Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Haziran '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Erkek engeli

Bir gazetenin manşetinde yer alan habere göre, Türkiye'de kadınların siyasete girmesini erkeklerin engellediğini söylemiş, sayın başbakanımız... Aslında bu, herkesin bildiği bir gerçek... Yine de yetkili ve etkili bir ağızdan söylenmiş olmasının elbette bir önemi var.

Erkek egemen bir topluluk olduğumuzu tartışmaya gerek yok. Bir toplumda problemlerin en basit çözümleri ve uygulamaları, ailede başlar. Hangi evde gönül rızasıyla ve öyle olması gerektiği için hanım sözü geçerlidir ki? En kılıbık erkeklerimiz bile ancak zorunluluk sebebiyle bu durumu kabullenmişlerdir.

Elbette bunda yüzyıllardır devam eden alışkanlıklarımızın, eğitim sorunlarımızın, kültür yapımızın, din anlayışımızın, ekonomik durumumuzun, kişisel görüşlerimizin önemli bir etkisi vardır. Ama her şeyden önce evde erkekler kadar kadınların da sözünün geçerli olması ilkesine bütün iyi niyetimizle inanmamız ve bütün samimiyetimizle bunun uygulanmasını istememiz gerekir.

Konuyla ilgili bir şeyler yazmayı düşününce hemen blogları gözden geçirdim. Kadın bölümünde bu konuya benden önce değinenler olmuş mu diye merak ettim. Fakat ne yazık ki "Kadınlar" başlığı taşıyan bir blog bile bulunmadığını gördüm. Nedense kadınlar sadece "moda" ve "alışveriş"le özdeşleştirilmişlerdi.

Kadınların siyasette veya diğer idarî mekanizmalarda böyle bir görev üstlenmeleri gerekir mi, bunda başarılı olabilirler mi, annelik vasfı onları engeller mi, çocuk yetiştirmek de önemli bir görev sayılır mı, gibi soruları, yıllardır zaten onları engellemek adına hep sorup duruyoruz.

Bunu biz niye kendimize dert edinelim ki, kendi kararlarını onlar kendileri versinler. İsteyen kariyer yapsın, isteyen çoçuk baksın. İşin düğümü de, çözümü de, özgür anlayış ve özgür davranış noktasında. Elbette bu seçimi kendi başına ayakları üzerinde durabilen, kendi kaderini çizebilecek ekonomik ve sosyal güce sahip olan hanımefendiler yapacaklar.

Bunun için öncelikle öğrenim yapmış, ekonomik özgürlüğünü elde etmiş hanımlara ihtiyaç var. Onların bu duruma gelmeleri de "baba"larının imkânına, anlayışına ve takdirine kalmış diyorsanız, yeniden "erkek" engeline takılıyoruz demektir.

Belli ki bir kısır döngünün içindeyiz. Bunun için kafa yapımızda bazı değişiklikler olması şart. Kadını kadın, erkeği erkek gibi algılamak yerine ikisine de insan gözüyle bakabildiğimiz gün, belki çözüm yolunda ilk adımı atmış olacağız.

Ne dersiniz, başarabilir miyiz?

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara