En jentil boy

Malum seçim arifesindeyiz. Ortalık toz duman, dağlar karlı. Hal böyle olunca burun farkıyla birbirini geçmesi beklenen adaylar mümkün olduğunca birbirinin ayağına basmadan ve karşılaşmadan yarışı önde götürmeye çalışıyorlar. Çalışıyorlar çalışmasına da, altı üstü beş metre olan Manavgat’ ta karşılaşmalar kaçınılmaz oluyor. İşte böyle bir karşılaşma esnasında, ben senden daha yakışıklıyım dercesine gülümseyerek, içinde bin fırtına (!) objektiflere poz veren adayların resmi geçti elime. Ve dedim ki… Bu fotoğraftan acayip malzeme çıkar Aynur sana. Bu fırsatı kaçırma. Ve başladım resim üstünde çalışmaya, bir tür kamera arkası yapmaya. Bunu yaparken ben çok eğlendim. Bakalım siz de eğlenecek misiniz?

—Biz bastık mı böyle basarız işte. Beşi bi yerde. Nasıl ama?

—Bastınızda ne oldu? Başınız göğe mi erdi? Siz şimdilik sevinedurun. 29 Mart’ ta tarihe gömeceğiz hepinizi. “Bastımda kırıldı iğdenin dalı” türküsünü çığırıp, kadehlerde arayacaksınız teselliyi. Çok içmeyin amman (!) ha. Şişede durduğu gibi durmaz meret. Bilirsiniz.

—Sandığa gömeceklermiş. Pehhh. 29 Mart’ ta görürüz kimin kimi sandığa gömeceğini. Kimin tepetakla olup, kimin teselliyi kadehlerde bulacağını… O gün geldiğinde, çekinmeyin sakın ha. İçin içebildiğiniz kadar. Merak etmeyin. Hesaplar bizden. Ak Partilileri de göndeririz yardıma. Üstelik siyasi kökleri sağlam asil bir ailenin mensuplarıyız biz. Sizden önce geldik buraya. Bizim babamız sizin babanızı döver.

— Kökmüş asaletmiş. Pehhh. Biz de Osmanlı torunuyuz. Ta… Kayı boyuna kadar dayanır aslımız. İzmir marşıyla gel eder, mehter marşıyla göndeririz biz adamı. Buna da Osmanlı tokadı derler. N’ aberrr?

—Piyasanın en hızlı, en karizmatik, en jentil boy' u da benim ama. Hepinizden daha yakışıklıyım. Günde üç öğün dişlerimi fırçalar, kahvaltımı yaparım. Yumurtamı da çift sarılı alırım. Buna ne dersin?

—Şu pazuları görüyon mu sen? şu pazuları. Temelun torunu derler bağa. Bir el ense çeker, iki seksen uzatırım şimdi seni yere. Değil baban, sülalen gelse alamaz elimden.

—Ben de yüksek atlama şampiyonuyum. Bir atladım mı pir atlarım. Hepinizi haklarım. Siz göz açıp kapayıncaya kadar, koltuğu da kaparım. Görürsün gününü o zaman.

— O koltuk var ya o koltuk. O koltuk sana dar gelir bikerem. Şişkooo. O koltuk! … Tam benim boyuma, posuma, endamıma ayarlı, ısıma duyarlı, bana layık. Görmüyon mu? Hem söyle bakalım. Uzun atlayan mı daha yakındır koltuğa, yüksek atlayan mı?

—Yüksek atlayan tabii ki…

—Hadi oradan sen de... Yüksek atlayanın başına nerde, ne geleceği belli olmaz. Elektrik tellerine takılabilir, telefon tellerine takılabilir, telgraf tellerine takılabilir, zülfümün teline bilem takılabilir ama uzun atlayan bir hamleyle, hooop koltukta. İnanmıyorsan aç tarih kitaplarını kurcala. Tarih demişken... Benim babam şampiyondu hem. Matematik şampiyonu. Kimi kimle çarpıp, kimle böleceğini, kimi kimden çıkarıp, kimle toplayacağını ve nerde, nasıl zıplayacağını iyi bilirdi. Ne dereler aşmış, ne ırmaklar geçmiş bu uğurda. Biliyor musun sen? Ben babamın oğluyum. Baştanbaşa Anadolu’yum. İnanmıyorsan Pisagor’ un torununa sor.

—Sen onu bunu bırak da… Paradan haber ver asıl, paradan. Ne demiş Nasrettin hoca. Parayı veren düdüğü çalar. Benim arkamda dağ gibi hükümetim var. Gak desem kömür, guk desem para, hık desem altınım hazır. Sizin ki gibi pür-ü sefilleri oynamıyoruz biz. Düdük de bizim elimizde zurna da. Pırlanta bilem dağıtırız icabında.

—O paraya pula bakmaz koçum benim. Gaka guka da… Errr-kekseniz (!) tek tek gelin. Çıplak gelin. Biz giydiririz donunuzu. Hodri meydan.

— Bu restle beraber yarış iyiden iyiye kızışmış, fişengler tüfenglere sürülmüş, seyirciler tribündeki yerini almış, olacakları izlemektedir büyük bir merakla. Hepsinin dilinde aynı nakarat. Bu düello izlenir (!) arkadaş.

Biz de armut toplamıyoruz. İzliyoruz zaten.:))