Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '13

 
Kategori
Deneme
 

Empati

Kaygılarımız, korkularımız, endişelerimiz ve tedirginliklerimiz koyu griden simsiyaha kadar  iç dünyamızın en bulutlu halleridir. Bedenimizi,  ergonomik koltuklara, ortopedik yataklara atsak da ruhumuz rahat değilse her şey boş gelir.  Tipik, diken üstü vaziyeti sergileriz.
İnsanın kaldırabileceği fiziksel ve ruhsal yükün sınırları da malum, kişiye göre değişir.  En cılız gördüğümüz kişi, kaldırdığı ağırlıklarla bizi şaşırtır.   Kişinin; yaşam koşulları, yaptığı spor, çalışma hayatı, sağlık vs. faktörler dış görünüşe göre verdiğimiz hükümlerde bizi yanıltıverir.
Sıklıkla kullandığımız "Beden yorgunluğu geçer. Allah ruh yorgunluğu vermesin" sözü çok anlamlıdır. Bir yükü iki elimize dağıtarak rahat taşıma kolaylığı getirebiliriz. Fakat ruhsal problemlerimizi o kadar kolay dengeleyemeyiz.  Aklımızdakiler, yüreğimizdekiler, vicdanımızdakiler derken her biri ayrı terletir bizleri.
İçimizi karartan o kadar çok unsur var ki.  Bunlardan; zan altında kalmak, iftiraya uğramak, mağdur olmak vs. hepimizin en ürktüğü şeylerin başında geliyor. Düşüncesi bile korkunç.
Tüketici olarak artık insanları da çabucak tüketir olduk. Her şeyimiz acele; verdiğimiz kararlar bile. Uzun yazılara tahammülü yok kimsenin. Zaman, kıymetli. Evet ama biraz yavaşlamalıyız bence. Yazılı ve görsel medyada cereyan eden olaylar konusunda ön yargılı, peşin hükümlü olmamalıyız. Empati kurma olayını kesinlikle ihmal etmemeliyiz.  Aksi ispat edilene kadar toplum önünde hedef olmak çok ağır bir şey olsa gerek. Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız diye düşünüyorum.
Her konuda olduğu gibi böylesi durumlarda  yargısız infaz etmemeliyiz insanları. Toplum psikolojisi bazen bizleri yanlışa da sürükleyebilir. "İnsan; en kötü varlıktır. Her şeyi yapabilir. Her türlü kötülük beklenir" değil "İnsan, düşünen, ayrıcalıkları olan, kıymetli bir varlıktır" sözü bana daha sıcak ve yakın geliyor. Hayatı ve insanları fazlaca sevmem her zaman  pozitif bir pencereden baktırıyor bana. Çoğu kez bizlere yansıyan insan manzaraları bu fikrimizi sorgulatıyor  olsa da bakış açımız geniş ve objektif olmalı. Olayları çift taraflı değerlendirebilmeliyiz.
Doğrular, güneşe benzer. Bazen güzellikler gölgelenebilir. Serinleteceği, nefes aldıracağı yerde boğabilir insanı. Fakat iyi niyet rüzgarlarımız eksilmesin hiç. Vebal altında kalmamak için defalarca düşünelim.
Felsefemiz; "Dünyayı nasıl yaşanabilir hale getirebiliriz" olmalı; "Nasıl dar edebiliriz birbirimize, nasıl kıyabiliriz canlara" değil.
Daha güzel, daha aydınlık, daha olumlu iletişim kurabildiğimiz, daha sağlıklı ve mutlu yarınlara diyor ve sözlerime, Shakespeare ile nokta koymak istiyorum : "Aslında hiç bir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır".

Aysel AKSÜMER

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..