Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Eylül '11

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim sorunları ve denetime bakış

Okulların açıldığı içinde bulunduğumuz şu günlerde çiçeği burnunda milli eğitim bakanımız sayın Ömer DİNÇER’in eğitime dair yaşanan sorunlarla ilgili açık yürekli açıklamalarını herkes dinleyip okuyordur. Eğitim faaliyetinin sistemli, kurumsal bir anlayışla uygulanmaya başlandığı andan itibaren eğitime dair sorunlar hep var olageldi. Bakanlık yapanlardan bazıları “Şu okullar olmasa Milli Eğitimi ne güzel idare ederim” sözleri yanında “ülkemizde eğitim adına, okul adına her hangi bir faaliyetten söz edilemez”anlamında betimlemelerde bulunanlarla üstelik de bakanlık düzeyindeki kişilerle karşılaşmak mümkün. Bu durum eğitime dair sorunların hemen her dönemde üç aşağı beş yukarı benzer nitelik ve nicelikte hep var olageldiğinin bir göstergesidir.

Eğitim faaliyetlerine yönelik yaşanan sorunların her geçen gün azalması beklenirken halının altı kaldırıldıkça yeni yeni sorunlarla karşılaşmak eğitim adına üzücü bir durum. Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerin eğitim göstergeleri ile ülkemizdeki göstergeler karşılaştırılınca daha ne kadar çok kat edilmesi gereken yolun olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Eğitime dair sorunları bir veya birkaç başlık altına alabilmek mümkün değil. Eğitimin yapısal olarak düzenlenmesi, personel alımı, personel değerlendirilmesi, öğrenci nitelikleri, okul yönetimi, eğitimin yönetimi, eğitimin finansmanı, eğitimin fiziksel alt yapı yetersizlikleri, faaliyetlere yönelik nitelikli bir değerlendirme yapılamaması ve eğitime dair daha birçok sorun büyük oranda duruyor. Bu sorunların çözümü ise büyük oranda bakanlıktan bekleniyor. Toplumun eğitime dair sorunlara duyarlılığına ilişkin de söylenebilecek birçok şey olmakla birlikte merkeziyetçi bir anlayışın getirdiği yönetim yapısı, toplumu ve bireyleri uzun yıllar dışarıda bırakan bir anlayışla yönetme alışkanlığı, toplumu ve bireyi kısmen de olsa mazur hale getiriyor. Bu yönüyle de eğitime dair sorunların çözümünde, toplum veya bireyler neden yeterince katkı sunmak istemiyorlar sorusunu çok anlamlı görmemek gerekiyor. Toplum ve bireyler, kendilerine bu imkan sunulmadığı gibi tersine katılımı engelleyen bir anlayışla hayata geçirilen yönetim uygulamaları nedeniyle kendi durumlarını kanıksar hale getirilmişlerdir.

Eğitime dair uygulamalar konusunda temel siyaseti çerçeveleyecek kararların alınması, bu çerçeveye dayalı uzun vadeli planlamaların yapılması gerekiyor. Zaman zaman eğitimi günlük politikanın dışına çıkarmalıyız türü teklifler bir bakıma bu yönde taleplerin bir başka ifade şekli olarak ele alınabilir. Eğitime dair uzun vadeli planların olmaması yukarıda sayılan sorunların gün geçtikçe azalmak yerine çoğalmasına neden olmaktadır. Eğitimin her alanına yönelik politikasızlığa dair verilecek örnekler bir yazının sınırlarına sığmayacak derecede kapsamlı ve karmaşık. Bu nedenle tüm alanlardaki politikasızlık örnekleri yerine güncelliği, önemi, şahit olunan uygulamaların çokluğu nedeniyle değerlendirme yapma imkanına sahip olunan denetim faaliyetlerine, denetim faaliyetleri içinde de il düzeyinde denetim faaliyetleri üzerinde durulmaya çalışılacaktır.

İl düzeyinde denetime gerek var mı sorusu üzerinde dururken öncelikle iletişim ve etkileşim imkanlarının büyük oranda arttığı, adeta küçük bir köy haline gelmiş dünya üzerinde artık katı merkeziyetçi anlayışlar yerine hizmetlerin yapıldığı yerlere daha yakın olan yönetim anlayış ve uygulamalarının gittikçe güçlendiğini görmek gerekiyor. Ulaşım ve haberleşme teknolojilerindeki gelişmeler insanlar kadar fikirler, anlayışlar ve uygulamaların sınır tanımaz bir şekilde gelişmesine yol açmaktadır. Ortaya çıkan gelişmeler eğitimden çok daha fazla bir etkiye yol açar hale gelmiştir. Bu durum merkezden yönetim uygulamalarından çok hizmetin üretildiği yerlere yakın uygulamaların güçlenmesinin de doğal bir getirisidir. Artık insanlar kendileri adına birilerinin karar alması, yönetmesi yerine kendilerinin de düşüncelerinin, değerlendirmelerinin olduğunun farkına varmaktadırlar. Bu durum her alanda olduğu gibi eğitim ve denetim alanında da güçlü bir şekilde hissedilmektedir. Bu nedenle il düzeyinde denetimin daha da güçlendirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. İller, genel olarak coğrafi, kültürel, sosyal ve ekonomik özellikler, ihtiyaçlar dikkate alınarak benzerlik gösteren yerleşim birimleri şeklinde oluşturulduğu kabul edilirse, eğitim hizmetlerinin il düzeyinde yönlendirilmesi ve değerlendirilmesi de çok daha etkili hale gelecektir.

Denetimin örgüt ve yönetim kavramı içindeki önemine ilişkin sayısız ilkeler ortaya konmuş durumdadır. Buna rağmen denetim ve değerlendirmeye gerek var mı sorusunu sormak gereksiz bir yaklaşımdır. Denetimin geçmişte de önemli bir yere sahip olmasına rağmen ülkemiz eğitim sistemi içinde gereken önemi görmemesi eğitimin her alanında geçmişte ve günümüzde var olan sorunların da temel kaynağı durumundadır. Denetimin sistem içinde sorunları görme, uygun çözümleri üretme işlevine karşın eğitim alanında görülen sorunlar denetimin gerektiği gibi kullanılmadığının/kullanılamadığının açık bir göstergesidir.

Denetime dair politikasızlığa ilişkin örnekler üzerinde dururken özellikle son yirmi yıllık uygulamalara bakılması yeterlidir denebilir. Eğitim sistemimiz içinde denetime, denetim yapacak personele, denetimin işlevlerine, denetimin gerekliliğine, amacına dair bakanlığın büyük bir kafa karışıklığı içinde olduğu görülmektedir. Günümüzde de bu kafa karışıklığı aynen devam etmektedir. Eğitimde 1990’lara kadar denetimi yapacak elemanın kim olacağına dair bir kararın verilemediği, sistemde görevi denetim olan öğretmenlerle işlerin yürütülmeye çalışıldığı görülmektedir. 1998-99 yıllarında yapılan mevzuat düzenlemeleri ile oluşturulan ilköğretim müfettişliği kadrosu zihin dağınıklığı kalkıyor mu düşüncesini uyandırmakla birlikte 2005-2006-2009 yıllarında arka arkaya yapılan değişikliklerle kararsızlığın büyük oranda devam ettiğini göstermiştir. 2010 yılında bu defa eğitim müfettişliği adı ortaya çıkmış yine bir kafa karışıklığı oluşmuştur. Aradan henüz bir yıl geçmişken 2011 yılı içinde üst üste yapılan iki farklı değişikliğin ardından bu kez de il eğitim denetmenliği kavramı ile yüz yüze gelinmiştir. 1998-2011 arasında denetimin özü, amacı, ilkeleri ve uygulamaları bir tarafa daha adı üzerinde bile bir karara varılamadığına şahit olunmaktadır.

Yönetimin en can alıcı işlevlerinden birisi olan denetim konusunda eğitim sistemimiz içinde yaşanan bu karmaşa, eğitime dair sorunlara ilişkin geleceğe ümitle bakılmasını engellemektedir. Son dönemde yapılan bakanlık merkez teşkilatına ilişkin değişikliklere ümitle bakanlar olmakla birlikte bu değişikliklerin idari bir kararla bir anda yapılmış olması ümitlerin zayıflamasına da neden olmaktadır. 

Eğitime dair sorunlara çözüm, sistemin etkin bir şekilde çözümlenmesini gerektirmektedir. Bu ise etkin bir denetim sistemini gerekli kılmaktadır. Sistemi uzaktan, yazılı belgeler üzerindeki verilere bakarak çözümlemek sağlıklı bir yaklaşım değildir. Okulların her birinde, eğitimin gerçek konusu ve merkezi olan öğrencinin niteliklerine etki eden öğretmen-öğrenci etkileşimine yakından bakarak, tek tek her bireye yönelik verilen eğitim sürecini gözleyerek uygulamaları ele alabilmek gerçek anlamda sistem çözümlemesini getirecektir. Bunun yapılabilmesi ise ancak etkin bir denetim uygulamasını gerektirmektedir.

Denetime dair sahip olunacak uzun vadeli ve temel politikaya dayanan uygulamalar yönetimi daha da güçlendirecektir. Denetimin düzenlenmesi, denetimi sistem çözümlemede bir araç olarak kullanma yolları, denetim sürecini yürütecek kişilerin seçilmesi, yetiştirilmesi, geliştirilmesi, denetim uygulamalarının takip edilmesi, uygulamaların daha nitelikli hale getirilmesi hep doğrudan veya dolaylı eğitimin yönetimine, sorunların çözümüne pozitif etki yapacak unsurlardır. Bu anlamda eğitimde, yönetimde denetim uygulamaları üzerinde çok daha fazla durulması büyük bir zorunluluktur.

Soru, görüş ve değerlendirmeleriniz için…

Ali Hikmet

Demir                                                                                                                                          ahdiron4@hotmail.com

 

 

 

 
Toplam blog
: 8
: 1263
Kayıt tarihi
: 13.07.11
 
 

Eğitim önemli bir kavram. Okuldan alınan diploma ile eğitim arasında çok küçük bir bağlantı vardı..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara