Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomik kriz

Ekonomik kriz
 

Doğa olaylarının neler olduğunu bilmeyenimiz yoktur; deprem, sel, yangın, erozyon, kasırga, tsunami, yanardağ patlamaları, toprak kaymaları ve benzeri olayların tümü birer doğa olayı olup çevreye verdikleri zarar oranında hatırlanırlar. Bu olayların yeryüzünde yaptığı tahribatların derecesinde hiç kuşkusuz insanın rolü çok büyüktür.

Örneğin bir depremi ele alacak olursak, oluşumunda çevreye vereceği zarar da insanın “daha fazla kar, ya da iyi niyetine” bağlı olarak değişiklik olur. Malzemeden çalarsın, sağlam inşaat ve gerekli mühendislik koşullarına uymazsın sonuçta yıkılan bina sayısı ve tahribat o denli yıkıcı olur. Feryat figan ayyuka çıkar, insanların acıları katmerlenir. Aksi ise tahribatın, acının boyutlarını azaltır.

“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” kuramına bağlı olarak yıllar yılı dünya finans devleri alabildiğine semirdi. Vahşi kapitalizmin acımasız uygulamaları ve gelişmekte olan ülkelere dayattıklar (o ülkelerin var olan gerçeklerine uymayan) yanlış ekonomik uygulamaları ile politikalarının geri tepmesi sonucu milyonlarca insan bir avuç para babasının açmazları sonucu kan ve gözyaşı içinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar. Hâlâ da gözyaşları yağmur olup kuru toprakları ıslatmaktadır.

Bir atasözümüz var bilinir çoğumuzca “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner “ diye ne güzel söylemiş atalarımız zamanında.

Dünya şokta, önde gelen bankalar ve finans kuruluşları ABD’de bir bir batıyorlar.

Kriz kıtalararası boyut kazanacağa benziyor. Hem de hiç zaman kaybetmeden hızla yol alıyor.

ABD’de FED’in çabaları yetersiz kalıyor, Bush’un kurtarma çabaları Temsilciler Meclisinde destek bulamıyor. Dünya borsalarında çöküş başladı, Avrupa ülkeleri önlem almaya çalışıyor. Krizin etkisi Türkiye ekonomisini de etkisi altına almaya başladı bile.

Basın ve televizyonlar haber bültenlerinde konuyu gündemde tutuyor ve bilgi vermeye devam ediyorlar.

Olayın gelişimi kısaca böyle!

Küresel kapitalizmde deprem yaşanıyor. Aylardır geliyorum diyen kriz dünyayı etkileyecek ve yarın bugünden daha da zor geçecek, yaşam daha da zora girecek gibi görünüyor. Krizden en az zararla etkilenmenin yolu ise krize hazırlıklı olmaktan geçer.

Dünya çapında zaman zaman görülen ekonomik krizler kısa ömürlüdür, kimi zaman da 1929 bunalımında olduğu gibi uzun ömürlüdür ve düzelme zaman alır. 2008 ekonomik krizide 1929 ekonomik bunalımına umarım benzemez. Aksi halde kimin canı yanar, kimler nasıl etkiler şimdiden kestirmek güçtür.

Türkiye’nin yapması gereken nedir o halde?

Krizden en az hasarla kurtarmanın yolu nedir?

Krizin hiç mi hiç şakası yoktur. Zaman kaybetmeden gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Kriz masası oluşturulması anında müdahaleye hız kazandıracaktır. Ekonominin bilinen zayıf halkalarının güçlendirilmesi gerekir. Halkımızın olası bir krize hazırlıklı olmasının anlatılması gerekir.

Elbette hükümet yetkilileri gereken tedbirleri alacaklardır. Ekonomimiz 2001 krizi öncesine göre olası bir krize daha dayanıklı gibi görünüyor.

Türkiye aslında yabancı sermaye için yüksek faiz cenneti konumundadır. Bu nedenle küresel finans sermayesi Türkiye’ye gelmeye devam edecektir. Bu bağlamda Türkiye diğer ülkelere göre daha az etkilenecektir. Ülkemiz, ABD ve diğer kırılgan finans çevrelerinin hızlı bir şekilde buz pistinde kaymasına benzer bir hızlı kayıp yaşamayabilir. Çünkü halkımız yıllardır krizlerin bedelini ödemektedir.

Sermaye saklanacağı güvenli buz pistini her zaman bulacaktır. Umarım o pist Türkiye’de olsun ve yabancı sermayenin Türkiye’ye akışı devam etsin. Aksi halde insanlarımızın daha fazla etkilenmesi söz konusu olacaktır.

Son yüzyılın en büyük finans kırılganlığı yaşanıyor. ABD’nin ve emrinde bulunan Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşların bu krizi durdurmaya güçleri şimdilik yetmemektedir. ABD’nin vahşi kapitalizmi patlamıştır. Yıllardır yoksul ve fakir halkların tepesinde demoklesin kılıcı gibi boza pişiren ABD, acının, yoksulluğun, işsizliğin, açlığın acısını halkına tattıracaktır. Savaş makineleri ile kimi gelişmekte olan ülkelerin egemenlik sahasında pervasızca boy gösteren, o ülke insanlarının sahip olduğu ekonomik değerleri kendi insanının rahat yaşamı için ülkesine akıtan, insanların gözyaşları ile kuru toprakları sulandırmasına neden olan, kan ve göz yaşı ile ceset yığınları oluşturan ABD’de görünen o ki bu acıları kısmende olsa yaşayacaktır.

Gönül ister ki dünyanın hiçbir coğrafyasında yaşam alanı bulmuş hiçbir insan açlıkla, yoksullukla, kan ve gözyaşı ile, sömürü düzeni ile karşılaşmasın. Hiçbir insanın canı yanmasın. Hiçbir insan acı çekmesin, gözü yaşlı kimsesiz ve çaresiz kalmasın.

Umarım dünyayı sarmakta olan acımasız kriz tez zamanda ortaya çıktığı yerde tekrardan geldiği çöplüğe gider, insanlar da yaşamlarına kaldıkları yerden, hayata daha bir sevecen bakarak barış ve hoşgörünün gölgesinde devam ederler.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara