse kıyamet kopar ama, zafer bayramı ne ki? Yakında, Türk bayrağı asmayanlar, tuttukları futbol takımlarının bayraklarını asarlar. Çok seviyorum bu insanları. Onlar sayesinde fark ediliyoruz...

Dün gece gençlerin ben de toplanma günü idi. Yine kalabalık geldi hormonlu yarmalar. Sohbet ettik yaşamın kenarından, köşesinden. Uzo ayırmıştım onlara, onu içtiler ama beğenmediler. Bira tükettik bol bol. Onlar gelince bende geç yatıyor ve sabah hoşaf gibi oluyorum. (kayısı hoşafı) İyi ki sabah kamyon erken geldi ve ter atarak kendime geldim. Zaten kalkınca sirkeli su içmiştim.

Bu gün sondan ikinci gündeyiz. Ramazan da içki içmiyorum. (mu?) Benim yerime Boss içiyor. Ona o kadar anlatmaya çalıştım ama "biz de cehennem yok, ne yaparlarsa yapsınlar, bütün köpekler köpek cennetine gider" dedi... İtiraz edemedim. Bu konu da pek bilgim olduğu söylenemez. Biz toplum olarak "kim daha çok müslüman?" yarışı yaparız Ramazan ayında. Oruç tutup, tutmayanlara vaaz vererek. On bir ay içki içer, ramazan ayında içmeyiz. Zamparalığın alasını yapanlar, ramazan da mola verir, karısı, çocuğu ile vakit geçirir. Hırsızlar, dolandırıcılar bile cemaatle iç içe olur, oruç tutar ramazanda. Bütün suç oranları düşer, dini suçlar oluşur aniden. Kimi aldatırlar bilmem ama kendilerini aldattıkları muhakkak. Demek ki bazan insanlar kendilerini aldatarak rahatlıyor ve bir nevi meditasyon yapıyorlar. Günah çıkartmanın arapçası diyebiliriz.

Bu gün para bulmadım e-günlüğüm. (şimdilik) Sana yazdıktan sonra bulursam Pazartesi günü haberin olur.

Şimdi gitme zamanı. Ramazan da ne yemek tarifleri yaparım ama...
E-günlüğüm; Pazartesi yazışmak üzere. Hoşçakal


Biliyor musun: 2500 m derinlik de ve 300 derece sıcaklıkta yaşayan bakteriler varmış... (belki de bize çok faydalılardır. Değillerse orada kalsınlar))
Güzel söz: "Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki sen ters gidiyorsundur..." Fransız Atasözü

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..