Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Emekliler AİHM yolunu öğrenmeli

Emekliler AİHM yolunu öğrenmeli
 

AİHM anlatan bir görüntü (sanal ortamdan alınmıştır)


Devletin emeklilik uygulamalarının ne kadar zalimane olduğunu artık herkes biliyor. Yıldan yıla kentlileşen ülkemizde ne kadar umarsız da olsanız emeklilerin içine atılmak istenilen açmazların ne kadar çok olduğunu görmemek mümkün değil.

Kendimizi hiç bir ülke ile karşılaştırmadan ve kendi imkanlarımız ölçüsünde düşünsek bile yanlış giden binlerce açmazın içinde yüzmekte olduğumuz çok açık bir biçimde görülecektir. Çünkü hakkımızı aramak için önümüzde onlarca engel vardır. Çünkü ne övünülecek bir hukuk düzenimiz var ne de 'daha çok çalışalım, namerde muhtaç olmayalım' diyenimiz var bu ülkede.

Dün Başbakan ERDOĞAN tarafından açıklanan kademeli zam ben dahil yedi milyon üç yüz bini aşkın işçi ve memur emeklisini memnun etmemiştir.

Sayın Başbakan: Emekli vatandaşların maaşlarını iyileştirme noktasında devrim niteliğinde düzenleme yaptık, demiş.

Çok geniş bir nüfusu ve yıllardan beri çok dengesiz seyreden maaş uygulamalarını her gün tartışan emekliler dün sayılara dökülmüş olan 'iyileştirme noktasında' nasıl durabilirler? Bence bu 'iyileştirme noktasında' her hangi bir 'd e v r i m' yapılamayacağını tahmin edebilmek için müneccim olmaya gerek yok.


Küresel Kriz ortamında ne gibi sorunlara duçar olunduğu, zengin ile fakirin, çalışan ile emeklinin, yoksullar ile işsizlerin, ihale alabilenler ile ihale alamayanların ne durumda olduğunu en iyi Devlet bilir. Bütün bu bilgilere ve kötüye gidişe rağmen uygulanmasına karar verilen 'iyileştirme zammı' hiç de iç açıcı olmamıştır.

Bilindiği gibi emekli en küçük ekonomik kıpırtıda bütçe açığı veriyor. TÜİK'in açıklamış olduğu verilere ne ben ne de çoğu tanıdıklarım inanmıyor. Yaklaşık kırk yıldan beri biliyoruz ki sayılar da yalan söyleyebilir. Yaklaşık otuz yıldan bu yana istatistik araştırmalarının bağımsız olmadığını ve belirli listelere göre ulaşılan verilerin ise millete inandırıcı gelmediğini hepimiz biliyoruz.

Bana göre Devlet emeklisine çalışırken derecesine ve kademesine göre ödemiş olduğu 'çıplak, giydirilmemiş olan maaşı' ödemek zorundadır. Bilinmelidir ki şu an emekli olan kişinin çalışırken aldığı maaş, onun müktesebidir. Emekli ikramiyesi de o kişinin çalışırken maaşından yapılan kesintilerin toplamıdır.

Çalışırken Başbakanlık Müsteşarı'nın aldığı maaşa göre kıyaslanarak ödemesi yapılan memur, emekli olduktan sonra o maaşının sanırım en çok %40'ını ancak alabilmektedir. Bazı istisnalar olsa bile emekli olan memurun 'hal-i pür melâli' budur. Bu da sayıları yedi milyonun üstündeki işçi ve memur emeklilerinin maddi yönden içine düşürüldüğü durumun bir göstergesidir.

Bu itilmişliğin manevi yönlerinin ise ne kadar çok boyutlu olduğunu siyasiler tahmin etmeye çalışırlarken, yaşayanlar ile bu alanların uzmanları hastalığın teşhisinde hiç de zorlanmayacaklardır.

Unutmayalım ki emekli bir kişi ki çalışarak kendi ekonomisine olduğu kadar dünya ekonomisine de katkıda bulunmuştur. Bu yüzden emeklilik bir çalışan için içine düşülen bir kör kuyu değil, çalışmalarından dolayı ödüllendirildiği bir ömür parçası olmalıdır. Bu yüzden de çalışırken hak ettiği maaşına bağlı olarak kurmuş olduğu hayat seviyesini ince hesaplara feda etmeden yaşamak ve yaşatılmak zorundadır.

Kaynak yetersizliği, yatırımların gerekliliği, kalkınmış ülkelerdeki uygulamalar ile milli gelir oyunları bu işe hiç mi hiç bulaştırılmamalıdır. Çünkü olayın özünde yeteri kadar ve verimli çalışmayan bir Devlet ve iş düzenimizin olduğunu gerçeği vardır. Açıkçası eğer gerektiği gibi çalışılsa bu ülke insan gücü ve kaynakları bakımından dünyadaki çoğu ülkenin önüne geçebilecek güçtedir.

Anlaşılan o ki biz yine bütün kaynaklarımızı çarçur ederek eski tas eski hamam yaşamaya sarılacak ve çok acı da olsa IMF adlı ahtapotun kollarına koşmakta hiç bir beis görmeyeceğiz. Geleceğimizi yine ipotek altına aldıracağız. Oh ne dünya be!

İçinde binlerce güzellikleri taşıdığına inandığım HUKUK DEVLETİ olmak bu mudur? Konut, sağlık, eğitim, çalışma hayatı ve özellikle de günden güne çözüm bekleyen emeklilik düzenimiz; uygulanmasına çalışılan Hukuk Devleti anlayışına uygun olarak gelişmektedir.

Bana göre Emekli Dernekleri kendilerince 'yasalara saygılı olmak tutkusu ile' uyumakta ve bir kaç cümlelik bildiriler ile eski mevzilerine çekilmektedirler.

Sözün özü: Gelişen durumlar çerçevesinde artık bütün emeklilerin müktesep maaş haklarının elde edilmesi için gerekli yerlerde dava açılmalıdır. Gerekir ise AİHM de gidilmelidir. Çünkü iç hukukumuz dört bir yandan elimizi kolumuzu bağlamış bulunuyor. Bu yüzden artık emekliler de AİHM yolunu öğrenmeli.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara