Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '10

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim ve öğretim adına öneriler

Eğitim ve öğretim adına öneriler Bizler öğrenmeyi sevmeliyiz, önce büyükler olarak biz öğrenmeliyiz. Öyle ki, evinize gelenler televizyonunuz kapalı olduğundan televizyonunuz bozuk mu desin? Öğrenmek için çok önemli kural bence, öğrenme isteği öğrencinin ruhundan gelmelidir. İç çevre diyoruz buna biz. Öğrenme merakı içimizden gelmelidir.
İnsanın merakı olmalı ki başarıya giden yolda tutkulu olsun. Kitaplarla barışık olsun. Okuldan veya dershaneden geldiğinde ders çalış dedirtmesin. Oyun zamanını nasıl biliyorsa, ders için de kimseden emir almadan çalışmalıdır. Öğrenim çağında ki çocukların kendilerine gerçek hayattan kesitler anlatılmalı. Bazen gerçek hayattan anlattıklarımız etkili olmayabilir.
Bazıları derler ki, o eskidenmiş. O zaman yapılması gereken hayatın içinde pişirmektir. Bundan dolayı da hayatın içinde bulunan birçok çocuk daha çok okuma gönüllüsü olur. Kıt imkânlara rağmen, imkânı bol olanlara karşı imkânsızların başarı yönünden görülmedik başarılarına tanıklık yapabilirsiniz. Zorlukların içinde boğuşan öğrenim çağında ki çocuklar gelecekteki hayatlarında zorluklarla baş etmesini öğrenmiş olur.
Ufak tefek sıkıntılarda hemen gözyaşı dökmez. Hayata küsmez. Zorluklarla örülü hayatın merkezinde olduğu hiç unutmaz. Yollarda gördüğünü hayatta aynısının olduğunu kavrar. Yolların bile sürekli düz olmadığını algılamıştır. Hayatta da sürekli kolaylık yok, bazen zorluk, bazen, sıkıntı, bazen de felaketlerin yağmur gibi yağdığını bilir.
Canım okuyup da ne olacak ? Der isek, o çocuğun okulla olan bağını koparmış oluruz. Evde de okuyup da başarılı olan yakınlarımızdan bahsetmeyi ihmal etmemeliyiz. Okuyarak başarı merdivenlerini çıkan, yükselen şahsiyetleri anlatalım bakalım nasıl olacak? İhtimalle görülecektir ki(ihtimalden ötedir), değişimi yakalamış olma durumu yüksektir. Konuştuklarımızın çevremizi etkilediğini bilmeyenimiz yoktur.
Çocuğun olduğu ortamda korkudan bahseden, sohbet ortamından çıkınca, çocuklara hiç korkmayın demek fayda sağlar mı? Önce olumsuzları söylemek yerine olumlu konuşmayı denesek daha verimli olur. İnsanların kötü sözlere karşı alerjisi vardır. Küçük çocuğa bile yapamazsın derseniz size tavır alır. Kendini sevdirmez. Yaklaşmaz, yüzü gülmez, size kötü gözle bakar. Aynı çocuğa olumlu sözler söylerseniz o zaman çocuk sizi sever dilinin döndüğünce anlatır. Kelimelerin birbirine ekler. İnsanlar her daim aynı ruh halinde olmaz. Burada ki kastımız genel ve geniş zaman içindir.
Biz çocuklarımıza sürekli kötü çocuk gözüyle bakarsak, o çocuk zaten ben kötü biriyim ne yapsam da değişmeyecek der ve devam eder. Çevremin, ailemin gözünde benim yerim belli der. Öğrenim çağında ki çocuklarımız için kullandığımız bir söz daha var ki asklında hiç kullanmamalıyız.
Okursa da kendine okumazsa da diye konuşmalar yanlıştır. Hasta olduğumuz da doktora gitsek de olur, gitmesek de olur diyor muyuz? Aynı sözleri size söyleseler Allah razı olsun der miyiz? Yoksa alınır mısınız? Zamanında çocuklarımızın iyi eğitim öğretim görmesinin bırakın ailesine, tüm insanlığa faydası olur. İnsanlığın pençesinde kıvrandığı hastalıkları tedavi etse tüm insanlığa faydası olmuş olur. Öğrenim çağında ki çocuklarımızın yardımcısı olmalıyız. Tüm eğitim öğretim camiasının yeni eğitim ve öğretim yılının insanlığa hayırlar getirmesi dileğimle.
 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..