Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '16

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimi tartışırken

Eğitimi tartışırken
 

bilgiye giden kestirme bir yol yoktur.


Öğrenme zamanı; her bireyin öğrenebilme(algılama)süresi farklı olduğu gibi, öğrenmenin oluştuğu anda farklıdır. Bireyin merak ve ilgisinin yanında karşılaştığı problem ya da sorunla ilgili ön bilgisidir. o anda aktif olan nöronların sinir uçlarıyla birleşerek ön bilgilerle yeni bilgileri oluşturarak öğrenmeyi tamamlayarak saklar. İnsanın öğrenme durumu binlerce yıldır bu şekilde gerçekleşir.

Okullarımızda bu öğrenme durumu yapay olarak hazırlanmaya çalışılmaktadır. Bu zoraki bir durum oluşturduğundan, öğrencinin aktif olması gereken öğrenme durumunda onu pasif duruma getirerek bilgiyi öğretmenin öğrenciye kayıt ettiği bir duruma dönüştürür. Yapılan kayıt geçici hafızada kalarak öğrenilme tam gerçekleşmediğinden zaman içerisinde unutulur. Buda sonraki bilgilerin alımında alt yapıyı oluşturamadığından öğrencinin disiplinlerle ilgili bilgilerinde boşluklar oluşturur. Bunu da yapılan istatistik çalışmalarında çalışma hayatına atılan insanların artık öğrenmelerinin durduğu ,yeni bilgiler edinmedikleri ve öğrendikleri bilgileri de zamanla kaybettiklerinden yeterli kullanamayıp  kendilerini yetiştirme ve geliştirebilme bazında da ilgi ve yeteneklerini kaybettiklerinden herhangi bir caba göstermedikleri görülmüştür. Eğitim neden bir zamana gelince duruyor? Sürekli gelişen ve değişen bir dünyada yaşıyorsak, okul hayatının bittiği 16-18 yıldan sonra eğitim devam etmezken dünya değişimi devam ediyor olacak. Tabi ki ihtiyacımıza göre öğrenme devam edecek, ya da aradan her nasılsa sıyrılmış meraklı ilgili insanlar öğrenmeye devam edecek. Fakat çoğunluğun neyin, neden nasıl olduğunu anlamadığı bir dünyada güven de huzur da olmaz. Değişim devam ederken öğrenmenin devam etmesinin tek yolu vardır o da insanın merak, ilgi ve öğrenebilme becerisinin ömür boyu devam etmesini sağlamaktır.

Bütün dünyada eğitim reformları sancılı olmuştur. Yeni yöntemleri insanların kabullenmesi her zaman zordur. Kullanılan sistemin uzun süre kullanılmış olması uygulanışı, yerleşikliği devam etmesi gerekliliğini zorlamakta, bu baskı da yenilenmenin takozu durumunu oluşturur. ‘’Geleneğin baskısı her yerde insanlığın ilerlemesinin önündeki engeldir’’ (J ohn Stuart Mill) Bugün uygulanan sınıf ve derslik modelleri öncesi eğitim modeli de batıda yüz yıl uygulanmış ve değişime direnilmiştir.

Bizde de eğitimde yeni arayışlar ve yeni uygulamalarla eğitimde bir takım değişimlerin olacağı sinyalleri verilmektedir. Evet değişime direnmek sonuç vermez fakat yapılacak her yeni uygulamanın 21. Yüzyılın insanlarının yetiştirileceği gerçeği hesaplanarak yapılması gerekliliği unutulmamalıdır. Bugün onların hayata atılacakları zamanda hangi bilgilerin işlerine yarayacağını belki tespit edemeyiz ama onların meraklarını besleyerek öğrenme duygusu ve isteğinin, öğrenebilme yeteneklerinin  önünü açarak, kendilerini oluşturabilecekleri değişimleri gerçekleştirebiliriz. Bütün öğrencilere açık düşünme ve yaratıcılığa dönük mekân ve zamanı tanıyarak, tam potansiyelini ortaya çıkarabilmesi için kendi öğrenme ve standart dışına çıkabilme özgürlüğünü sağlayacak değişimleri gerçekleştirebiliriz.

Öğrenmenin gerçekleşme durumları, insanın öğrenme özellikleri, zaman ve mekanlar da öğrenebilme şartları üzerinde dünyadaki değişim ve teknoloji, bilgiye ulaşım olanaklarının değişmesi öğrencilerin okul dışında öğrenebilme koşullarının olması dünyadaki bu değişkenleri değerlendirmeden eğitimde yeni kararlar alınması kalıcı olmayacaktır. Evet dünya yeni eğitimi tartışıyor. ‘’Bilgi Çağı’’ dediğimiz bu zaman diliminde bu yenileşmenin dışında kalmamalıyız. Bugün yakalayamadığın değişime yarın çok geç kalmış olursun.

 Özkan ŞANAL

 
Toplam blog
: 29
: 495
Kayıt tarihi
: 11.08.16
 
 

Anadolu Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü Karekter ve Değerler Eğitim..