- Kategori
- Şiir
Erguvanlı hare
Erguvanlı Hare
Her bahar namlusuna
Kiraz çekirdekleri sürülmüş
Aklını oynatan
Zurnasını kaybetmiş bir Abdalan’ım
*
Salacak’ta yosunların üzerine
DEnizin sokak çocukları konar
Bahar Çarpmış
Yeşİl yosun kokuyor
Sarı saçLarın
*
Deli ediyor maviyi
Dalların uçlarında tomurcuklar
Düşmüş sanki erguvanların içine
*
Çobansız kalmış tekneleri güdüyor ay
Şakaklarımda ötmeye başlıyOr
Nabzımın kızıl serçesi
*
Yaprakları akan bir ırmağa dönmüş yatağımız
BoĞazda erguvan olurum kanatlarıyla
SuyU havalandıran balıklara inat
*
Kuru çiçek ve kül toZları serpmiş
Dağınık saçlarına gecenin meltemi
Işıl ışıl yağarken üstüne gökten çiğ taneleri
*
Koynuna sımsıkı büzüşüp sarılmış sanki
Yalnızlık kayalar, yıldız
Ak hüzünlü tuvalimiz
*
Hüzünlü gaga vuruşlarıyla
Kemiklerinin öcünü almaktan
Hüzünleniyordu ay buğulu
*
Çiçeklerin dinginliğinde
Taşların mavisinde kayan ak hıçkırıklarla
Tellerini inceleyen bir lavtanın ustasısın
Üzgün düşüncelerim bana zulmetmeyi seviyordu
*
Düş hasat’ı onu devşiren yüreklere
Bıraktığı hazin, hoş kokular ıtırlar ile
Ağzının içinde ne acılık ne buruk bir tat
Yazgısını kıskanıp alev tüketiyorum
*
Ey tenin karanlığı
Buzulların suyunda boğulmuş düzgün kokum
Çürük tenini ısıtmaktan
Başka bir şey sana duyduğum
*
Kötü bir sözcükle yanan bir ağızla
Geldim sana
Mavi göğe hasret kirletiyor
İçimdeki çocuğu
*
Ilık, altın camları öpüp birden
Kendimi aynada melek gibi görüyorum
Koyu bir gizem
Yeniden doğmayı düşlüyorum
Güzelliğinle yeşerdiği ufuklara
*
Tutsağıyız şu yalan dünyanın
O rezil o berbat soluğuyla
Budalalığın acıyı bileyen
Tekinsizliği
Camları kırmanın hasreti
Yüreğimi çizmek istercesine
*
Düşmek pahasına
Tüysüz kanatlarımla
Havalanıp kaçmanın
Dayanılmazlığı
Sana olan hasretim
*
Mehmet Özgür Ersan 17-18.05.2016 Maltepe-Taksim-Üsküdar