Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '13

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitimin sorunlarına giden yolda ilk okuma yazma Öğretimi

Eğitimin sorunlarına giden yolda ilk okuma yazma Öğretimi
 

Eğitim, insan hayatında önemli kilometre taşlarından birisidir. Eğitim faaliyetine giriş yapan birey ömür boyu etkisinde kalacağı sürecin de basamaklarını adım adım çıkmaya başlar. Böylesi uzun yolun ilk başında ilk basamakta ilkokuma yazma öğrenme bulunmaktadır. İlkokulun birinci sınıfından itibaren eğitim hayatına giriş yapan öğrenci bu sürecin başlangıcında daha çok öğretmenin yönlendirmesi, yol göstermesi ve rehberliğine gereksinim duymaktadır. Eğitim sürecindeki yol ilerledikçe bireylerin öğretmene olan bağımlılığı gittikçe azalır. Lise ve üniversite düzeyi öğretmenin etkisinin oldukça azaldığı, inisiyatifin büyük çoğunluğunun öğrenciye geçtiği dönemlerdir. Öğretmenin öğrenci üzerindeki bu etkisine bakınca eğitim hayatının başlarındaki dönemlerde görev alan öğretmenlerin yeterlik düzeyleri, mesleki beceri düzeyleri büyük önem taşımakta olduğu açık bir şekilde görülecektir. Öğretmenin birey/öğrenci üzerindeki bu etkisine rağmen eğitimin yöneticisi durumundaki bakanlık merkez teşkilatının yöneticileri öğretmen yetiştirme politikalarını üretirken, geliştirirken bu öneme uygun düzenlemeler yapamamışlardır. Tersine küçük yaşlarda öğrencilerle uğraşan öğretmenlere adeta küçümser gözle bakar olmuşlar, eğitim itibariyle, geliştirme yönüyle, özlük hakları itibariyle bu gruptaki öğretmenleri diğer öğretmenliklerden daima aşağı bir konuma yerleştirmişlerdir. Bu durum eğitimin niteliği, eğitimin yönetimi ve geliştirilmesi açısından yöneticilerle uygulayıcılar arasındaki algı farklılığının da bir göstergesidir. Eğitimde neyin ne olduğunu bilen yöneticilerle eğitime uzaktan, masa başından veya bakanlık merkez teşkilatından bakarak kararlar alan yöneticilerin farkını görmek açısından bu durum önemli bir olgudur.

Eğitim hayatının başlangıcında görev alan öğretmenlerin eğitim sürecindeki aldığı önemli pozisyon öğrencinin gelişimine büyük etki yapmaktadır. Öğrenci eğitime başladığı andan itibaren kendisine uygulanan öğretim yöntem ve tekniklere göre temel becerilerini geliştirmeye başlar. Bu yöntem ve tekniklerin öğrenci üzerinde bıraktığı kalıcı izli etkiler bireyin/öğrencinin eğitime bakışını da büyük oranda belirler. Okula, okulda yapılan her tür öğrenme öğretme faaliyetine yönelik temel alışkanlıklar öğretmenin uyguladığı yöntem ve tekniklere büyük oranda bağlıdır. Öğrenci okumayı veya yazmayı başlangıçta öğretmenin uyguladığı yöntem ve tekniklerin niteliğine göre sever veya sevmez. Sınıflarda yapılan çalışmalarla öğrencinin öğrenmeye karşı gözü yılar veya isteği, arzusu daha da artar. Bu çerçevede okuma yazma öğretim faaliyetlerine bakıldığında önemli problemlerle karşı karşıya kalındığı söylenebilir.

İlkokuma yazma öğretimi eğitim sürecinin başındaki en önemli basamaklardan birisi olmasına karşın bu basamakta görev yapan öğretmenlere yönelik özel bir çalışmanın yapılmadığı görülmektedir. Eğitimde hemen birçok konuda olduğu gibi okuma yazma öğretimine yönelik çalışmalar tamamen öğretmenin kişisel inisiyatifine terk edilmiş durumdadır. Her öğretmen kendi kişisel anlayışına, tecrübesine, ilgi ve bilgisine göre bir yol, yöntem, uygulama belirlemekte ve bununla bir şeyler yapmaya çalışmaktadır. Bu süreçte öğretmene yardımcı olabilecek temel kaynaklar olarak karşımıza Türkçe Dersi Programı, İlkokuma Yazma Öğretimine yönelik yazılmış kitaplar, İlkokuma yazmaya yönelik hazırlanmış ders ve çalışma kitapları veya ilkokuma yazma sürecinde büyük oranda internette paylaşılan malzeme ve materyaller çıkmaktadır. Süreç içinde kullanılan bu araç gereçlerin niteliği, gözden geçirilmesi, geliştirilmesi, eleştiriye tabi tutulması, yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerileri sunulması gibi bir durumla karşılaşılamamaktadır. Bu çalışmaların yapılması Milli Eğitim Bakanlığının bir görevi olmakla birlikte bakanlık özellikle program ve ders araç gereci hazırlama boyutunda eskinin tekrarından öte bir çalışma yapamamaktadır. İlkokuma yazma öğretimine yönelik hazırlanan kaynakların genel olarak uygulama tecrübesi yetersiz, daha çok teorik temellere dayalı bir anlayışla hazırlandığı görülmektedir. Öğretmen yetiştirme sürecinde de bu konularda gereken bilgi, beceri ve uygulama tecrübesinin öğretmen adaylarına kazandırılamadığı görülmektedir. Öğretmen yetiştiren kurumların öğretim personelinin büyük oranda okuma yazma öğretimi konusunda tecrübe ve uygulama eksiği içinde olduğu görülmektedir. Öğretmen yetiştiren kurumlarda görev yapacak öğretim elemanlarının uygulamada yeterli tecrübeye sahip olmaksızın doğrudan öğretim sürecine girmesi ve öğrenci yetiştirmesi yetişenlerin yetersiz bir şekilde mesleğe girmesine neden olmaktadır. Mezunları işe alan bakanlığın da bu konuda yeterli yetiştirici sistemi kurup işletememesi öğretmenleri her alanda olduğu gibi okuma yazma öğretimi konusunda da desteksiz, yetersiz ve eksik bırakmaktadır. Bu durum öğrencilerin eğitime başlangıç aşamasında büyük sorunlara yol açmaktadır.

İlkokuma yazma öğretim sürecinde hazırlanan araç gereç niteliğindeki kitaplardaki örneklerin eğitselliği, öğrencinin gelişimine uygunluğu, eğitim-öğretim ilke ve yöntemlerine uygunluğu konusunda önemli sorunların olduğu görülmektedir. Bakanlık tarafından gönderilen bu kaynaklar, araç gereçler öğretmenler tarafından eleştiri kabul etmez bir kaynak gözüyle ele alındığından araç gereçlerdeki yanlışlıklar otomatik bir süreçle çoğaltılmaktadır. Bu durum öğrencilerin eğitim öğretim sürecinde istenen düzeyde beceri kazanmaları yerine istenmeyen davranışları geliştirmelerine neden olmaktadır. Okuma Yazma Öğreniyorum Kitapları incelendiğinde verilen çizgi çalışmaları, harf öğretim örneklerinin yapılması zor, yorucu, fazla ayrıntılı ve küçük olduğu görülmektedir. Daha çizgi çalışmaları aşamasında dahi öğrencilerin uzun, karmaşık ve yorucu çizgi çalışmalarını tekrar etmeleri istenmektedir. Çizgiler sonrası seslere geçildiğinde de yine ilk basamaktan itibaren harflerin artarda, kesintisiz, küçük ve sınırlı çizgilerin arasına öğrenciler tarafından yazmaları istenmektedir. Bu yöntemin kitabın sonuna kadar devam ettiği görülmektedir. Türkçe Dersi Program kitabında da konu ile ilgili ayrıntılı ve eğitsel açıklamaların olmaması öğretmenleri örneklerle sınırlı kalmaya mahkum etmektedir. Örnekleri eğitsel ve gelişimsel boyutları ile ele alıp eleştiriye tabi tutmayan/tutamayan öğretmenler bu yanlış örnekleri öğrenciye adeta dayatmakta ve ilk andan itibaren öğrencilerin yazmaktan, okumaktan soğumalarına yol açmaktadır.

Eğitim öğretim uygulamalarında son yıllarda uygulanmaya çalışılan bitişik eğik yazı öğretiminde en önemli sorun öğretmenlerin bu konuda yeterli bilgi, beceri ve alışkanlığa sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. El yazısının zor olduğu için yazılamaması, öğrencinin gelişimine uygun olmaması gibi eleştirileri haklı olarak görmeden önce öğretmenlerin uyguladığı yöntem ve tekniklerin yakından gözlenmesi, değerlendirilmesi, ele alınması gerekmektedir. El yazısı öğretiminde uygulanan yanlış yöntemler ve eğitsel olmayan araç gereçler öğrencilerin okunaklı, işlek bir el yazısı yazmasını engellemektedir. Yeterli yol gösterme, geliştirme, eğitim ve uygulama tecrübesi edinememiş büyük çoğunluktaki öğretmenlerin yaptıkları yanlış uygulamaların suçlusu olarak öğrencileri görmeleri büyük bir haksızlıktır.

Harflerin yazımı aşamasında yapılan öğretim faaliyetlerine bakıldığında bu düzeydeki becerilerin psiko-motor düzeydeki öğrenme kapsamında olduğu görülecektir. Öğrencinin her hangi bir harfi yazarken bilişsel veya duyuşsal beceriden çok psiko-motor becerilerini kullanmaları beklenmektedir. Psiko-motor düzeydeki becerilerin öğrenme sürecine bakıldığında becerinin küçük parçalardan başlayarak adım adım parçaların birleştirilmesine, öğrenilen davranışın parçalarının küçükten büyüğe birleştirilmesi sonrası yapılacak tekrarlarla otomatikleşmesi gerekmektedir. İlkokuma yazma sürecinde kullanılan örnek çizgiler ve harf öğretim örneklerine bakıldığında öğrenciler için hazırlanan çalışmaların tersine bir anlayışla hazırlandığı görülmektedir. Örneklere bakınca adeta yürümeyi öğrenememiş bir çocuğa koşmayı gerektiren çalışmaların yaptırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu durum gelişime uymadığı gibi öğrenme becerisinin öğrenme mantığına da uymamaktadır. Öğrencilerin bu tür çalışmalarda başarısız olmaları doğal bir sonuçtur.

İlkokuma yazma sürecinde önemli sorunlardan bir diğeri öğrencinin bireysel ayrılığını dikkate almayan çalışmaların herkese aynı şekilde yaptırılmaya çalışılmasıdır. Aslında sadece ilkokuma yazma sürecinde değil eğitimin hemen her aşamasındaki her ders alanında bu tür uygulamaların yoğun bir şekilde yapıldığı görülmektedir. Ancak konumuzun ilkokuma yazma ile sınırlanmış olması nedeniyle bu alandaki yanlış uygulamaları ele almak daha yararlı olacaktır. İlkokuma yazma öğretim sürecinde süreci yönetme görevini, inisiyatifini ele almış olan öğretmenler öğrencilerin gelişim özelliklerine bakmaksızın tümüne aynı tür çalışmaları yaptırmaya çalışmaktadır. Bu durum fiziksel, zihinsel, sosyal ve gelişimsel olarak birbirinden büyük farklılıklar gösteren öğrenciler arasındaki eksikliklerin daha da güçlenmesine, kökleşmesine, büyümesine yol açmaktadır. Yaptırılan çalışmaları gelişim itibariyle ileri düzeydeki öğrenciler rahatlıkla yapabilirken gelişim itibariyle gerilik gösteren öğrenciler zorlanmakta ve sonuçta diğerlerinden geri kalmaktadır. Bu gerilik ilerleyen süreçte kapatılması imkansız boşluklara neden olmaktadır.    

Eğitim öğretim sürecinde yaşanan sorunların niteliği konusunda çalışma yapılması sistemin geliştirilmesi açısından can alıcı öneme sahiptir. Yaşanan sorunları ortaya çıkarmadan, bu sorunlara duyarlı olunmadan eğitim sisteminde geliştirmenin, iyileştirmenin olmasını beklemek boş bir hayaldir. Bu çalışmaların yapılmasında baş sorumlu eğitim sistemini yönetme sorumluluğunu eline almış olan kişiler, birimler ve makamlardır. Eğitim sisteminin her alandaki sorunlarını görme çabası sorunları çözmeye yönelik atılacak en başta gelen ve en önemli adımdır. Bunun yolu ise alanda çalışanlarla etkin bir iletişim kanalı kurmaktan geçmektedir.

Soru, Görüş ve Eleştirileriniz için…..

Ali Hikmet DEMİ

ahdemir35@gmail.com

 

 
Toplam blog
: 147
: 1198
Kayıt tarihi
: 26.09.08
 
 

Öğretmen olarak başladığım meslek hayatıma yönetim ve denetim konusunda aldığım yeni eğitimler sonr..