Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Erken sona eren yaşam hikayeleri !..

Erken sona eren yaşam hikayeleri !..
 

Onlar kepleri ve kalpleri ile birlikte toprağa verildiler..


<ı>Onların hepsi hayatlarının baharındaydılar. Eğer yaşasalardı, belki kimi bilim adamı olacaktı, kimi Cumhuriyet Savcısı.. Kimi belki de diplomat... Bir yılbaşı akşamı bir UYUDULAR, bir daha UYANMADILAR...

Hala, o yedi gencin beklenmeyen ölümlerinin sarsıntısındayım. Hala onları düşünüyorum. O gencecik bedenler bugün toprakla buluştular. El ele verilerek yeni bir yılı kutlayan 7 candan geriye kalan yalnızca fotoğraflar ve anılar. O çocukların aileleri artık ne bir yılbaşı kutlayacaklar ne de bundan sonra o kadar mutlu olacaklar..

NTV'de izledim.. Ölen gençlerden beşi benim hemşerim. İzmir ve Manisa’dan diğer ikisi farklı illerden. Ama her biri farklı aile yapısından ve farklı kültürlerden, farklı eğitim alarak, ortak bir kadere imza atarak, Türkiye’nin en güzide okullarından biri olan Bilkent Üniversitesi’ne kayıt yaptırdılar. Belki de hiçbiri o ana kadar birbirlerini tanımıyorlardı. O yaşa kadar çok farklı hayat idame ettiren ve Bilkent Üniversitesi’nde, yaşamları kesişen bu yedi genç, daha tanışalı belki birkaç ay olmuşken, ve de belki çok farklı bir gelecekleri, Hayalları varken, kader onları bu kez derin bir uykuda yakaladı ve aynı ortak kaderle bugün belki de aynı saatlerde toprağa verildiler..

Profillerine şöyle bir göz attığımızda daha da efkârlanıyor insan. Bakın neler var bu hayat hikayelerinde..


Ceren Okkalı !.. 19 yaşındaydı ve 6 kız kardeşin en küçüğüydü. 31 Aralık doğum tarihiydi. Hep beraber hem yeni yaşını hem de yeni yılı kutluyorlardı. Uluslararası İlişkiler Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisiydi. Okulu kazandığı gün babasına iyi bir diplomat olma sözü vermişti,. Yılbaşı kutlamasına gitmeden önce <ı>“Kendimi iyi hissetmiyorum. Geçen yılbaşı çok güzel geçmişti ama bu yılbaşı kötü geçecek” demiş. Haklı çıkmıştı. Doğum günü olan 31 Aralık, ölüm tarihi oldu.


Büşra Bek … : 19 yaşındaydı. İç Mimari ve Çevre Tasarım Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisiydi. En büyük hayali yakın arkadaşı Tarık Ünal ile ABD’ye gitmekti. Arkadaşları ona taktığı isim “Bübüş”dü. Canayakın ve arkadaş canlısı Büşra, anneannesi Hayriye Yılmaz’ın yanına defnedildi.

Elif Koyuncuoğlu…. : 5 yaşındayken çocuğu olmayan teyzesine evlatlık verildi. Ölüm onu yakaladığında 19 yaşındaydı ve siyasete çok meraklıydı. Belki de bu yüzden Bilkent’te siyaset bilimi okuyordu. Çevresine <ı>“Condellezza Rice olacağım” diyordu. Yılbaşı günü öz annesinin yanına, İstanbul’a gitmek istedi ancak teyzesi <ı>“Yollar çok karlı” diyerek izin vermedi. İzin verseydi belki şimdi hayatta olacaktı. Ama kaderin önüne geçemedi.

Tarık Şükrü Yılmaz…. : 21 yaşındaydı. Ankara’da bir üniversitede okumak en büyük arzusuydu. Sırf bu yüzden iki sene üst üste sınava girdi Bu arzusunu Bilkent’te Ticaret ve Yönetim Bölümü öğrencisi olarak gerçekleştirdi. Yılbaşı kutlaması için 15 kişilik bir liste yaptı, beraber hayatını kaybettiği 6 arkadaşı da bu listedeydi.

Can Özdokumacı .. : Ailesinin tek çocuğu olan Can 20 yaşındaydı, Turizm ve Otelcilik okuyordu. Yılbaşı kutlaması için arkadaşının evinde kalacağını annesine söyledi. 11 ay önce beyin kanaması geçirdiği için tedavi gören babası Ahmet Özdokumacı’dan oğlunun ölüm haberi uzun bir süre saklanmış. Ama ne zamana kadar..


Özgür Turan Attila.. : Hukuk Fakültesi öğrencisi olan Özgür 19 yaşındaydı ve en büyük ideali savcı olmaktı. Vahim facianın meydana geldiği evde 2 aydan bu yana annesiyle birlikte yaşıyordu. Annesi yılbaşı kutlaması için İzmir’e gidince arkadaşlarını eve çağırdı.. Yeni yılın ilk saatlerinde İzmir’deki ailesini aradı, <ı>“Yeni yılınızı kutluyorum. Hepinizi çok seviyorum” dedi. Ailesi de onu çok seviyordu. Özgür annesi ile birlikte İzmir’e gelseydi, belki bu canlar şimdi hayatta olacaktı…

Oğuzhan Turan… : 19 yaşındaydı ve Bilkent’te kimya bölümünde okuyordu. Aynı olayda hayatını kaybeden Özgür Attila ile liseden beri arkadaştı. Üniversiteyi de birlikte okuma kararı almışlardı. Kader onları aynı zamanda aynı üniversitede de yalnız bırakmadı. 31 Aralık gecesi uzun zamandan beri ayrılmayan iki arkadaşın kaderi de aynı oldu

Görüldüğü gibi, ilginç yaşam öykülerinin arkasında, ilginç kaderleri insanı bir kez daha düşündürüyor. Ama ne yazık ki, sonuç ister vahim, ister kader olsun. Onlar şimdi toprakla bütünleştiler. Kimi suçlarsak suçlayalım, hangi gazete ve hangi densiz bu olanların, Allah tarafından verilmiş bir ceza ve ders alınacak bir olay olduğunu söylesin. Zırvalamaları kendilerini ilgilendirir. Sonuç olarak 7 tane genç fidan bugün toprağa verildi. Hayat hikâyeleri ilginç olduğu kadar, kaderleri de ilginç. Ama onların hiçbiri bu söylenenleri bence hak etmedi. Saygıyı kimse elden bırakmasın. Aileleri yasta ve ateş düştüğü yeri yakıyor.

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..