- Kategori
- Dostluk
Eksik Puzzle
Her şeyin olumsuz gittiğini sanar insan. Hayat tüm kötülükleri kendine yapar da güzellikler hep başkalarının şansı gibi görünür. Elinin değdiği her şeyin kötü gideceği fikrine koşullandığı için sıfırdan değil de daha geriden başlar. Zaman aleyhine işler... Yağmurlar onun inadına yıkıp geçer şehri.. Dostu kötü bakar ailesi anlamaz ve her şey ondan çok uzakta kalır..
Kendine bir iyilik yapmalı insan... Tüm olumsuzları ruhuna yapıştırmayı bırakıp arındırmalı kendini.. Farklı sokaktan yürümeli mesela... Ufak kaçamaklar yapmalı farklı şehirlere..Bir çiçek almalı sevdiğine.. Ya da gecenin bir yarısı bahçeden balkonuna salınan portakal çiçeğinden mis gibi kokan bir kolye yapmalı...
Erkenden uyanıp saçlarını taramalı... Heyecanla çıkıp evden sevdiklerine giden arabaya yetişmeli... Yol boyunca saate bakıp kalan zamanı hesaplamalı... Arabadan indiğinde kocaman sarılmalı sevdiklerine... Küçük görünüşlü kocaman kalplere sahip mükemmel bir takım oluşturmalı...
Sonra oturmalı gölün muhteşem manzarasına bakan şirin bir yere.. Gözlerine bakabilmeli.. Üç yürek bir araya gelip sarmalamalı birbirlerini... Adını ne istersen koy.. Arkadaş, dost ya da sıkı bir kan bağı var de... Ama bilmelisin ki o üç yürek birbirinden farklı yerlerde olsa bile atışlar hep aynı ritimde..
Yüreğini, hayatını bir puzzle gibi düşün.. Parçaları her yana saçılmış. Bulup birbirlerini tamamlamalısın. Hani eksik olan parça boşluk yaratmasın... Her şey yerli yerine otursun da daha bir sağlam durasın..
Şimdi bunun adını ne koyarsan koy... Yaşam mı dersin yoksa eksik bir puzzle mı? Ne söylersen söyle parçalar tamamlandı mı dostların güzel elleriyle?
Her yaşam doğru gitmez... Yön tayini yapmadan ve simsiyah bir gözle bakarsan dünyaya göremezsin eksik parçaları... Fakat ruhuna zorla yapıştırdığın kötülükleri atarsan bir kenara görürsün parçaların ne de çabuk yerine geldiğini...
İnsan kendine bir iyilik yapmalı... Küçücük yüreklerle kocaman bir takım kurmalı. Bilmeli eksik olan puzzle ancak bu şekilde tamamlanır ve bilmeli eksik parça ne kadar çok olursa olsun tam olan parça dost ise her şeyin yoluna gireceğini..
Resim : www.deviantart.com
Kendine bir iyilik yapmalı insan... Tüm olumsuzları ruhuna yapıştırmayı bırakıp arındırmalı kendini.. Farklı sokaktan yürümeli mesela... Ufak kaçamaklar yapmalı farklı şehirlere..Bir çiçek almalı sevdiğine.. Ya da gecenin bir yarısı bahçeden balkonuna salınan portakal çiçeğinden mis gibi kokan bir kolye yapmalı...
Erkenden uyanıp saçlarını taramalı... Heyecanla çıkıp evden sevdiklerine giden arabaya yetişmeli... Yol boyunca saate bakıp kalan zamanı hesaplamalı... Arabadan indiğinde kocaman sarılmalı sevdiklerine... Küçük görünüşlü kocaman kalplere sahip mükemmel bir takım oluşturmalı...
Sonra oturmalı gölün muhteşem manzarasına bakan şirin bir yere.. Gözlerine bakabilmeli.. Üç yürek bir araya gelip sarmalamalı birbirlerini... Adını ne istersen koy.. Arkadaş, dost ya da sıkı bir kan bağı var de... Ama bilmelisin ki o üç yürek birbirinden farklı yerlerde olsa bile atışlar hep aynı ritimde..
Yüreğini, hayatını bir puzzle gibi düşün.. Parçaları her yana saçılmış. Bulup birbirlerini tamamlamalısın. Hani eksik olan parça boşluk yaratmasın... Her şey yerli yerine otursun da daha bir sağlam durasın..
Şimdi bunun adını ne koyarsan koy... Yaşam mı dersin yoksa eksik bir puzzle mı? Ne söylersen söyle parçalar tamamlandı mı dostların güzel elleriyle?
Her yaşam doğru gitmez... Yön tayini yapmadan ve simsiyah bir gözle bakarsan dünyaya göremezsin eksik parçaları... Fakat ruhuna zorla yapıştırdığın kötülükleri atarsan bir kenara görürsün parçaların ne de çabuk yerine geldiğini...
İnsan kendine bir iyilik yapmalı... Küçücük yüreklerle kocaman bir takım kurmalı. Bilmeli eksik olan puzzle ancak bu şekilde tamamlanır ve bilmeli eksik parça ne kadar çok olursa olsun tam olan parça dost ise her şeyin yoluna gireceğini..
Resim : www.deviantart.com