Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '16

 
Kategori
Öykü
 

Elemli bir tren yolculuğu(Bölüm 2)

Elemli bir tren yolculuğu(Bölüm 2)
 

Tren yavaş yavaş istasyondan ayrılırken Yaşlı Kadın  kızından ve onun yavrusundan bir daha hiç görmemek üzere ayrıldığı duygusuna kapıldı birden. Ne zordu insanın bu kadar sevdiği canlardan bir daha görmemek üzere ayrılması.

Ama eskiler derlerdi ya uzak bir yerlere giderken.'Gidip de gelememek, gelip de bulamamamak var .'diye. İşte yaşlı kadın da bu yerlere bir daha gelemeyeceğini ve bir daha göremeyeceğini hissediyordu tren uzaklaşırken.

Yaşı çoktu, sağlığı bozuktu. Zaten bu sefer de çok zorlanmıştı gelirken buralara. Yola çıkmadan bir kaç ay öncesinden başlamıştı heyecanı. Doğacak  torununa eli yettiğince bir şeyler örmeye çalışmıştı. Kızına da ufak tefek bir şeyler almaya. Damadına ise bütçesini zorlayıp en iyi hediyeyi almaya uğraşmıştı.

Eşi ile bu uzun yolculuğun sonunda kızını ilk gördüğünde gözlerine inanamadı. O güzel, incecik kızı kocaman karnı ile çok değişik gözükmüştü gözüne. Ama gene güzel yüzü aynıydı. Damadı da onları güleryüzle karşılamıştı. Aynı güleryüzlü karşılanışı evde damadn ailesinden görmeyince biraz bozuldu yaşlı kadın ama eşine belli etmedi. Daha sonra eşinin de fark ettiğini ve ona belli etmmeye çalıştığını duyunca haksız değilim diye düşündü.

Damadın ailesinin bu ters davranışı tüm kaldıkları süre devam etti. Belli ki onları pek istemiyorlardı. Zoraki oğlullarının hatırına kabul etmişlerdi bu misafirleri. Yaşlı kadın bu suratsız davranışlara aslında pek aldırmadı. Onlar,kızının doğumuna, lohusalığına şahit olmasına izin vermişlerdi ya varsın surat etsinlerdi.

Doğum çok zor oldu. İncecik yapılı genç kadının oldukça iri bebeği içinden çıkarması uzun ve meşekkatli olmuştu. Kızının feryadlarını duydukça yaşlı kadının içi parçalanıyordu sanki odanın kapısında .İçerde ebe ve köyün kadınları ile doğurmaya çalışan kızın sesi evi tutmuştu. Kayınvalide ve görümceler çok sakin, doğacak bebeğe isim kararlaştırıyorlardı kız feryad ettikçe.

Ateş düştüğü yeri yakar diye düşündü yaşlı kadın. Ne olacaktı. İçerde acı çeken onun canıydı. Ona bir şey olsa damadın ailesinin iç kanamayacaktı. Bir başka kız bulur oğlullarını evlendirilerdi hemen. 

Bunları düşünürken feryadların kesildiğini farketti birden. Tam kapıyı açıp içeri dalacakken içerden bir ağlama sesi duydu. Bir bebek ağlıyordu doğum olan odada. Aynı anda kapıyı açan ebe bir oğlunuz oldu müjdesini verdi.

İşte o anda yaşlı kadın Kızım nasıl diye sordu .Bu soruyu ondan başka kimse sormamıştı. Zira doğum yapan kadının sağlığını tek düşünen insan yaşlı anne idi kapıda.

Tren epey yol almıştı. Bunu güneşin yükselmesinden ve içinin ezilmesinden anladı  Yaşlı Kadın. Yanındaki eşine acıktın mı diye soracakken adamın uyuduğunu farketti. O zavallıyı  da dün gece uyku tutmamıştı anlaşılan.

Bir gece önce hiç uyumadıkları aklına geldi. Kızı anne sizi çok özleyeceğim, ne olur son gece uyumayıp konuşalım demişti. Ana kız bebeğin beşiğinin başında konuşmuşlardı gün ağarana kadar.

Kızı ne kadar belli etmese de pek mutlu değildi. Ama başka çaresi olmadığını ve bu kadere razı olması gerektiğini kabul etmişti. 

Anne dili döndüğünce kızına eşine ve ailesine saygı duyması gerektiğini, artık kendisinin de bir anne olduğunu ve bunun sorumluluğuna uygun davranması gerektiğini anlatıp durmuştu tüm gece.

Sabah ayrılırken birbirlerine sıkıca sarılmışlar ve öyle bir süre kalmışlardı. Daha sonra yaşlı kadın kızının gözlerinde tarifsiz bir hüzün ve iki damla gözyaşı gördü. Kendi gözlerini kaçırdı kızından. Zira o da ağlıyordu o esnada

Yaşlı kadın sesszice çıkınını açtı. İçinde kızının bir gün önceden yaptığı poğaçalardan bir tane aldı ve karşıda mahmur mahmur trenin penceresinden dışarıyı seyreden genç kıza uzattı. Kız önce red etti ama poğaçanın harika kokusu onu cezbetmiş olmalı ki alıp afiyetle yemeye başladı. Karşıdaki adam yoktu kompartımanda. İkinci poğaçayı eşine uzattı ama uyuyan adam kafasını yemem diye salladı. Kadın elindeki poğaçayı ısırdı ve birden kızının bu poğaçayı yaparken söyledikleri aklına geldi.

 Öykümün devamı son bölümde.....

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..