Eksik koşmak

Yarış oteriteleri bazen yazarlar, söylerler. Kimi atlar için, kumda, çimde ıslak pistte, uzun mesafede, kısa mesafede "eksik koşar" diye...

Hayat ta bize her alanda, her konuda bazen eksik koşmamız gerektiğini öğretir, dayatır...

Başka bir Milliyet Blog yazarından okuduğumda anladım ki, blog yazarken bile(bazen bizden kaynaklanan bazen de değil) eksik koşmak-yazmak gerekiyor... Saatler sürüp onay bekleyen ama reddedilmeyen bloglarda anladık ki yazıdaki birşeyleri eksiltmemizin gerektiğini. Bazen kelimeler eksildi, bazen de cümleler... Ancak bu eksilmelerden sonra yazı onay alabildi...

Eksik koşan atın handikaplarına karşın nasıl ki kazanma şansı varsa, eksik yazılan yazılarda da düşüncelerini zor da olsa anlatabilme şansı vardır...

Eksik koşmak-yazmak ile yalan söylemek gerçeği saptırmak arasında çok ince bir çizgi vardır...

Örneğin; komadaki bir hastanın yakınına "doktor en çok bir hafta yaşar "dedi..." cümlesindeki, "en çok bir hafta" yı çıkardığınızda, "doktor yaşar" dedi cümlesi olur ve aldatıcı yanıltıcıdır...

Örneğin Milliyet Blog'ta benden kaynaklanan eksik koşulmuş-yazılmış yazılarım: "Rumeli, yaz dostum, neden ben, aksiyon, meslek lisesi, azat etmek, ilk aşk, tasarruf, takdir hakkı" dır.

Nasıl ki; eksik koşan atı hedef küçülterek değerlendirmek gerekiyorsa, eksik yazanı, konuşanı da samimiyetine göre değerlendirmek gerekir...