- Kategori
- Dil Eğitimi
Eğitim Dili

İlk öykü kitabım, 1990
Türkçenin yetkinliği dilimizi kullandığımız oranda gelişecek, yaygınlaşacaktır. Ancak günümüzde toplumsal açıdan Türkçenin önemini kavrayamayan sözüm ona aydınlar, yazarlar görüyoruz.Orhun Yazıtları’nda yer alan,“Türk beyleri Türkçe adlarını bırakıp Çin beylerinin adlarını aldılar.Bu yüzden tutsak olup elli yıl işlerini güçlerini Çinlilere verdiler.”özdeyişi bizleri uyarıyor.
Okullarımızda eğitim dili Türkçe yerine “yabancı dille eğitim” adı altında İngilizce, Almanca, Fransızca vb.konarak eğitimde dil birliğimiz bozuldu.1953’lerden sonra yabancı dille eğitim yapan okullar türedi.Öğrenciler tüm dersleri yabancı dille okumaya başladı.Bugün aynı sorunu yaşıyoruz. Anaokulda bebelere İngilizce öğretmeye kalkanlar bununla övünüyorlar. Ne yazık ki bu uygulama toplumda da ilgi görüyor.
Eğitim çok yönlü, karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte dil, yalnızca “bilgi aktarma aracı” olarak kalmaz.Bunun ötesinde bilginin üretildiği ortam olarak iş görür. Bunun için eğitim kişinin tüm varlığını kuşatan anadili ile yerine getirilir.
Türkçe halk dili olarak doğal gelişimini sürdürmüştür. Atasözü, deyim söze güç katan pek çok anlatım halk dilinde yaşamaktadır. Bunun dışında Türkçenin yeni söz değerleri türetme yolları “türetme, birleştirme, çok anlamlılık, işteşlik, ikileme”vardır.
Dilin işlevi toplumumuzun geleceği açısından önem taşımaktadır. Eğer,“Türkçem benim ses bayrağım” altında yürürsek toplumsal dirliğimiz pekişecek, birbirimizi anlamamız kolaylaşacaktır. Ulus olmanın dilden geçtiğini daha önce belirtmiştik. Bunu bir kez daha yineleyelim,Türkçe ulusal dilimizdir. Ulusallık ise etnik kökenlerin üstünde bir kavramdır. İşte bu gerçeği unutmadan ulusal dilimizi geliştirmeliyiz.