Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Eleştiri

Eleştiri
 

Eleştiri; daha iyiye, güzele, doğruya dönüştürecek bir pratiği kendiliğinden kazandırır. “ Benim muhatabım değil ” diyerek eleştiriye duyarsız kalmak, ya da olumsuz bir eleştiri getireni “ hasım, düşm


İnsanın, doğada en sevecen, aynı zamanda manevi açıdan da acıya  en dayanıklı varlık olarak temayüz ettiği bilinen bir husustur.. Fakat, her ne hikmetse, bu özelliğine karşın, kendisine yapılan eleştirilere, genelde pek sıcak bakamaz.

Yapılan her eleştirinin ardından bunalıma giren bireyin, kendisini eleştirenlere avuç açıp kıyak yapılmasını istemesi yerine duygusal olmayan akılcı davranışlara girmesi  beklenir. Ancak, düşünen, muhakeme  edebilen insanın  eleştiriye açık olması şarttır. O, bu sözcükten çekinmez, korkmaz... Bilakis saygı duyar! ...

Dünyada insanoğluna bahşedilen en önemli organ durumundaki beyin, eleştiri sayesinde ayakta kalabilmektedir. Şayet  akıl düzeyi, olduğu yerde duruyorsa ve gelişme emaresi gösterememişse, bunu direkt olarak kişinin eleştiriye kapalı olmasına bağlayabilirsiniz.

Bırakın herşeyi bir yana; bilim, eleştiri ile belirli bir noktaya gelmiştir. Bunun doğruluğunun kabullenilmesi şarttır. Zira, eleştirisiz ilerleme, gelişme, hedefe ulaşabilme mümkün değildir.
Yazı ve  konuşmalarda, pısırıklık, durağanlık eleştiri ile giderilebilir, aktif hale döner. Eleştiri, aklı / nefsi  terbiye eder, istenilen seviyeye ulaştırır. Ancak eleştiri şiddet eğilimini asla getirmemelidir, daimi beğenilme haliyle değil, eleştiri sayesinde ayakta kalınmaktadır.

Eleştiri; daha iyiye, güzele, doğruya dönüştürecek bir pratiği kendiliğinden kazandırır. “ Benim muhatabım değil ” diyerek eleştiriye duyarsız kalmak, ya da olumsuz bir eleştiri getireni “ hasım, düşman ” olarak bellemek, kişinin bulunduğu  koşullarda sağduyu ile hareket etmediğini pek de mantıklı fikirlere sahip olmadığını gösterir.

Sadece işine gelen, menfaatine uygun düşen uyarıları kabul etmek ise, “ eleştiriye ” açık olmak demek değildir…

Eleştirinin de kendine özgü bazı kuralları vardır.
Özgürlüğün ön koşulu nasıl başkalarına özgürlük tanımak ise, eleştirinin  gayesi de  hedeflenenin daha iyi olmasına yardımcı olmaktır.

Bir bakıma eleştiri inandırıcı olmalı ama ürkütücü olmamalıdır.!

Hem “ biz yapamıyoruz, gel şu işi sen yap” diye davetiye çıkartıp, hiç yoktan, çekememezlikten ötürü, mırın kırın etmeye ve o konu hakkında durmadan eleştiri  yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Yoğun tartışmalara konu olan sorunlar irdelenirken, eleştiri dozu çok iyi tutulmalıdır.. Bazı insanlar  sırf seslerini duyurabilmek, çıtayı daha yükseğe çıkartmak için bu yola başvurabilirler. Toplumdaki tepkileri göz ardı ederek eleştirmek de, o işin önemini bilmemek demektir. Koparıcı, dağıtıcı nitelikteki sert eleştiriler amaçsızdır ve yıkıcılık taşır. Şiddete kaçan bir eleştiri tepki doğurmaktan başka işe yaramaz. Aslında  belleğimize çakılan bu düşünceler ürkütücü olduğu kadar düşündürücüdür de.
Bu tür eleştiri eylemi entelektüel hainlikten başka bir şey değildir. Eleştiri yapan bireylerin bu pozisyonlarını tekrar tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Eleştiride, belirli bir bakış açısını kaldırmak için gözdağı vermek yerine, uygun olanı tavsiye etmek daha mantıklı bir davranış olacaktır.

Eleştirme, toplumsal / bireysel saygının bir ifadesidir.
Yani bir bakıma, sadece kendi görüşlerini haklı bulup başkalarını taciz edercesine davranmak, en azından eleştirilen insanın yerine kendini koyamamak, sadece eleştiri anlayışına değil, etik değerlere de uygun düşmez.. Eleştirilen insanın da etten kemikten yaratıldığı asla akıldan çıkartılmamalıdır.

Yıkıcı potansiyeldeki insanların  varlığı her zaman mevcuttur. Bu alenen bir şiddet eylemidir. Bu olguyu  eleştiri kılıfında ortaya koymalarına bütüncül bir yaklaşımla  izin vermemek gerekir. Toplumdaki kültür yozlaşmasının bir nedeni de, eleştiri yetersizliğinden kaynaklanır..

Sadece kötüleme veya yergi mahiyetinde, tamamen duygusal biçimde eleştiri getirenleri zaten toplum da ciddiye almaz. Onların gövde gösterisi yaptığını bilir. Bu tür insanlardan uzak durmak herhalde yapılacak işlerin en iyisidir.

Hz. Muhammed’in  bu konuya değinen sözü, yaşam boyunca bireylerin kulaklarına küpe olacak niteliktedir:

Kendi gözündeki kalası görmez, başkasının gözündeki çöpü görür.”

Dünya bir ikilem sistemi ile kurulduğundan, her insan bu oluşu göz ardı etmemeli ömür boyu eleştiriye açık olmalı ve bunun lezzetine vararak, kendini yeniden gözden geçirebilme imkânına kavuşmalıdır.

Ahmed F. Yüksel

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..