Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '16

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ekonomi notlarım

Ekonomi notlarım
 

Ekonomi grafiği


Genel anlamda ekonomiyi ve ekonomiye ait teorileri, kavramları karmaşık buluyor, anlamakta zorlanıyorum. Öğrenmenin iyi bir yolu olan kavramı daraltarak sade hale getirilip algılamaya çalışıyorum. Ekonomi, bir insan topluluğunun ya da bir ülkenin, yaşayabilmek için üretme ve bunları bölüşme biçimlerinin ve bu eylemlerden doğan ilişkilerinin tümü diye tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle, üretim, ticaret, dağıtım ve tüketim, ithalat, ihracattan oluşan insan etkinliğidir. Toplumların gelişmesi temelde ekonominin gelişmesine bağlıdır. Ekonominin temeli de üretim elemanlarının bir araya getirilerek, zorlu bir faaliyet olan üretimin başlatılması ve başarılmasıdır.

Günümüzde toplumlarını ayakta kalmaları, güçlü bir ekonomiye sahip olmaları koşuluna bağlıdır. Dünya gezegeninde var olan ülkeler, geri kalmış ülkeler ve gelişmiş (batılı) ülkeler olarak ikiye ayrılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde yaşayan bireyler, sağlık, eğitim, barınma gibi birincil ile estetik, eğlence gibi ikincil ihtiyaçlarını gereği kadar sağlamıştır.

Ekonomistler ve sosyal bilimciler tarafından ikiye ayrılan bu ülkeler, Kuzey ve Güney olarak adlandırılmaktadır. Kuzey ülkeleri uygarlık düzeyini yakalamış, kişi başına düşen milli gelirleri yüksek, sosyal, kültürel ve ekonomik yönden dünyayı çekip çeviren, yöneten ülkelerdir. Bunlar; Japonya gibi dünyanın doğusunda Norveç gibi batısında da olabilir.

Türkiye’de yaşayan hepimiz, gelişmemiş ülkeler arasından çıkıp Kuzey ülkeleri arasındaki yerimizi almak istiyoruz. Birkaç yüzyıllık özlemimizi dile getiren bu ifadeye halen ulaşabilmiş değiliz. (Kimilerine göre ulaşmışız ama benim bu ulaşımı görmeme ömrümün yetmeyeceğine kanıyım.)

Mühendislik tanımına benzer bir tanımla (doğadaki malzemeyi insanlık yararına rantabl bir şekilde örgütleyen meslek disiplini) ekonomi de, kıt kaynaklardan sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılayan bir bilim dalı olduğuna göre, gelişmek için, kalkınmaya bilimsel olarak bakılması ve ihtiyaçların, gereğinin yerine getirilmesi kaçınılmazdır. Ekonomistlerin çok söylediği bir sözü hatırlatmakta yarar var; “Ekonomide mucize yoktur!”

Günümüz koşullarında, sıcak ve soğuk savaşların bittiği, bilgi toplumu kavramları içinde toplumların “yeniden yapılanma” yolu ile şekillendikleri, globalleşme nedeni ile birbirine en uzak noktalardaki insanların birbirine yakınlaştıkları ve benzedikleri, dünyanın yağmalanan bir mahalleye dönüştüğü ortamda ekonomik faaliyetler de o derece karmaşıklaşmıştır. Bütün bunlardan dolayı ekonomik gelişmenin sağlanabilmesi için hamasi, boş böbürlenmeci söylemler, palyatif (anlık, geçici) çözümler yerine uyulması gereken maddeleri sıralarsak eğer;

1-Ekonomide bilimsel metotların uygulanması, bilginin evirilerek ekonomide kullanılması,

2-Ülke kaynakların planlı kullanılması,

3-Özellikle Kamu olmak üzere her anlamda israfın önlenmesi,

4-Yeni teknolojilerin kullanılması ve daha yenilerinin bulunması için AR-GE’ye önem verilmesi,

5-Nitelikli insan gücünün hazırlanması

6-Bireysel ahlakın, çalışkanlık ve fedakârlığın ön plana çıkarılması,

7-Toplumda ekonomik kalkınma için ortak bilinin oluşturulması,  

8-Ekonomik kalkınmada öncülük edecek olan teknokrat ve bürokratların güven vermeleri yanında uzman kişiler ve liyakatli olması,

9-Tüketim açısından yerli malların yabancı mallara tercih edilmesi,

10-Ekonomik normlar oluşturulması,

11-Pazarlama çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

Ama benim bildiğim yaşamımda da uyguladığım en iyi yöntem kazandığından, ürettiğinden fazlasını harcamamak, mali disiplinden kopmamaktır. Yoksa klasik sonucu yaşarsınız hem birey hem de toplum olarak, açık verir, borçlanırsınız. Bu konu ile ilgili Francis Bacon’un sözünü önemsiyorum “Ekonomik olarak gerektiğinde, küçük paralar temin etmek için uğraşmaktansa, azar azar tasarruf etmek daha iyidir.”

Düşük ekonomi bilgimle; üretim yerine tüketimi, fabrika yerine AVM'yi, kazanç yerine borçlanmayı tercih etmekten vaz geçmek zorunda olduğumuzu anlıyorum.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..