- Kategori
- Eğitim
Eğitimde inançların bilgisi - 1

Eğitimde; Din Bilgisi ve Ahlak
Anayasa'nın "değişmez/değiştirilemez" temel ilkesi "laiklik" de "bütün inançlara devletin eşit mesafede olmasına, tüm inançlara aynı saygıyı göstermesine" dayalı mıdır?
Eğitim temel işlevini; okulları, öğretmenler, eğitim araç ve gereçleriyle sağlar. Tabi ki bu işlev siyasal iktidarın-devletin yönetimi, gözetimi ile gerçekleştirilmekte.
Ders kitabı nedir? : "Bir dersin öğretimiyle ilişkili olarak hazırlanan ya da seçilen, belirli ölçülere göre incelendikten sonra belli bir okul, sınıf ve ders için öğretmen ve öğrencilere temel kaynak olarak önerilen "kitaplar" dır. Ders kitapları eğitimde önemli bir araç.
Eğitimimizde, okutulan dersler içinde "Din Kültürü ve Ahlâk" bilgisi çekici, orijinal ayrıksı, kasıtlı vb. özelliklere sahiptir. Belki de dünyada hiçbir ders anayasada yer almamıştır. Acaba neden? Sorusunu en, nötür şekilde açıklayacak olursak;
Çocuklarımıza, çağdaş uygarlık çerçevesinde bir din kültürü vermek, onlara sağlam bir ahlâk anlayışı aşılamak, bunu yaparken de, bu öğretimle eğitimden, devleti, ya doğrudan uygulayışı ya da denetimci olarak sorumlu tutmaktır.
En akla uygun gerekçe bu gösterilebilinir. Teoride gösterilen bu gerekçe, niyet, yasa acaba pratikte nasıl uygulanıyor.
Sorun din ve ahlak bilgilerinin öğretiminde değil, belli bir dinin ve mezhebin; bir din eğitim ve öğretimin zorunlu olmasıdır.
Yargıtay başkanı Dr. Sami Selçuk: "Türkiye Cumhuriyeti, egemenliğin kaynağı açısından laik, devlet örgütlenmesi açısından teokratik, dini yönlendirme açısından laikçi bir devlettir..."
Din Bilgisi ve Ahlâk Bilgisi öğretimi yerine tek bir dini ve onun sünni yorumunu öğretmek, ana dilimiz dışında arapça duaları okutmak neden?. "Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi" ders programında kimi zaman duaları ezberlemek zorunluluğu mevcuttur. Ders öğretmenleri tarafından da çoğu zaman ezberletilir. Milli eğitim ilke ve programlarında ezberciliğe karşı olduğumuz ise her zaman vurgulanmaktadır.
Alıntıyla devam edelim "... cami yaptırmak ve bu camilere Diyanet İşleri diye resmi bir kurum aracılığıyla maaşlı imam tayip etmek "laik"im diyen hiçbir devlet tarafından yapılmaz" (Mine G. Kırıkkanat, 12 Eylül 1999 Radikal gazetesi).
"Sünni-Kemalist-Diyanetçi İslam'ı daha cumhuriyetin başından beri okul dışında halka öğretecek din memurlarının yetiştirilmesi ve devletçe istihdam edilmesi minimal bir laiklikle bile bağdaştırılamaz." (Prof. Dr. Taha Parla, 12 Eylül 1999, Radikal gazetesi)
Neden demokrasi, hak ve özgürlükler, insan haklarının uygulanmasını insanca yaşam olanaklarının yaratılmasını, hayır denilmesini, demokratikleşme...vb. isteyenler daha az olsun, yaşam koşullarının ve ellerindeki gücü bilmesinler diye mi...
"Düşüncelerini serbest oluşturma olanağını vermediğimiz insanların, düşüncelerini açığa vurma özgürlüğü olsa ne olur olmasa ne olur?" (C. Eroğlu)
Nazan Kuloğlu, "Dinsel Eğitim Allah'a Emanet" adlı kitabında sunduğu araştırmada, kendinden de örnekle değişme rağmen değiştirilmek istenmeyeni açıklamaya çalışıyor.
"1972-1983 yılları arasında ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdim... Okullarda okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adlı ders kitaplarına ve müfredatlara bakıyorum da değişen hiçbir şey yok. İnsanlık bilim ve teknoloji çağına girerken biz hâlâ daha doğmalarla çocuklarımızı büyütüyoruz. Hâlâ daha Tanrı'dan korkan, yaptıklarından dolayı Tanrı tarafından cezalandırılmayı bekleyen bireyler yetiştiregeliyoruz..." (s. 14)
Nazan Kuloğlu ders programlarına uygun olarak yazılan ders kitaplarını, Diyanet işleri başkanlığı tarafından yönetilen ve denetlenen Kur'an kurslarda okutulan kitap ve programları inceleyerek önemli tespitlerde bulunmuştur…
'Abdest suyu' tartışması bitti. Birisi bitti. Diğerleri…
Milli Eğitim Bakanlığı, 11. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitabından, "abdest alırken kullanılan suyun alyuvarların sayısını artırdığı" yönündeki ifadeleri çıkardı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu konuda yaptığı taahhüdü yerine getirdi.
Bakanlık, 11. sınıf kitabında geçen yıl yer alan ve Milliyet'in kamuoyuna duyurduğu "İslamda ibadetin faydaları" bölümündeki abdest suyuyla ilgili tartışmalı ifadeleri çıkardı. "Abdest alırken kullanılan su sayesinde kan dolaşımı hızlanır, alyuvarın sayısı çoğalır. Solunum hareketlenir, alınan oksijen miktarı artar, sinirler sakinleşir, ferahlar, kalbin yükü hafifler, tansiyon normalleşir. Dışarı atılan karbondioksit oranı fazlalaşır" ifadesi bu yıl kitapta yer almadı.
Bakanlık, bu görüşün Alman doktor Albert Schalle'ye ait olduğunu açıklamıştı. Ancak Schalle'nin "Başarılı Tedaviler" kitabından alındığı öne sürülen cümlelerin, kitabın orijinalinde bulunmadığı ortaya çıkmıştı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de genelgeyle bu bölümün okutulmasını durdurmuş, ifadelerin çıkarılacağını açıklamıştı. Bahar Atakan 14-09-2007 Milliyet
İlköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarındaki fotoğraf ve resimlerin büyük çoğunluğunda, çocuklar kapalı giysiler içinde gösterildi. Çoğunlukla bir masa etrafında orucunu açan veya odada sohbet eden "orta direk" aileler resmedildi. Resimlerdeki aileler çoğunlukla anne-baba, çocuklar, başörtülü nine ile dededen oluştu. Resim ve fotoğrafların çoğunda uzun kollu kazak, kaban, pantolon ve çizme giyen kız çocukları yer aldı.
Büyük Daire, Folgero Norveç'e karşı davasında AİHM'nin dinle devlet işlerine karışmadığını belirterek, "İlgili devlet (Norveç) eğitimle ilgili sorumluluğu yerine getirirken, ders programındaki bilgileri objektif, eleştirel ve çoğulcu bir şekilde verilmesini mi sağlıyor?
Yoksa endoktrini yani bir görüşü empoze etme, dayatma amacını mı güdüyor?" sorusuna yanıt aradı. Kararda, söz konusu ders programında diğer dinlere atıfta bulunulsa da, bu dinlerin Hıristiyanlık üzerinden anlatıldığı, Hıristiyan yetiştirmeye yönelik bilgilerin yer aldığı belirtilerek, "Devletin bütün dinlere eşit, çoğulcu ve eleştirel yaklaşmadığına" vurgu yapıldı.
Büyük Daire, "Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir" şeklinde düzenlenen sözleşmenin 2. maddesinin de ihlal edildiğine karar verdi. Alevilerin zorunlu din dersi davasıyla büyük benzerlik gösteren Folgero davasında Daire, Norveç'in Eğitim Kanunu'nda İncil ve Hıristiyanlığın Protestan inancına uygun olarak verilmesi yönündeki amacını da zaten açıkça belirttiğini hatırlattı. Kararda, Norveç'in söz konusu “ders programında diğer dinlere çoğulcu ve eşit bir şekilde yer vermediği, eşit vurgu yapmadığı, Hıristiyanlığı öne çıkardığı ve ebeveynlere çok ağır şartlar getirdiği için muafiyetin yeterli olmadığı vurgulandı.”
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Alevi babanın, çocuğunun din dersine girme zorunluluğunun kaldırılmasıyla ilgili başvurusunu sonuçlandırdı. Mahkemenin babayı haklı bulduğu öğrenildi.” Belma Akçura 29-08-2007 Milliyet
Karar uyarınca, Talim ve Terbiye Kurulu'nun 19/9/2000 tarih ve 373 sayılı kararıyla kabul edilen İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretim programının değişmesi gerekecek.
2001'de Hasan Zengin adlı Alevi vatandaş, 7. sınıfa giden kızı’nın Alevilikle ilgili bilgilerin yer almadığı din derslerine girme zorunluluğunun kaldırılması için, iç hukuk yollarını tükettikten sonra 2004'te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitti.
AİHM, 2004'te Türkiye'ye zorunlu din dersiyle ilgili sorular yöneltti. 2005'te Türkiye 20 maddelik savunmasında, davanın reddini istedi ve "Ders tarafsızdır. Anne babalar, devletin yetkisine karşı çıkamaz" denildi.
Mahkeme, Türkiye'nin savunmasını değerlendirdikten sonra şikâyet hakkında kabul edilebilirlik kararı verdi ve dosyayı esastan görüşmek üzere 3 Ekim tarihine duruşma günü verdi.
Türkiye savunmasında, “Aleviler ile Sünniler arasında ayrımcılık yapılmadığını, derslerin de din dersi değil, din ve ahlak konusunda genel kültür dersi olduğunu belirtti.”
“Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bu konuda söz vermesine rağmen "Alevilik" Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabına giremedi.
Bakanlık tarafından "bedava kitap kampanyası" kapsamında dağıtılan 11. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının yenilenmesine rağmen yine "Aleviliğin geçtiği" bir konu yer almıyor..” Haber, Burcum Devrez15-09-2007 Milliyet
Bakan Çelik, konuyla ilgili şu yorumu yapmıştı: "Aleviliği İslamın dışında görmek, onun dışında değerlendirmek, bana göre Aleviliğe ve Alevilere yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Hiç kimsenin telkini olmadan ders kitaplarına Aleviliği koyduk. Ama 'oradaki her satır mükemmeldir' gibi bir iddia içinde de değiliz. Bu anlamda, olumlu ve yapıcı eleştirilere her zaman açığız. .. Ayrıca, birçok Alevi derneği ve vakfına müracaat ederek onların da görüşlerini aldık."
İzzettin Doğan (Cem Vakfı Genel Başkanı): "Siyasi iktidarın o konularda dürüst davranıp tüm inançlara eşit mesafede kalarak, laikliğin gereği olarak Sünni insan ile ilgili verdiği bilgileri Alevi insanla ilgili vereceğini beklemiyorum. .. Ama diğer taraftan da bizim Milli Eğitim Bakanı'na karşı din derslerinin içeriği ile ilgili olarak açmış olduğumuz 2 bine yakın dava var. O davanın sonuçlarını bekliyoruz. Açıkçası bu davanın sonuçları doğrultusunda yüksek sesle konuşmak ve bireysel eylemi ortaya koymak için bu sonucu bekliyoruz."
Selahattin Özel (Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı): " Türkiye'de 1 milyon imza toplamamıza rağmen hala bir görüş talebimize dair cevap vermediler. Bu kitaplarla ilgili bizim en büyük endişemiz Alevilik konusuna yer verip yanlış bilgilere yer verilmesiydi. Bu noktada mutluluğum şu; yanlış bilgiyi doğru diye vermemiş olmaları. O da daha büyük tehlike..."
Fermani Altun (Ehli Beyt Vakfı Başkanı): "Bakanlık sürekli bizimle diyalog içerisindeydi. Hatta bizden bilgi istediler, öneriler sunduk. Alevilik konusuna detaylı yer vereceklerini söylediler. 'Kucaklıyoruz' deniyor, ama böyle bir kucaklama yok. Burada bir zihniyet, karanlık, inancın taassubu ideolojileşmesi meselesi var. Bakanlığa defalarca detaylı bilgilendirme yaptık. Onlardan da oluru aldık. Sonunda hiçbir şey çıkmadı..."
“Bütünlüğümüzü oluşturan unsurlardan bazıları için "renk körlüğü" neden?
Milliyet'e ulaşan bilgilere göre 11. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının yenilenmiş baskısında da "Aleviliğin" yer aldığı bir bölüm yok.
Ulusun çok önemli bir bölümünü kapsayan Alevi yurttaşlarımızın, "temel eğitim kitabı" olan "11. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" kitabında kendileri için satırları bulmamaları ciddi bir boşluktur”. G. Civaoğlu 15-09-2007 Milliyet
Üzücüdür Üzücüdür Üzücüdür Üzücüdür Üzücüdür Üzücüdür Üzücüdür Üzücüdür … Üzücüdür ………………………………………………………………………………………..…..