Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '08

 
Kategori
Yöresel Yemekler
 

Erkek tarhana çorbası yaparken

Erkek tarhana çorbası yaparken
 

Ölürken hayatın bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer diye söylerler. Hayatını bir film gibi görmek istersen ölmene gerek yok. Tarhana çorbası pişir, yeter.

Tarhana çorbası pişirirken ağır ağır karıştırılmalıdır. Yoksa topak topak olur. Onun için kadınlar tarhana çorbası pişirirken kaynayıncaya kadar başından ayrılamazlar. Ağır ağır ve durmadan karıştırırlar. Bu karıştırma işi yaklaşık 15 dakika sürür. İşte bu 15 dakika çok önemlidir. Uzaktan tarhana karıştıran kadını izliyorum. Onun, benden haberi yok. Tarhanaya dalmış. Karıştırıyor. Uzaklardan bir yerlerden geliyor yavaş yavaş. Gözleri tarhana çorbasında aklı 15 yaşında ilk aşkında. Sevgilisinin kendine yazdığı mektubu okuduğu zaman duyduğu heyecan tahta kaşığın ucunda. Babasının istemediği ilk aşkı ile evlenseydi belki bugün daha mutlu olabilirdi. Gene de şükür diye iç geçirdi.

Aradan 10 sene geçtikten sonra ancak evlenecekti. Kendisinden 14 yaş büyük adamı gördüğünde gene heyecanlanmıştı, ama sevgilisinden gelen mektubu okuduğu gibi değil, bu başka türlü bir heyecandı. Bir bilinmeze gidiş, bir mecburi yatış, bir geleneğe uyuş, bir maceraya atılış heyacanıydı. Üç tane güzel çocukları olmuştu. Hepsi birbirinden güzeldi. “anasının kuzuları dedi” içinden.

- Çorba pişti mi hanım?

Bu ses gerçeğe döndürdü onu. Tarhana pişirmek başlı başına bir güzel film, bir güzel yalnızlık, bir güzel intikamdı. Bütün dünyayı bir tahta kaşık ile çevirip girdap içinde yok etme gücüne erişmekti.

- Az kaldı!

Tek ayağının üstüne yüklenip biraz daha tencereye doğru kaykıldı. Yavaş yavaş kaynamaya başlayan çorba artık sabrın vücuduna verdiği rahatlığı , dinginliği , nuraniyeti, ulviyeti bitirecekti. Derin bir nefes alıp ateşi kapattı. Çorba hazırdı.

Bir erkek tarhana çorbasını yaparken, bir kadından daha başka mı davranırdı? O da bir nefesti o da bir candı. Onun da hayalleri vardı. Onun da filmi vardı.

- Benim işim var bugün tarhanayı sen yapar mısın?

- Tamam

Önce bir kaşık salçayı zeytinyağı ile kızartıp sonra suyla karışmış tarhanayı tencereye döktü. Yavaş yavaş karıştırmaya başladı. Tahta kaşığın ahengi, ortamın sesliği annesine götürdü onu. Annesinin boyu kısaydı. Tarhanayı karıştırırken boyu ancak tencereye kadar gelirdi. Hep konuşurdu annesi, hep şikayet ederdi.

- gece vaktı nerden çıktı şimdi çorba. Bir rahat huzur yok. Otur peynir ekmek ye. İlla ki çorba.

Hem konuşur hem karıştırır.

- Ah annem ah! Ne konuşur durur kendini üzersin. Hayal kursana, çorba karıştırırken yaşamının en güzel dakikalarını yaşasana.

Annesinin ölümü, babasının yalnız kalışı, öğrenci iken yediği zeytin ekmeği, evliliğini, çocukların büyümesini, yaşlanmasını, bu güne kadar tek tek hayatının günlerini, aylarını, yıllarını düşledi. Tarhana hiç topaklanmadı. Derin bir iç çekerek ateşi kapattı.

-bir tarhana bir ömür, bir yaşam, bir gelecek, bir karar. Bir tarhana bin güzellik dedi seslice.

 
Toplam blog
: 115
: 1244
Kayıt tarihi
: 17.07.06
 
 

Tek düşüncem yaşadığım dünyayı nasıl yorumladığımı başkalarının bilmesidir. Aslında yorumun özünde t..