- Kategori
- Şiir
Ekmek kokusu gibi bir “Ş” Larnaka

Kılık değiştirir yangınlarda
Günah çıkartan arsız karanlık
Umut dizerdik göğe
Yasemin kokardı dar geceler
Uçuşan saçlarımızı vermiyor masallar
Öldüler
Böceklere emilen düşleriyle
Ekmek kokusu gibi bir “Ş”y özlemek
İçli dışlı kimsesizlik Preveze sokak
Sabır uzamaktan suskun ağaçlar
Sarı nergisler kadar sarı bir yalnızlık kardeşim
Beyaz salıncağa gömülü
Sesimizden tanıyor rüzgâr
Her sabah tozunu alıyor güneşin
Kokladıkça hâlâ
Babam kokuyor bu toprak
Eğreti dolaşır evimizde Rumca şarkılar
Günü yıkıyor Andrulya
Ağaran çocukluğumuzun izleri
Ninemin dizlerindeki yüzümü özlerim
Ovsak diyorum zamanı derin dostlukla
İçimde bir kıpırtı ‘Barış’
Ekmek kokusu gibi bir “Ş”y Larnaka
Aklımda hep o sokak, on dört numara
Nerde olsam tanırım göçmenliğin çıdam sancısını
Bakışlarıma iliştirdiğin gözlerinden belli
Konuştukça sesin gurbet Andrulya
Koyu dalgınlık gökyüzü
Bulaşıcı yalnızlık yıldızlar
Aynı göğe açılır yüzümüz
Döne döne çoğalan kaldırımlar yorgun
Mahcup
Sınır boyunca sabah
Umut ilikleriz acılara
Hâlâ güneyden esiyor göçmen dudaklarımıza anılar
Ekmek Kokusu Gibi Bir “Ş”y Larnaka
Kına çiçeği açardı geceler
Fitne dallarının yanı başında
Ceviz ağacının altında ışığın gözyaşları
Okşasan
Çığlıklarımızı özleyen bir yalnızlıktır şimdi sokak
İçimizin notası
Kekeme bir DO
Mİ’ye ulaşamayan
Hiçbir mendile sığamaz savaş
Dili yok ırkı yok gözyaşının
Bulaşıcı dostluklar için
Tütsüle gözlerimizi rüzgâr
Bulutlara serilen sancılar Da kurur
Göğün anahtarıdır insan
Savaşla savaşalım barış için
Kalbim
Neden hep geç kalıyoruz sana
*Andrulya , 1974 yılında adanın ikiye bölünmesinden sonra kuzeyden güneye göç eden ve doğduğum evde yıllardır göçmen olarak ikamet eden Kıbrıslı Rum bayan.