Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '08

 
Kategori
Güncel
 

Endişe verici otokratik Mr.Erdoğan!

Endişe verici otokratik Mr.Erdoğan!
 

Milliyet.com.tr


Vallahi ben demedim! İngiliz “The Economist” dergisi söylemiş!

Ergenekon kervanına beni katmayın, billahi The Economistin yalancısıyım! Diyerek saçmalamayacağım! Bu gibi durumlarda en çok şuna üzülüyorum: Yaşadığımız ülke üzerinde, vergilerini ödemiş olan, yaşama hakkı bulunan insanlar olarak, üstelik “Cumhuriyet” olarak yönetim biçimi kağıt üzerinde geçerli ülkemizde bunları söylemek için mangal gibi yürek gerekiyor ya, hani kimse seni ciddiye almıyor, ya da tam tersi günah keçisi belleniyorsun ya, işte en büyük meselem!

Otokratik ne demek: tek kişi yönetimidir. mutlak monarşi ve müstebit yönetim çeşitleri otokratiktir. ayrıca veraset ve hilafet yoluyla yapılan yönetimleri de kapsar. günümüzde genel manada yerini daha demokratik uygulamalara bırakmıştır. (Kaynak İtü sözlük)

Yandaş olup da gözünü kapamayan hangi birimizin aklından geçmeyen, sohbetlerde demlendirmediğimiz, fırsat buldukça yazdığımız, ki iyi ki kaale alınmıyoruz, kaale alınan yazarların da akıbetlerine tanık olduğumuz şekli ile, hangimiz bilmiyoruz!

Bana da en çok dokunan o!

Biz de biliyoruz! Biz de söylüyoruz, ya da söylemeye çalışıyoruz!

Mr. Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bizlere yapmaya hak bulduğu bastırma, korkutma yöntemlerini The Economist dergisi yazarı, editörleri üzerinde nasıl kullanmaya çalışacak, onu merak ediyor bir tarafım, bir tarafım acayip isyanlarda!

Vergilerimi ödediğim, yaşama hakkımın bulunduğu vatanımda, söz söyleme hakkım sınırlıyken, asla milliyetçi değilim bu arada, özellikle belirteyim istedim, ne kötüdür ki, bir başka ülkenin saptamalarını alkışlayarak sesimi duyurmak durumunda kalışım!

Hayıflanmam, utanmam, elbette ki isyanım en çok da bunadır!…

……

Önder Sav’a fezleke!

İki haberi üst üste koymak istedim! Üstüne Deniz Fenerini, Fethullah Gülen’i, aslında daha neleri tuz biber olarak koymak gerekirdi!

Üç-beş kişi suç duyurusunda bulunmuş, hani bir hacca gitme konusu vardı da, bir esprili yaklaşımı vardı Önder Sav’ın, hani her bir espri altında aslında bir de gerçek vardır!

Hac, kurban için yeterlilikler söz konusudur, bildiğim ama en çok da algıladığım kadarıyla… Şartları zorlamak söz konusu olmamalıdır! Boğazından kesip de kurban kesiyorsan, günaha giriyorsundur bence, torununun geleceğini düşünmeyerek Hacca gitmeye niyetleniyorsan da, ya da yan komşunun aç bilaç hali umurunda değil ise, Allah olsam, reva bulmam!

Bu halimle bunları düşünüyorsam, Allah neleri düşünüyordur, kim bilir?

Hacca gidene kadar, kendine, evlatlarına, torunlarına iyilik sağlayacaksın, fazlası var ise inancına ayıracaksın!

Önder Sav’ın da, ben bilebiliyorsam, onun bilmemesi muhtemel değil, tüm bunları satırlar boyu ifade etmek yerine, sıcak bir yaklaşımı olmuştur, bence… Yoksa ne kendisini tanırım, ne de reklamını almış değilim!

…….

Bizim bir sürü sıkıntılarımız, kaygılarımız varken, bunları ifade etmekten bırakın bizleri, yandaşsız medya payını alırken, aslında yönetime soruşturma üstüne soruşturma açılması gerekirken, sus pus olma durumunda bırakılmamız en çok dokunuyor ağrıma!

Önder sav: Tanımam, etmem, medya haricinde! Hz. Muhammed’e tavır koymuşmuş… Dokunulmazlığı kaldırılsınmış…

Atatürk’e, yani bu ülke toprakları üzerinde yaşamamızı sağlayan, istese otokrasinin her türlü nimetinden faydalanacak adam, şahsi her türlü kazanımından feragat ediyor, o feragat sonrası cumhuriyet ve demokrasi geliyor, yıllar sonra bu nimetlerden faydalananlar karşı duruyor, aklanıyor, paklanıyor, dokunulmazlık zırhlarına bürünüyor ve o zırhlar ile dokunulmazlıklarının sağlandığı mecralara ihanet ediyor!

Pardon, anlayamıyorum!

Maia bile yemek yediği yer ile dışkısını bırakacağı yeri ayırt adebiliyor!

……

O zaman, ben varım, arkamdan kaç kişi gelir, bilemem, ben de Mr. Erdoğan’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını talep ediyorum, her hangi bir vatandaş olarak! Ne kadar ciddiye alınırım, ya da bir bahane ile içeriye alınmam an meselesi mi olur?

…….

Aklıma Hindistan’daki terör geldi: Kurtulan Türkler Fatiha Suresini okumuşlar, kanıtlamak için Müslümanlıklarını, ölümden kurtulmak amaçlı!

Terör ve Müslümanlığı, siyaset ve dini bağdaştıramıyorum, özür dilerim, Müslümanlığı sevgi ve hoşgörü dini olarak algılamak istiyor, dini ise şahsi ibadet olarak! Lütfen, Allah ile aramıza girmeyiniz!


Gülgün Karaoğlu
Kasım,29/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..