- Kategori
- Aşk - Evlilik
Er Kişi Aşkı niyetine
Ergenlik sivilcesi denilen garip şeyler gibi hiç beklemediğim ve nasıl olduğunu hiç anlamadığım şekilde girdi aşk hayatıma. Bir iki derken irili ufaklı çoğaldılar bende. Aşık olduğumu da anlardı o zaman herkes, saklayamazdım. Sivilceyi yok etmek için türlü türlü işkencelere katlanırdım. Acı çekerdim. Geçti zannederdim ama izi kalırdı. Ama o sırada bilemezsin ki asıl acı olanın kalan izler olduğunu. Derken geçer zaman, sivilceler yok olur, olgunlaştığımı zannederdim. O zaman aşk aslında başka bir şey olur erkek için. Önce yine tek tük başlarlar belirmeye."Tamam, büyüdüm artık" dersin. Çünkü sakal büyümenin bir belirtisidir. Zamanla sıklaşır onlarda. Ama kalıcı olduklarını anlarsın fazla zaman geçmeden. Kendine yakıştığını düşündüğün şekilde yaşarsın aşklarını. Uzun, kısa, kirli... Gereksiz olanları kestirip atarsın ya da uzatırsın sevdiklerini. Zaman akan bir su, yerinde durmaz, biz de alıştık ve büyüdük deriz ya, asıl olan başlar o sırada. Yaşlanmaya başlarsın ve gerçek aşk çıkar meydana. Yaşadığın gerçek aşk kadar çizgi belirir alnında. Saklayamazsında kimseden. Sonra aşkın doruğu olur aklar düşen saçların. Doğal yaşarsan kır saçlı olgun bir aşık olursun. Cesaret işi tabii bu. Bi kısmı dökülür o saçların, kalanlar ne kadar fedakar olduğunu gösterir. Halâ elinde tek bir fotoğraf var ve aynaya baktığın her seferinde gördüğün şey kendi yüzün değil de aşkınsa, hayalleri gerçekleşmiş demektir bir erkeğin...