- Kategori
- Eğitim
Eğitimin Paydaşları Yeni Paradigmalara Ne Kadar Hazır?

Bir sistem, dünyanın en mükemmle sistemi de olsa insanlara yeteri kadar anlatılmamış insanlarda "Ha tamam, bunu eskisinin yerine koymak faydalı olacaktır." algısı oluşturmuyorsa o sisteme karşı şiddetli bir direnç oluşacaktır.
En basit örneğiyle otobüs durağımızın yeri dahi değişse o an bir tepki göstermiyor muyuz? Değişime tepki insanın doğasında var. İnsanları alışmış oldukları rutinin dışına çıkarmak istediğinizde bir tepki alacağınızı da bilmelisiniz. Önemli olan bu tepkileri en düşük seviyeye indirgemek ve gerekli tedbirleri alabilme becerisini gösterebilmektir. Ülkemizde son yıllarda eğitimde birtakım reformlar söz konusu. Bu reform çalışmalarına sendikalar, sivil toplum kuruluşları, eğitimin diğer paydaşları tarafından çeşitli tepkiler geliyor ancak bu tepkiler öncesinde reformlar tüm paydaşlara izah edilirse tepkilerin düştüğü görülüyor.
Eğitimcilerin, eğitimdeki bu reformlara alışmak zorunda oldukları kaçınılmaz bir gerçektir. "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir."
Günümüzde öğretmen tek bilgi kaynağı değildir. Ezberci eğitim artık geçerliliğini yitirmiş, öğrenciler öğretmenlerini aynen model alan bireyler olmaktan çıkmıştır. Artık bu durumu öğretmenlerin de kabul etmesi ve çağın gereklerine göre kendilerini yenilemesi şarttır. Öğretmen rollerinden en önemlisi öğrenmeyi sağlamaktır. Bilgiyi öğrenciye dikte eden değil; öğrenme faaliyetlerine rehberlik eden, bu faaliyetleri düzenleyen ve organize eden olmalıdır.
Günümüzde öğretmenlerin yakınmalarından biri de "tekknolojik anlamda öğrencilerin hızına yetişememek" olarak karşımıza çıkmaktadır. Aslına kalırsa burada bir yanılgı söz konusudur. Doğru, yeni nesil teknolojinin içinde doğmuştur ama ekseriyeti teknolojiyi faydalı bir şekilde kullanmadıklarından bugün sadece teknolojiyi tüketen konumundadırlar. Öğretmen bu noktada öğrencinin teknolojiye olan ilgisini faydalı alanlara yöneltmede yol gösterici olmalıdır.
Eğitimde öğretmenden beklenen değişimlere duyarlı, bireyin ihtiyaçlarını dikkate alan, esnek yaklaşımları benimseyen bir anlayışa sahip olmasıdır. Sonuç olarak eğitimciler, rollerini yeni paradgmalara göre yeniden tanımlamak, değişmlere uyarlamak ve sürekli güncel tutmak durumundadırlar.