Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Kasım '17

 
Kategori
Eğitim
 

Türk Eğitim Sisteminde Başarı İçin

Türk Eğitim Sisteminde Başarı İçin
 

“Başkasının gömleğini giyersen üzerine ya dar gelir ya da bol.” diye bir söz vardır.  Bizim eğitim sistemimizde bu söz vücut bulur. Başka ülkelerin eğitim sistemleri, başarı öyküleri, tecrübeleri dikkate alınmalı fakat bunu yaparken kolaycılığa kaçıp da taklit yoluna gidilmemelidir. Çünkü başka ülkelerin yaşayışı, kültürü, bakış açısı vs. sizinkilerle bir olamaz. Peki yapılması gereken nedir? Örneğin Finlandiya’nın başarı öyküsü tüm dünyanın dikkatini çektiği gibi bizim de dikkatimizi çekmiştir. Nasıl başardı Finlandiya eğitim işini?  OECD’nin üç yıllık aralarla düzenlediği sınavlarda üst sırada yer almayı nasıl başardı?  2003 ve 2006 PISA sonuçlarına göre Türk öğrenciler matematik okuryazarlığı, fen bilimleri okuryazarlığı ve okuma becerisi alanlarında 30 OECD ülkesi arasında 29. sırada yer almışken Finlandiya nasıl 1. sıraya yerleşti? Onlarda olup da biz de olmayan şeyler nelerdir?

Eğitim-öğretimin içinde “eğitim sistemi, eğitim politikası, müfredat, okul, öğrenci, veli, öğretmen, sosyal ve kültürel yapı, coğrafya” gibi birçok etken söz konudur. Başarı ya da başarısızlıkta sözü edilen faktörlerin birbiri uyum içerisinde hareketi etkili olmaktadır. Finlilerin bu başarısının arkasında yer alan eğitim sistemi içinde öne çıkan dört ana faktör ele alınmalıdır. 1- Öğretmen Yetiştirme Stratejisi, 2- Okul Hayatı, 3- Ülkede Öğretmenlik Mesleğine Bakış ve 4- Öğretmenlerin Hizmetiçi Eğitimi.

 

1- Öğretmen Yetiştirme Stratejisi

Finlandiya’nın eğitimdeki başarısında etkili olan faktörlerin başında öğretmen yetiştirme stratejisi gelir (Easlan, 2009). Finlandiya öğretmen seçiminde başarılı ve yetenekli öğrencileri eğitim fakültelerine kabul etmiş, bu yolla öğretmen eğitiminin kalitesini sürekli yüksek tutmuştur. Finlandiya’da öğretmen olmak meşakkatli sınavlardan geçmeyi gerektirir. Öğretmen olmaya karar veren bir lise öğrencisi öncelikle Türkiye’de üniversite sınavına benzer sınavdan ve sonrasında üç aşamadan oluşan kabul testini geçmek zorundadır. Kabul testi; kitap sınavı, mülakat ve örnek ders anlatımından oluşmaktadır. Kitap sınavında öğretmen adaylarından “bilgiyi araştırması, eleştirisel açıdan yorumlaması, işe yara bilgiye ulaşması, kendi düşüncesini oluşturması, savunma ve sentez yapabilmesi istenir. Mülakat aşamasında ise adayın karakterine, öğretmenlik mesleğine yatkınlığına bakılır. Son aşamada ise öğretmen adaylarından örnek bir ders anlatması istenerek onların hitabet, sunum ve sınıf yönetimi kabiliyetleri ölçülür. Bu aşamaların sonunda öğretmenlik için müracaat edenlerin yaklaşık %10 u öğretmen yetiştirme programına kabul edilirler (Eraslan, 2009).

Öğretmenlik, dört yıllık lisans programının sonunda elde edilir. Uygulamalar için eğitim fakültelerinin her birinin kendine ait uygulama okulu vardır sahiptir ve bu okullar yerleşke içerisinde ilgili bölümlere yakın yerlerdedir. Öğretmen adaylarına lisans süresince uygulama okullarında hem okul öğretmeni hem de üniversite hocasının rehberliğinde staj yapma imkânı sunulmaktadır.  Uygulama öğretmeni ile üniversitedeki görevli hocanın staj süresince beraber çalışması ve yapılan her dersten sonra okul içinde Finlandiya’da öğretmen olmak için bu lisans programını bitirmek yeterli değildir. Bundan sonra öğretmen adayları kendi alanıyla ilgili tezli yüksek lisans derecesine sahip olmak zorundadır.

 

2- Okul Hayatı

Finlandiya’nın eğitimdeki başarısının arkasındaki bir başka faktör, okulların ister kırsalda ister kentte olsun öğrencilere kendilerini evlerinde gibi hissettirecek düzenlemeleri yapmaları ve imkânları sağlamalarıdır. Bu doğrultuda, öğrenci okula giderken okula özel bir forma giymez. Okul evden farksız olduğu için öğrenci ayakkabılarını çıkarıp çoraplarıyla veya terlikleriyle sınıfa gider. 15-20 arası öğrenci kapasiteli sınıflarda öğretim için uygun materyaller ve teknolojik imkânların yanı sıra, öğrencilerin ellerini yıkamaları için lavabonun da bulunduğu, evden farksız, oldukça sıcak ve temiz mekânlardır. Öğretmenler için de kıyafet serbestliği vardır.

Zorunlu temel eğitim boyunca, değerlendirme adına herhangi bir sınav yoktur. Öğrenciler sadece öğretmenlerinin hazırladığı sınavlarla değerlendirilir. Öğretim sınav odaklı olmadığından özel okul, dershane, özel ders diye bir şey de yoktur. Zorunlu eğitim süresince tüm öğrencilerin “sağlık, günlük yemek, bilgisayar ve yazıcı kullanımı, kitap, defter, kalem, eğitim gezisi” gibi ihtiyaçları ücretsiz karşılanmaktadır. Öğlen saatinde öğretmenler öğrencileriyle beraber yemek yemektedirler. Öğrencilerin farklı yeteneklerini ortaya koymalarını sağlamak amacıyla “müzik, resim, beden eğitimi” derslerine ek okulda özel olarak ayrılmış atölyelerde ağaç ve materyal işleme dersleri verilmektedir.

Finlandiya’daki okullarda öğrenciler zorunlu temel eğitim süresince yani 7 yaşından 15 yaşına kadar belli bir program altında aynı eğitimi almaktadırlar. Öğrenciler arasındaki seviye farkı da oldukça düşüktür. Öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere ise bire bir çalışma, küçük gruplarla çalışma gibi özel programlar uygulanmaktadır. Bunların dışında ileri derecede öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler ise özel eğitim gerektiren okullara yönlendirilmektedir.  

 

3- Finlandiya’da Öğretmenlik Mesleğine Bakış

Eğitimdeki başarının ardındaki bir başka gerçek Fin toplumunun öğretmenlik mesleğine bakış açısıdır. Finlandiya’da siyasi liderlerin, ailelerin ve öğrencilerin öğretmenlere ve okullara olan güveni tamdır. Finlandiya’da toplumunun çocuk ve gençlerin eğitimine olan büyük ilgisi öğretmenleri toplumun önemli karakterleri hâline getirmiştir. Öğretmenlik statüsü ve gelir seviyesi yüksek bir meslek olup en başarılı öğrencilerin tercih ettiği programların başında gelir. Öğretmen mesleğinde özgür ve aynı zamanda sorumluluk sahibidir. Çerçeve müfredatın yol göstericiliğinde öğretmenler kendi müfredatını oluşturmakta ve okutacağı kitabı seçebilmektedir. Okullarda yaptıkları öğretim süresince herhangi bir denetleme de yoktur.

 

4- Öğretmenlerin Hizmetiçi Eğitimi

Finlandiya’da elde edilen başarıda öğretmen yetiştirme stratejisi kadar öğretmenliğe başladıktan sonra da sürdürülen hizmet içi eğitimlerin katkısı büyüktür. Hizmet içi eğitim Finli öğretmenler için bir zorunluluktan ziyade kendilerini güncellemek için bir fırsattır. Her üniversite ulusal ve bölgesel düzeyde ilk ve ortaöğretim öğretmenlerine hizmet içi eğitimler vermektedirler. Her gün yeni bilgi, metot ve teknolojilerin hayatımıza girdiği günümüzde bu bir lüks değil gerekliliktir.

 

ÖNERİLER

1. Öncelikli amaç öğretmen yetiştirme stratejisinin değiştirilmesi gerekir. Başarılı ülkelerin başarısının arkasında iyi yetişmiş, başarılı, görev ve sorumluluğunun farkında öğretmenler vardır. Bu yüzden öğretmenlik programlarına en başarılı, sorumluluk bilinci yüksek öğrenciler seçilmelidir.

2. Öğretmenlik mesleğinin toplumsal statüsünün ve ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gerekir.

3. Tezli yüksek lisans derecesi öğretmen olabilmek için şart olmalıdır.

4. Hizmetiçi eğitim faaliyetleri üniversitelerin eğitim fakülteleri ile MEB’in ortak çalışmasıyla düzenlenmelidir.

5. Türkiye’nin her tarafında öğrencilere eşit öğrenme imkânlarının sunulduğu söylenemez. Bölgeler arası sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıklar buna en büyük engeldir. Şehirden taşraya gidildikçe okulların fiziki ihtiyaçlarından tutun da öğretmen eksikliğine kadar eşitsizliği artıran birçok neden sıralamak mümkündür. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak eğitim politikalarını yönlendirenlerin birinci vazifesi olmalıdır.

6. Başta bakanlık olarak öğretmenlere duyulan güven yeniden tesis edilmeli, bu güven duygusu topluma yayılmalı, ayrıca öğretmenlerin ekonomik düzeyleri ciddi anlamda iyileştirilmesi gerekir.

7. Büyük kitleleri ilgilendirdiği için eğitimde yapılacak her türlü yenilik, riskli, pahalı ve özveri gerektirir.

8. Diğer taraftan değişikliklerin sonuçlarını almak uzun bir zaman gerektirebilir. Bu yüzden en ufak bir toplumsal tepkide sürekli değişim yapmak toplumun eğitim sistemine bakış açısını olumsuz etkileyecektir.

9. Öğretmenlere teknoloji kullanımıyla ilgili ciddi hizmet eğitimler verilmeli.

10. Müfredat ve kitap yazımı şeffaf olmalı, gerekiyorsa anında sahadan dönütler alınmalı.

11. Özellikle metal yorgunluğu yaşayan, tükenmiş -bugün bunların sayısı oldukça fazla- öğretmenler bir an evvel maddi kaygıları da giderilerek emekli edilmeli; bunların yerine atama bekleyen, dinamik ve teknolojiye hakim öğretmen adayları ciddi bir eleme sisteminden geçirilerek eğitime yeni bir heyecan katılmalıdır.

12. Öğretmenin performansının değerlendirilmesinde subjektif kriterler yerine, daha objektif ve evrensel kriterler kullanılmalıdır.

13. Geleceğe yönelik insan kaynağı planlaması yapılmalı,  hangi alanlarda ve ne kadar yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulduğu tespit edilmeli ve buna göre okullarda alanlar açılmalıdır.

 

KAYNAKÇA

Eraslan, A. (2009). Finlandiya'nın PISA'daki Başarısının Nedenleri: Türkiye için Alınacak Dersler. Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 3(2).

Gedikoğlu, T. (2005). Avrupa Birlii Sürecinde Türk Eitim Sistemi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(1).

 

 
Toplam blog
: 13
: 489
Kayıt tarihi
: 29.10.17
 
 

Öğretmen, Eğitim Yöneticisi, Yazar, Siyaset Bilimci ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara