- Kategori
- Gündelik Yaşam
Edebiyat Okumadım

Edebiyat yüksek lisansı yapmadım, reklam ajanslarında çalışmadım, yaratıcı ekip liderliği yapmadım, kitaplar ve masallar yazmadım. Hayatımın hatırı sayılır az bir kısmını “hayal etme”, “uçuk fikirler bulma”, “uç noktalarda düşünme” ya da eski günlük defterlerimin üzerinde çalışarak geçirdim.
Geçen seneden bu seneye usul usul, bu seneden bir sonraki sene için ağır ağır yazma konusunda eğitiyorum kendimi. Mesele henüz demlenmedi. Her gün bir fincan kahve içerek keyfini sürdüğüm blog çalışmaların evresindeyim. Bu blogda bahsedeceğim şey; çocuk olsun, yetişkin olsun zihnindekini sergileyebileceği, çalışabileceği, yazıp çizebileceği ve asla gözetlenmeyeceği “hani bakayım ne yazdın, ne çizdin bugün aaa ama olmamış bu” denmeyeceği özgür bir alan lazım. Kalemler, kâğıtlar, kitaplar, dergiler… Bunlar için özel bir alan. Sevdiği yazıları, aldığı notları, beğendiği resimleri asabileceği özgür bir alan.
Tabi kimin evi ne kadar müsait, imkânlar ne ölçüde ve ne kadarına sabredebiliyorsunuz bilmiyorum. Fakat bunu yapın, imkân tanıyın çocuklarınıza. Evin bir köşesi üç beş çekmece pano gibi kullanabileceği bir duvar köşesi yani her şey olduğu kadar. Bütün mesele zemini hazırlamak.
Müdahale etmeyin, ona eşlik edin, yaptığı işe saygı duyun ve keyfini çıkarın.