Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Ekim '06

     
    Kategori
    Ben Bildiriyorum
     

    Elden düşme ruh toplayıcılar...

    Elden düşme ruh toplayıcılar...
     

    Günümüzde belli toplulukları yönlendirme olanağına sahip, özellikle de geniş kitleleri ulaşmanın kolay olduğu basında yer alan ve 'insan ruhları' ile beslenen, ben bunlara elden düşmeciler diyorum, kalitesizliği (kalitesiz film, yeteneksiz sporcu, resim, yazar, yorumcu vs.) yücelterek ve hakimi olduğu geniş kitlelere bunları 'en değerliymiş' gibi sunarak yaşamlarını sürdüren kişiler var.

    Amaçları kaliteli eserleri / çalışmaları ve özgür ruhları yok etmektir. Bunları yapmalarındaki kaygıları maddi değildir, maddi menfaat için yapmazlar. Çünkü zaten sponsorları onların evlerini döşer, gittiği şık ve pahalı restaurantlarda para ödemezler onlar için başka birileri öder, en kaliteli TV ve ses sistemlerini evlerine SONY gibi sponsorlar yerleştirir, arabalarını birileri temin eder, tatil harcamalarını karşılayacak sponsorları vs. vardır.

    Geniş kitleleri etkileri altına alarak, toplum için ve toplum yararına haraket ettiklerinden dem vururlar. Yücelttikleri kalitesizliğin ve taklitçiliğin birbirinin tekrarı olan 'eser' sahipleri de ruhlarını bunlara teslim ederler. Bu yüzden bunları 'elden düşmeci' olarak adlandırıyorum.

    Bu elden düşmeciler kaliteliyi, özgün olanı ve güzeli çok iyi bilirler ve hemen de herkesten önce farkederler. Önce bu eser / faaliyet sahipleri ile temas eder ve iyi ilişkiler kurmaya çalışırlar. Onları da kendi kanatları altına almak için çaba sarf ederler. Onların kanatları altına girmenin bedeli onların istediği şekilde olmaktır. Yani kalitesizleşmek, ruhunu teslim ermek demektir.

    Yok eğer bunu yaptıramıyorlarsa, önce överek en tepeye çıkartıp, sonra birden yerin dibine geçiriverirler. Burada ruhunu onlara teslim edersen hala kurtulma (?) şansın var. Teslim etmezsen seni tamamen yok ederler, gerekçeleri de hazırdır; "Beni bile yanılttı, bu kadar kalitesiz bir ürün / eser / fikir / yazı çıkartacağını, toplum düşmanı olduğunu bilemezdim, anlayamadım" derler ve elden düşme ruh toplama işlerine hiç birşey olmamış gibi devam ederler.

    Bunlarla 'dalaşmamak', bunlara cevap vermemek gerekir. Tartışmaya, yani kendi istedikleri ortama kişiyi tahrik ederek çekmeye çalışırlar, aynen 17.10.2006 tarihli yazısında Mehmet Demirkol'un bahsettiği gibi 'cevap vermen gereken tekme atarlar'. Amaçları belden aşağıya vurup cevap vermesini sağlamaktır. Ama atılan tekmelere aldırmadan, hiç birşey olmamış gibi yerden kalkıp oyununa devam ettmek, onların istedikleri ve beslendikleri ortama düşmemek lazım. Elden düşmecilerin kalite anlayışlarıına inmeden, kişi kendi bildiği yolda, gerekirse de burnunun dikine, gidebilmeli.

    O fikri savunan tek kendisi olsa bile, doğru olduğuna inandığı sürece sorun yok. Victor Hugo'nun dediği gibi ;'Herkes yanılıyorsa ben ne yapabilirim ki ?'. Ha bu şekilde tutunamıyorsa da bırakır gider başka bir iş yapar, nasıl olsa günün birinde farkı farkedecek birilerini bulup, kendi özgür ruhuyla kaldığı yerden devam eder. Elden düşme ruh toplayıcıları ile yapılabilecek en iyi mücadele budur.

    Sevgiler...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 558
    Kayıt tarihi
    : 17.10.06
     
     

    İnsanlar bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabiliyorlar. Çok okumadan, araştırmadan ve enine boyu..

     
     
     
     

     
    Sadece bu yazarın bloglarında ara