Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Erkeğin evlilikte zorlanması

Erkeğin evlilikte zorlanması
 

Akdeniz ikliminin kekremsi tatlı efemine erkeğinin yanında iki kız var. Saçları hafifçe omuzlarına düşmüş. Sonbaharın kendini yeni yeni hissetirmeye başladığı hafif soğuksu havada o sevdiği kızın iskelede tek başına oturmasına aldırmadan yanındaki kızlara özgüven dersi veriyor.

-Betimsel izdüşümlerin suda yaptığı yansımanın etkinin aynısı insan bünyesinde de vardır, derken kızların gözlerindeki hayranlığın farkında değilmiş gibi konuşmasını sürdürdü.

Annesinin olağanüstü ve baskıcı gizli otoritesini hiçbir zaman ciddiye almamıştı. Evinde hakim olan anaerkil düzen babasını içine kapanık, ezik , hayatı sorgulamadan boyun eğmeyi kabul eden tavırlarının da onun üzerinde hiçbir etkisi olamazdı. O, yüksek okulu bitirmiş başarılı projelere imza atmıştı. Bunları herkes bilirdi ama bunun sözü bile edilmezdi. Önemli şeyler değildi bunlar. Peki önemli olan neydi?

Neyin önemli olduğunu kimse bilemezdi. En önemli şey hayatın ciddiye alınmamasıdır. Ama hayatı sadece kendisi ciddiye almayacaktı. Hem annesi hem babası çalışıyordu. Şimdiye kadar hiçbir işten para kazanmamıştı. Akşamları deniz manzaralı babasının evinde mangal yapıp rakı içmek en hoşuna giden zevklerinden biriydi. Hayatın her bir safhasını tiye alan bir insanın evliliği ciddiye alması düşünülmezdi. Sevdiği kızlardan hiçbiri şimdiye kadar kendisini evliliğe bağlayacak son adımı attıramamıştı kendisine.

-Evlilikten neden korkuyorsun ciğerim ?

-Mutsuz olmaktan ve sorumluluktan . demişti açık yüreklilikle

Bir dünya , bir evren sığardı insanın içine. Göklere erişmek insana erişmekten daha kolaydı. Binlerce bilinmez, bir gül goncasının yaprakları gibi birbirinin içine girmiş, çözümü zorlaştırıyordu.

“Ona karşı değilim “diye gülümsedi kız “ onun yanındayım”

Eninde sonunda onu bulacaktı. Üç senedir sabırla sürdürdüğü birlikteliği bitirmeye hiç niyeti yoktu. O aradığı adamdı. En azından bugünlük buna emindi. Önündeki birayı içerken sevdiği adamın profiline baktı. “aşkım , senin bu umursamaz tavırlarının arkasındaki gerçeği biliyorum. Sen de beni seviyorsun. Korkak sevgilim “ diye geçirdi içinden. Bir taraftan da hayatının böyle bir bilinmezlik içinde çalkantılı geçmesinin fırtınalı sıkıntısını yaşıyordu. İnsan geleceği bilmek için neleri vermezdi. Ama ne yazık ki yaşam böyleydi. Zaten büyük insanlar yol ayırımlarında doğru kararlar vermesini bilenlerdi.

-Mutluluk aramakla bulunmaz . Ama bulanlar hep arayanlardır. Dedi.

Yol uzun ama hayat kısaydı. Birası bitmişti. Güneş denizden batmaya başlamıştı. Kızıllığın değişen renkleri denizde ahenkle dansederken sevdiğinin iki yanındaki kızlar, onun omzuna yaslanıp hayal kurmasına engel oluyordu.

-Elveda bir gün daha!

 
Toplam blog
: 115
: 1244
Kayıt tarihi
: 17.07.06
 
 

Tek düşüncem yaşadığım dünyayı nasıl yorumladığımı başkalarının bilmesidir. Aslında yorumun özünde t..