- Kategori
- Deneme
Emanet mutluluklar

Kendimizi mutlu etmekten çok başkalarını mutlu etmeye calışıyoruz bazen. Onların yüzünde görüğümüz mutluluk bizi mutlu etmeye yetiyor. Kendi mutluluğumuzdan çok başkalarınınkileri için uğraşmaya başlıyoruz bir zaman sonra... Yardım amaçlı hareketler köle ediyor bizi kendine. Göya yardım edeceğiz derken bir de bakmışız teşekkür, minnet delisi olup çıkmışız.
Bazen de annem babam benimle gurur duysun diye oluyor mutluluklarımız ve de başarılarımız. Onlar da pek bi seyiyorlar evlatlarının etiketlerini: '-bizim oğlanda yeni mezun oldu doktor kendisi, -bizim kız da öğretmen, -Aman ne iyi ne iyi...' Sırf muhabbet arasındaki böbürlenmelere kurban olup gidiyor hayallerimiz. Bir çoğu başka biri başka bir şey olmak istedi aslında. Yazar olacaktı biri, dünyanın adaletsizliğinden bahsedecekti belki de. Bir diğeri müzisyen olacaktı ama çalgıcıya kız vermez demişlerdi rafta gördüğü gitarı istediğinde. Oysa şu an hiç sevmediği işleri yaparken mutsuzluk müptelası olmuş farketmeden... Daha çocukken çok güldük çok ağlayacağız diye korkutulduk hep ve mutluluklarımız yarım kaldı. Emaneten sevindik emaneten güldük. Gülerken ağzımızı kapadık, sessizleştik, içimize gömdük şen kahkahalarımızı ve mutluluklarımızı... Oysaki mutluluk neydi ki biz onu hep farklı şekillere büründürüp yaşamaya çalıştık. Kendimiz için yaptığımız şey neden mutluluk değilde bencillik oldu, ne zaman gerçek isteğimizin peşinde koşmayı bıraktık, nasıl oldu da bu istemediğimiz hayatlara esir olduk? Kana kana içmek varken bu çeşmeden, biz neden hep mutlulukları emanet aldık?