Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '08

 
Kategori
Futbol
 

Endülüs panteri

Endülüs panteri
 

www.turkfutbolu.net/fenerbahce/kadro/images/v...


Dün gece, oğlum ve kızımla maç seyrettik. Eşim erkenden uyudu. Ama, ne maçtı?

Fenerbahçe’nin her maça sanki 1-0 veya 2-0 başlama zorunluluğu varmış gibi.Yine, komik iki gol ve dakika 9.Skor 2-0.

Aynı hatayı Galatasaray maçından da hatırlıyor olmalısınız.

Sevilla ceza sahasına bile girmeden uzaklardan iki gol bulunca, Fenerbahçeli oyuncular sahada bizlerde evde tv. karşısında resmen aptal gibi olduk.Sanki nakavt olmuş boksor gibiydik.Oğluma seslendim.’’Kalk, Mustafa kalk oğlum bu iş 5-0 GS-Alman takımı Veya 8-0 BJK- İngiliz takımı maçlarına benzeyecek gibi, kalk ta yat. Boşu boşuna uykundan olma.’’ Allah’tan oğlum ‘’Sen yat baba, ben yatmayacağım, ben takımıma güveniyorum.’’, dedi de. Yatamadım. Oğlunu FB li yapan bir baba olarak, oğlumdan utandım.


Ama gollerin erken gelmesi, durumun düzeltilmesi için zaman bıraktı.

Sevilla’yı erken gelen goller, ’’ ben bunlara gole boğarım ‘’ düşüncesine yöneltti.

Aşırı derecede rahatlayıp, motivasyonlarını kaybettiler.

Fenerbahçe ise bu durumda kendine güvenini kazanma şansına sahip oldu.

Topu daha fazla kontrol edip oyunu ele alarak, pozisyonlar yakaladılar. Bu kendine güvenin artmasında ilk golümüzün ilk yarıda gelmesi ve Zico’nun Semih’i 2. forvet olarak oyuna almasıyla futbolcularına verdiği mesajın rolü çok büyük oldu.

Bu an Sevilla’nın paniğe girmesine neden oldu.

Turu geçemeyeceğiz duygusu etkin bir şekilde beyinlerini, kalplerini sardı.

Ya biz mi ne yaptık? Hala inanmıyorduk FB mize ama çok sevindik. Bir yerde de hala korkuyordum. Ama, Mustafa’nın güveni tamdı. O öyle hareket ettikçe ben kendimden utanıyor, çok iyi bir FB li yetiştirmekle de onur duyuyordum. Fenerbahçe için değerlendirilebilecek fırsatlar ardı ardına kaçarken, birden, Kanoute’nin şutu Gökhan’ın ayağına çarparak benim umutlarımı topla birlikte ağlara götürdü.

Beni esas yıkan gol bu goldü. Sevilla’nın tüm direnci kırılacağı ve turun geleceği netleşeceği bir anda futbolcularımızın kademe hatasından faydalandılar.

Devre böyle bitti. Ama esas gerilen Sevilla’ydı.

İkinci yarı, sahanın yıldızlarından Uğur’un, Deivid’in ve Gökhan’ın ileri çıkışları Sevilla’yı sahasına hapsetti.

Alex’in, Selçuk çıktıktan sonra, orta sahaya yaklaşmasıyla birlikte, Semih ve Kezman topu ileride tutmak için çok gayret ettiler. Sevilla’nın savunmadan oyun kurarak çıkmasını engellediler.

Oyunun bu bölümünde yine bir kanat akını ile elde edilen serbest atışta Alex’in ortasına Deivid’in fırsatçılıyla skor 3-2’ye gelince maç ve tur ben geliyorum dedi.


Uzatmadan da gol çıkmayınca sonra penaltılara gidildi. Oğluma diğer odada ders çalışan kızımda katıldı.’’biz penaltılarda bunları eleyeceğiz’’, dedi. Ben de herkesten çok istiyordum. Ama yinede çok ama çok zor geliyordu.

Alves’in penaltısını kurtararak turu getiren Volkan, en kibar tabirle Alves’le çok iyi şekilde hesaplaşmış oldu. Ve biz Volkan’ın son kurtarışıyla sahanın yıldızı ünvanını Uğur’dan alıp ‘ENDÜLÜS PANTERİ’’ unvanına sahip olurken, oğlum kızımla birlikte ayakta sevinç içinde bir yumak olduk.Hanımım mı hala uyuyordu. Yaşadığıma çok memnun olduğum bir geceydi. Kötü başlayıp muhteşem biten bir gece.Şampiyonlar Ligi’nde, Sevilla gibi bir deplasmanda on dakikada 2-0 yenik duruma düştükten sonra turu getirecek skoru elde etmek her babayiğidin hakkı olmadığı gibi, herkesin kalpten böylesine bir takımı alkışlaması gereken bir durum.

Artık 14 Mart’ta Gönlümden, Chelsea, Inter veya Schalke gibi takımlardan biri ile eşleşmek geçiyor.

Barselona, Real Madrid, Manchester United veya Arsenal ile yarı finalde karşılaşmak daha güzel olacaktır.

Ama, bu saatten sonra kim çıkarsa çıksın, fark etmez. Tabii ki sonuçta…

Ne olursa olsun FB bu mücadelesiyle gönlümüze zaten taht kurdu.Gururluyuz.Çünkü , biz FB liyiz.

 
Toplam blog
: 55
: 921
Kayıt tarihi
: 08.07.06
 
 

40 Yaşından Sonra Evet, ben yıllarca okudum, okudum. Ne bulursam, elime ne geçerse. Kırkından sonra..