Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '08

 
Kategori
Dostluk
 

Ebru Erdem'in bayram ziyareti

Ebru Erdem'in bayram ziyareti
 

Teşekkür ederim Ebru!


"Dostlarına öyle davran ki, düşman olduğunda arkandan söylecek sözü olmasın! Düşmanlarına öyle davran ki tekrar dost olduğunda yüzün kızarmasın!"

Bu sözü kimin söylediğini bilmiyorum ama gerçekten çok doğru bir söz. İnsanız, bazen dost olduklarımızla darılıyoruz. Arkasından atıp tuttuğumuzda, kulağına gidiyor tabii. Günün birinde karşımıza çıkınca "Valla ben öyle dememiştim..." benzeri kıvırmalarla ne diyeceğini şaşıranlarımız vardır.

Politikacılarımız Allah'a şükürler olsun bu durumun dışında değerlendiriyorlar kendilerini. Sanki bir daha bu dünyada görüşmeyeceklermiş gibi atıp, tutuyorlar birbirleri hakkında. En ağıza alınmayacak, en adi kelimelerle hakaret ediyorlar birbirlerine, sonra da bir yerlerde karşılaşınca ya popo popoya pozlar veriyorlar, ya da el sıkışarak "N'aber len?" muhabbetleri.

Bayramın son günü, on gündür çektiğim rahatsızlıkta gerileme var, biraz olsun iyileşiyorum. Hareket eder hale geldim, kendi yemeğimi pişirip yiyorum.

Odam darmadağınık. Henüz toparlayacak gücüm yok. Bir telefon sesine irkildim.

- Mustafa Abi ben Ebru, senin muhite yakınım. Osman Abi ile ziyaretine geliyorum, tam adresin neydi?

Şaşırmadım desem yalan olur Ebru Erdem ile epey bir anlaşmazlık yaşamış, birbirimize darılmıştık. Ama yine de olayı kafasında çok büyütmemiş, rahatsızlığımı da duyunca İzmir'e gelmişken beni ziyaret etmek istemiş.

Çok memnun oldum. Birbirimize ters düştük ama ne arkasından atıp tuttum ne de kendisiyle bir problem yarattım. Blogda olanlar orada kaldı. O da Allah için bana bir saygısızlık yapmadı. Sadece düşüncelerimizde ayrılıklar vardı.

On dakika sonra elinde kaliteli bir çikolata paketi ile Ebru ve akrabası Osman Bey geldiler. Dağınıklıktan dolayı özür diledim tabii. Epey bir konuştuk. Ebru çok şık ve güzel giyinmişti. Tahmin ettiğimden de eli ayağı düzgün bir bayan. Osman Bey ile ilk defa görüşüyoruz ama şaşırdım doğrusu. Kırk yıllık dost gibi daldık muhabbete. O kadar rahat konuşulabilen, söyleneni anlayan ve objektif analiz yapabilen birisi ki, kendisini tanımaktan büyük onur duydum. İnşallah tekrar görüşürüz.

Gerçekten çok memnun oldum. Hele insanların kin tutmadan büyüklerini böyle günlerde ziyaret etmeleri beni çok duygulandırdı. Bazıları vardır "Ah nerede o eski günler?" diye yakınırlar, hep eskiye özlem duyarlar yeni zamanı umursamazlar, ben öyle değilim. Yeniliklere açığım. Gençlerimiz içinde çok saygıdeğerleri var. Şimdiki zamanın, geçmiş zamanı aratmayacak çok güzel özellikleri var. Yeter ki görmek isteyelim ve görelim.

Milliyet Blog'dan tanıdığım birkaç kişinin çok büyük desteklerini gördüm hastalığım döneminde. Yazılarla şifa dileyenlerin haricinde, telefonla arayıp bana moral veren çok kişi oldu. Gülgün Karaoğlu, kendisi rahatsız olmasına rağmen bana ileti ve telefonla moral verdi. Param olup olmadığını bile sordu.

Karikatürist Mahmut Celal Sanlı arkadaşımın bana verdiği moral ve her türlü desteği anlatmakla bitiremem. Tam bir kötü gün dostu.

Pınar Zora,
sık sık telefon etti, erkek kardeşi ile bayram ziyaretine gelerek bana moral verdi, sağ olsun!

Adem Çalışkan'ı yazmama gerek yok. Tahmin edersiniz. Mustafa abisini hemen her gün aradı. Hatırımı sordu, istesem hemen maddi destek gönderecek, istemedim. İnsanın dostlarının olması ne kadar güzel.

Hani "Biz burada sadece yazmak için varız, dost avcılığına mı çıktık?" diyenler var ya! Onlara seslenmek isterim, "İnanın ben de dost aramak için bu güzel siteye üye olmadım. Ama güzel dostluklar da oluşuyor işte. Tepelim mi?"

Ahmet Balcı bana karşı her zaman saygılı ve dostça davranmıştır. Sık sık telefon edip hatırımı sorardı, bayramımı kutlamak ve "Geçmiş olsun!" demek için de aradı.

Fatma Tezcan da en iyi blog dostlarından birisidir. Mustafa abisinin hatırını her zaman olduğu gibi sormuş, geçmiş olsun dileklerini iletmiştir.

Bir de iyilik meleği var; September Özlemmm, beni hiç unutmayan, hastalığımda sağlığımda sık sık arayıp hatırımı soran melek! Bayramdan önce bir dolu erzakla geldi. Buzdolabım ve erzak dolabım doldu. Arkadaşı yeni evlenen Vildan da vardı. Oturdular yarım saate yakın, moral verdiler. Allah'ım insanın dostlarının olması ne kadar güzel. Milliyet Blog'dan edindiğim dostlarımla gurur duyuyorum.

Hilm Polat, Arif Öğütçü, Muzaffer Cellek beni telefonla arayıp, hal hatır soran güzel insanlardan birkaçı daha. Sağolsunlar!

Demet Bakır, yoğun çalışma temposu arasında Mustafa abisini gerek Messengerde, gerekse telefonla arayıp sık sık hal hatır soran değerli dostların başında geliyor. Ona da çok teşekkür ediyorum.

Ebru Erdem ile başladım, onunla bitireyim. Bugünkü ziyareti beni çok duygulandırdı. Bu bloğu yazmama sebep oldu. Birbirimize darılabiliyoruz. Dargınlıkların kin ve nefret duygularına dönüşmemesi çok güzel.

ÖLÜMLÜ DÜNYA! İnanın hayata bir pamuk ipliği ile bağlıyız. Hepimiz hemen her an vedalaşmadan dünyamızı terk edebiliriz. Son on gün içinde defalarca ölümün eşiğinden döndüm, nefes alamadım.

Aman birbirimizi fazla üzmeyelim, dargınlıkları uzatmayalım.

Sevgili EBRU ERDEM, nazik davranışın ve ziyaretin için sana teşekkür ediyorum. Yorumlarımdaki, kalbini kıran sözlerim için de özür dilerim.

Saygı ve sevgiler.

Mustafa Mumcu, 03 Ekim 2008 Saat: 06:20

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..