Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '18

 
Kategori
Efsaneler
 

Eli Bebekli

Eli Bebekli
 

Bilim dünyasında “taşa dönüşme”, “taşlaşma” gibi adlandırmaların yanında yaygın olarak “taş kesilme” terimiyle karşılanan bu anlatılar; mitoloji uzmanlarının “ilkelin ilk üniversitesi” olarak tanımladığı ve sözel kültüre bağlı halkın söylem dünyasında oluşan ve doğaüstü güçlerin “ödül” ve “ceza” kurumunun bir yansıması olarak kabullenilen bir inanışın öyküleridir.

Bu öykülere göre, doğada bulunan ve insanda merak veya korku uyandıran veya sıra dışı oluşlarıyla haklarında bilgi edinme gereksinimi duyuran, doğal ama sıra dışı oluşumlar, doğaüstü güçlerin ama çoğu zaman Tanrı’nın ödül veya ceza olsun diye “taşa çevirdiği” insanlar veya diğer canlılardır.

Bu öyküde, bir zorluktan kurtulmak için Tanrı’ya yalvararak “taş ya da kuş kesilme”yi isteme dileğinden “taş kesilme” isteğinin yerine getirildiği bir Anadolu kadınının “taş kesilme” efsanesi anlatılmaktadır.

Önce efsanenin geçtiği coğrafyaya bir göz atalım: Kırşehir ili Kaman içesi Ömerhacılı yerleşim birimi, güneyindeki 1630 m. yükseklikteki Baran dağının eteklerine kurulmuş tipik bir Anadolu köyüdür. Fiziki olarak plato görünümündedir. Ömerhacılı’nın tarihini incelediğimizde; Milattan 2000 yıl kadar önce Asurlular, Hititler, Urartular ve Frig’lerin bu topraklar üzerinde hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır.

Bütün Anadolu gibi Ömerhacılı da çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş bir yöremizdir. 1071 yılında Alpaslan’ın Bizanslılara karşı yaptığı Malazgirt savaşından sonra 1077 yıllarında kurulan Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katılmıştır.

1528 yılında Kırşehir ve çevresinde Kalender adında bir tarikatçının başlattığı isyanlardan sonra, yöre halkının birbirlerine destek olmak ve birbirlerini kollamak ve korumak amacıyla birleşerek köy yerleşim birimine geçtiği sanılmaktadır. 1954 yılında belediyelik olan kasaba halkının çoğu Ankara’da olmak üzere diğer vilayetlere yerleştiği görülmektedir.

Kırşehir’in Kaman ilçesine 15 km. uzaklıkta olan Ömerhacılı kasabasına girmeden yolun sol tarafında bulunan Baran Dağları üzerinde biri büyük, biri küçük kucak kucağa duran iki tane dik kaya göze çarpmaktadır. Bu kayaların etrafında da irili ufaklı birçok kaya bulunmaktadır. Bu kayalarla ilgili derlenmiş iki ayrı efsane bulunmaktadır.

Yöre halkından çiftçilikle uğraşan Süleyman Aytok’tan 26.05.2006 tarihinde aldığı bilgileri derleyen Saliha Şal’a göre ; Kaman’da namusuna düşkün çok güzel bir kadın yaşamaktadır. Bir tane çocuğu olan bu kadını seven, fakat beraber olamadığı için ona düşman kesilen bir adam vardır. Bir gün, kocasının yokluğunu fırsat bilen bu düşman, çocuğuyla beraber tarlaya giden kadını yolda sıkıştırır. Kovalamacadan sonra uçurumun kenarına gelen kadın, “Allah’ım, ya beni taş et, ya da kuş et!” diye Allah ’a yalvarır. Duası kabul gören kadın, orada çocuğuyla beraber taş kesilir.

Yine yöre halkından Ömerhacılı Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Doğan Adıgüzel’den 10.05.2006 tarihinde aldığı bilgileri derleyen Gülşen Selçuk’a göre: Baran Dağları üzerinde yer alan Kuş Kalesi’nde yaşayan beyin arazisine, izinsiz girmenin cezası ölümdür. Köyden bir gelin, çocuğu ve kaynanasıyla bir gün Baran dağlarına odun toplamaya çıkar ve farkında olmadan beyin arazisine girer. Beyin adamları onları görünce, kovalamaca olur ve sonunda kaynana öldürülür. Gelin bir taraftan kucağında çocuğuyla kaçarken, bir taraftan da yakalanacağından korkarak “Allah’ım, beni bu zâlimlerin eline düşüreceğine ya taş et, ya da kuş et! ” diye dua eder. Duası kabul olunan gelin, orada taş kesilir.

Çok uzaktan bakıldığında gerçekten kucağında bebeği ve etrafında koyunları olan bir kadını andıran kayaya yöre halkı “Eli bebekli” adını vermiştir.

Recep Altun

 
Toplam blog
: 119
: 501
Kayıt tarihi
: 12.01.12
 
 

Lise mezunu, bir kamu kurumu emeklisiyim. Her konuda okumayı, yazmayı, araştırma yapmayı seviyoru..