Me gustas mucho tu'. (Sevdim seni :)

İspanya'dan iki misafirimiz var. Angel ve kardeşi Miguel Venedik'e geldiler. Miguel İtayanca bilmediği için anlaşmakta biraz zorlanacağımızı sanıyordum; ancak hiç de öyle olmadı. İki insan dört dil anlaşmayı başardık. Türkçe kelimeler öğrendi, şimdi onları tekrar ediyor. Ben de ondan İspanyolca öğreniyorum. İtalyanca ve İngilizce ile de iletişim kurduk ve böylece hemen arkadaş olduk Mguel ile. Abisi Angel'i 3 yıldır tanıyor ve çok seviyorum. Şimdi Miguel de aramıza katılmış oldu.

Onu bunu bilmem ben, yabancı dil öğrenmenin ana koşulu iletişim kurmaktır. Yabancı arkadaşlar edinerek En doğru ve en hızlı şekilde bir dil öğrenmek mümkün. Venedik'te neredeyse her milletten arkadaşlar edinmeye çalışıyorum ve onlara kendi dillerinde nasıl selamlaştıklarını birbirlerine nasıl teşekkür ettiklerini soruyorum. Arkadaşlık ilerledikçe selamlaşmak ve teşekkür etmenin haricinde de bir şeyler öğrenmek mümkün oluyor elbette. Dil öğreniminde elbetteki en önemli şey istemek ve sabretmeyi bilmektir.

Dil öğrenmenin bir yolu da kendi dilinizi başkalarına öğretmektir. Öğretme aşaması çoğu zaman ciddi bir öğrenme aşaması demektir aslında. Karşınızdakine Türkçe'de öğrendiği her kelimenin, her kalıbın kendi dilinde ne demek olduğunu sormalısınız. Böylece hem kişinin ne demek istediğinizi anlayıp anlamadığını ölçersiniz hem de siz bir şeyler öğrenirsiniz.

Miguel ile yemek pişirdik. Böylece ondan bir çok kelimenin İspanyolca karışıklarını öğrenmiş oldum. İşte o kelimeleri burada sizlerle paylaşıyorum: kesmek, (tagliar / cortar), soymak (pelar), karıştırmak (remover), pişirmek (hervir), yapmak (hacer) nohut (garbanzo), domates (tomate), havuç ( zanahoria) pirin. (Arroz), su (agua), tuz (sal), biber (pimienta), bıçak (cuchillo)

Bakalım Miguel'den onu yolculayana kadar daha neler öğreneceğim. :)