- Kategori
- Deneme
Elde var kaç?

Yaşımını gönüllü-zorunlu olarak bir deneye, kendini de bir kobaya dönüştürmüş biriyim. İmkansızı zorlamanın ne demek olduğunu bizzat bildim ve yaşadım. Aşağıdakileri buna göre yazdım.
“Ameliyatla kadın olan astsubay öldü
...
‘Bir çok kişiye de verdiği danışmanlıkla destek vermiş, yol göstermiştir. Diyeceksiniz ki neden böyle oldu? Onun ve benimle birlikte olayların detaylarını bilen bir kaç arkadaşı dahil hep beraber düşündüğümüz estetik anlamda kaygılarımız oldu. O da bunu göze alarak bunu da zamanla düzelttirebileceğini düşündü. Doktoru alanında çok iyi bir kadın doğum uzmanı ve cerrah. Şu anda durum yargıya taşınmış durumda. Savcılık inceleme başlattı ailesinin de isteği üzerine. Gerekli hukuk destek sağlanmış durumda. Ama ihmal var mı varsa neden kaynaklandığı araştırılacak.’”
http://karsigazete.com/kadin/ameliyatla-kadin-olan-astsubay-oldu-h25215.html
Bu, bu yıl ikinci trans ölümü.
Demek ki kültürümüzde olmuyor. Olunca da, bir Bülent Ersoy oluyor olsa olsa. O da, olmasa da olur gibi.
1980 yazını Kuşadası’nda eşcinsellerin işlettiği bir barda garsonluk yaparak geçirdim. Ferdi Özbeğen’le oturup içmişliğim ve sohbetim vardır. Eşcinsel erkek kültürüm uzun sürelidir yani.
1997-2006 arasında da dönmelerin sokağı Ülker Sokak’ta oturdum. Orada emekli translar da vardı. Öyle bir gözlem dönemim de mevcut.
Sonuçta bu, onların canları.
Ancak, en başından beridir kendilerini inanılmaz dingildek bir aksa yerleştirmişler gibi gelir bana.
Erkek bedenini güzel bulurlar, değildir.
Eşcinselliği farklı bulurlar, değildir.
Özgürlükten söz ederler, birbirlerini köleleştirirler.
Trans ameliyatının yaygınlığı kültürel bir değişme. 1980 gibi tek tük vardı. Onlar da yurtdışında yaptırılırdı.
Sorun, ‘Triton’da açımlandığı üzere, trans-laşma ameliyatının hiçbir diğer ameliyata benzememesi. Beden, çok özel bazı hermafrodit durumlar dışında, tek bir cinsle doğuyor, en azından endokronolojik (hormonal) olarak. Onu ancak ve ancak bir dereceye kadar zorlayabiliyorsunuz.
Yani bir erkek, kültürel kimlik olarak ne kadar öyle hissederse hissetsin, ameliyatla ancak ve ancak belli bir ölçüde kadın olabiliyor.
Ve öykünün devamını ameliyattan önce kimse anlatmıyor ve/ya dinlemek istemiyor.
Soruyu baştan sormak gerekli:
Kadın olmak için ölmeye değer mi?